"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Amerika batar mı?

Faruk ÇAKIR
21 Kasım 2013, Perşembe
Yıllardan beri, adeta şehir efsanesi gibi konuşulan bir mesele var. Bu ‘efsane’ye göre gün gelip Amerika da, tıpkı geçmişte Rusya örneğinde olduğu gibi ekonomik olarak batacak, dağılacak ve yaptığı yanlışların bedelini ağır bir biçimde ödeyecek.
Kimilerine göre bu iddia çok temelsiz, ama bazı uzmanlara göre “Böyle giderse Amerika batar.” ABD’deki krizi ve Türkiye’yi değerlendiren iş adamı Mehmet Betil bu kanaatte. Şöyle demiş: “ABD para basarak kurtulamaz. Bu şekilde borçlanırsa, doları tahtından indirecekler.” Betil, daha da ileri gidip; ABD büyüme hızının son yıllarda yüzde 4 ile 9.5 arasında olduğunu, krizin çözülmemesi halinde ABD’de bankalara hücum yaşanabileceğini, hatta sıkıyönetime kadar giden bir yolun olduğunu söylemiş. (Konuşan: Önder Çelik, 22 Ekim 2013)
Betil şöyle bir Amerika tablosu çizmiş: “1970’lere kadar Amerika esas olarak dünyaya borç veren bir ülke konumundaydı, çok güçlü bir durumdaydı. Dünyanın çeşitli yerlerinde de kurumlar meydana getirdi. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF), Uluslararası Finans Kurumu Amerika’da kuruldular ve dünyaya hizmet etmeye başladılar. (...) 1980’lerden itibaren Amerika borçlanmaya başladı. 90’da bu borçlar ciddî şekilde yükseldi. Ancak 2000’li yıllara baktığımızda toplam borcun 1 trilyon dolar mertebesinde olduğunu görüyoruz. Fakat bu çok ciddî şekilde artmaya başladı. 2004 yılına gelindiğinde 1.4 trilyon, 2006’da korkunç bir seviye 8.8 trilyon ve ondan sonra da yıllık yüzde 20 mertebesinde artarak bugün 16.7 trilyona dayanmış vaziyette. Halen ABD bastığı parayı dünyada dolaşıma sokma ve bu parayla borçlanma lüksüne sahip tek ülke. Bugün borçlarının önemli bir bölümü de kısa vadeli borçlardan oluşuyor. (...) Borç tavanı tartışması krize sebep olmak üzereydi. Karar çıkmasaydı Amerika temerrüde düşecekti. Kredi notu düşecek çeşitli açılardan problem yaşayacaktı. (...) Bu finansal krizde (...) Amerika’nın bütün büyük kuruluşlarının başı derde girdi.”
“(ABD’deki) Bu sorun tamamen bitti mi?” soruna karşılık Betil’in cevabı şöyle olmuş: “Geçici çözüm bulundu. Bitti anlamına gelmiyor. Amerika Gayri Safi Millî Hâsıla’sı yüzde 1-2 artıyor. Ama borcun büyüme hızına baktığımızda, borç son yıllarda yüzde 4 ile yüzde 9.5 arasında büyüme gösteriyor. Bu son derece tehlikeli bir gidiş.”
Peki, Amerika ekonomisi nereye gidiyor? İşte cevabı: “Bu borcun önüne geçebilecek bir yöntem henüz bulunabilmiş değil. Şimdiye kadar hep para basarak ekonomiyi canlandırmaya çalıştılar. Krizden çıkma yolu olarak Amerika para basmayı esas aldı. Dolayısıyla borcu yükseltmeyi tercih etti. Oysa Avrupa bunun tam tersini yaptı. Kemer sıkma yoluna gitti. Avrupa çok muhafazakâr bir yapıya sahip... Amerika ürettiğinden daha fazlasını tüketiyor. ABD’li ailelerin yüzde 43’ü kazandığından daha fazlasını harcıyor. ABD tasarrufundan daha fazla yatırım yapıyor. Ayaklarını yorganına göre uzatmıyor. (...) Şimdi bu borçlardaki çok hızlı büyüme devam ettiğinde ABD’nin, Hazine’nin, baş aşağı gitmemesi mümkün değil. Çok büyük bir tehlike, hem Amerika için hem de dünya için...”
Tabiî ki Amerika’nın batıp batmaması bizim melesemiz değil. Ancak haksızlık ve adaletsizlik yapan her kişi, kurum ve devlet en nihayetinde yaptığı yanlışların bedelini bir şekilde öder. Amerika’yı yöneten idareciler de ekseriyetle yanlış işler yapıyor. Bilhassa Afganistan ve Irak’ın ateş çemberine atılmasında ABD’li yöneticilerin mesuliyeti vardır. Tez elden yaptıkları yanlışın farkına varıp, geri adım atmazlarsa ‘şehir efsanesi’ olarak görülen hadise gerçekleşebilir. Arzu etmeyiz, ama böyle bir netice sadece Amerika’da yaşayanları değil; bütün bir dünyası olumsuz yönde etkiler ve herkes bedel öder. Bu bakımdan, hiçbir ülke ve hiçbir kişi, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışıyla Amerika’nın yaptığı zulümlere, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı sessiz kalmamalı.
“Batamaz” denilen Titanik Gemisi bile battığına göre; zulmüne devam ederse Amerika da batabilir... Boşuna, “Alma mazlûmun ahını, çıkar aheste aheste” denilmemiş...
Okunma Sayısı: 2990
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ümmet karaca

    21.11.2013 00:00:00

    Allahım islamı ve ehlini bir ve beraber eyle küfrü ve ehlini hidayet eyle hidayetleri mümkün değilse darma dağın eyle müslümanlara bir ferec ver bizlere birbirimize karşı muhabbet ver gönül bağlarımızı kuvvetlendir ya rabbim.aminnn

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı