Türkçe karşılığı “felâket” olan bu gün, Filistinliler için unutulmayan günlerden biri. Kaynaklara göre “Nekbe (Nakba)” Filistinliler açısından felâket olarak olarak görülen İsrail Devleti’nin bağımsızlık ilânını ve ardından yaşanan olayları tarif eder. Bu sebeple, İsrail’in bağımsızlığını ilân ettiği tarih olan 14 Mayıs 1948 tarihini takip eden gün olan 15 Mayıs 1948 “Nakba Günü/ Felâket Günü” olarak sembolleşmiş durumda.

Filistin ve bilhassa Gazzeliler için yine “Felâket Günü” yaşanıyor. Son zamanlarda yaşananlara bakınca “Felâket günü” yerine “Felâket yılı ya da yılları” demenin daha doğru olacağı söylenebilir.

Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının “Nekbe”nin bir devamı olduğunu belirtmiş. Mansur, New York’ta, Nekbe’nin 77. yılı münasebetiyle bir konuşma yapmış ve Nekbe’nin, Filistin halkınca unutulmadığını hatırlatmış. Filistinliler için geri dönüş ve self determinasyon hakkı ile başşehri Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasının Birleşmiş Milletler (BM) tarafından garanti altına alınan devredilemez haklar olduğuna da dikkat çekmiş.

İsrail’in Gazze’deki saldırılarının Nekbe’nin bir devamı olduğunu ifade eden Mansur, Filistin halkına karşı işlenen suçları inkâr etmenin hiçbir işe yaramayacağını ve gerçekleri değiştirmeyeceğini de hatırlatmış. 

Konu ile ilgili başka bir haberde “Büyük Felaket”le ilgili olarak şöyle denilmiş: “Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nda yoğun saldırılara maruz kalan Filistinliler, adeta zaman tünelinden geçerek 15 Mayıs 1948’de İsrail’in kuruluşuyla yaşadığı “Büyük Felâket” (Nekbe) günlerini yeniden yaşar oldu. Cibaliya Kampı, 1948’de Filistin’in güneyinden zorla göç ettirilen yaklaşık 35 bin Filistinli için 1,4 kilometrekarelik alana kuruldu. Başlangıçta yalnızca kumaş çadırlarda barınan mülteciler, 1950’lerden itibaren taş ve tenekeden yapılma geçici konutlara geçti. 2023 yılına kadar UNRWA verilerine göre Cibaliya Kampı’nda kayıtlı mülteci sayısı 119 bin 540’tı. Kampta 26 okul, 3 sağlık merkezi ve sosyal hizmet ofisleri gibi birçok kamu hizmeti bulunuyordu. 

Cibaliya Mülteci Kampı, bugün ise İsrail’in uzun süre gerçekleştirdiği ağır saldırılar sonucu hayalet şehre dönmüş durumda. Saldırılar sonucu kampta 1948’deki ilk halini andıran moloz yığınlarının ortasında naylon ve kumaşla örtülü çadırlar yükseliyor. Kamp sakinleri, saldırılarda enkaz altında kalan onlarca kişinin cansız bedenine hala ulaşılamadığını, enkaz kaldıracak ekipman ve araçların bulunmadığını aktarıyor. İsrail’in 2 Mart 2025’ten bu yana tüm sınır kapılarını kapatması ve yardım girişini engellemesi yaşamı daha da zorlaştırdı. Cibaliya’da yaşayan 68 yaşındaki Filistinli mülteci Cebr Hüseyin Ali, “Dedelerimiz böyle bir yıkım görmedi. Bu, 1948’dekinden bile daha büyük bir felaket. Artık ne evimiz kaldı, ne de sokağımız” dedi. Filistinli mülteci, Cibaliya’da yaşananların, dedelerinin Nekbe döneminde yaşadıklarından “daha kötü” şartlar olduğunu vurguladı.” (AA, 15 Mayıs 2025)

Filistinlileri canından bezdiren “Büyük Felâket”in bir an önce sona ermesi için dua edelim.