Allah’ın kelâmıdır. Onun için ezelidir. Cenab-ı Hakk’ın bizlerle konuşmasıdır. Kâinatı bizlere tarif ederek; Rabbimizin sanatlarıyla dolu bir vitrin ve seyir yeri haline çevirmiştir. Dünyamız Kur’ân’ın nuru ile aydınlanmıştır. Yeryüzünün; denizin dibinden ta dağların başlarına kadar, Yaradanın sonsuz nimetleri ile doluluğunu gözler önüne serer. Adeta ziyafet yeri olduğun gösterir. Kâinat, okuyabilene Allah’ın âyetleridir. Koa kâinatı; saat, harita veya bie ev gibi gösterir. Gök ve yerin yaratılması, gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi, insanların farklı dil, ses, yüz ve yürüyüşte yaratılması, gece ve gündüzün birbirini takibi, mevsimlerin ortaya çıkması her biri Cenab-ı Hakk’ın taklit kabul etmez âyetleridirler. Turralarıdırlar. Yağmurun ahenkli yağışı, bulutların gökyüzünü halden hale koyması; hepsi Allah’ın güzel isimlerinin yeryüzüne yansımalarıdır. Değişmez hükümleridirler.

Âyet ve sûrelerin çoğu küçük bir Kur’ândır. Kur’ân’ın tamamını okumaya fırsat bulamayanlara bir ikramdır. Bizlere az sözle çok şey anlatırlar. Misalle çoğu hakikata aklımızı yaklaştırırlar. Kur’ân birbirine düşman Arap kabileleri barıştırıp birleştirmiştir. Medeni milletler yapıp, dünyaya üstad eylemiştir. İnsanlık içindeki sosyal çalkantıları, zengin fakir arasındaki çekişmelere son vermiştir. Yardımlaşma duygusunu, diğergamlığı esas alarak; ihtilâller ve ayaklanmaların önünü almıştır. Kur’ân Allah’ın ezeli değişmez hutbesidir. Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî’ye göre Kur’ân’ın altı ciheti, yönü de nuranidir. Sıdkını, doğruluğunu ve hakkaniyetini gösterir. Altında hüccet, delil direkleri, üstünde icaz, üstün ifade ışıkları parıldar. Önünde ve hedefinde iki dünya, cihan saadeti, hediyeleri bulunur. Arkasında dayandığı semavî vahiy hakikatları vardır. Sağında hadsiz doğru, yanılmaz akılların delilleri ve tasdikleri görülür. Netice: Kur’ân’a hücum edilemez. O sağlam ve korunan bir kaledir.

Kur’ân en yüksek, ince ve dakik iman ilminden bahseder. İmanın önemine vurgu yapar. İslâmî berraklığı, arılığı ile daima Müslümanlara ilham kaynağı ve devamlı sığınılacak bir mekân olmuştur. Kur’ân’ın misli, örneği yazılamaz. İcazına, üstün ifade ve anlatış tarzına yetişilemez. Kur’ân’ı ilk öğrenen, ilk okuyan ve ilk yaşayan sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (asm) olmuştur. Konuşan Kur’ân olmuştur. 

Allah’ım! Kur’ân’ın nuru ile gözlerimizi nurlu kıl. Kur’ân’la bedenimizi vücudumuzu sağlamlaştır. Nurlandır. Ahlâkımızı güzelleştir. Taatlerimizi, ibadetlerimizi ve arzularımızı Kur’ân sayesinde kabul buyur. Amin.