Türkiye’yi idare edenler yerli yersiz övünmeyi ihmal etmediği gibi, bu tavrı iyi bir haslet gibi millete de tavsiye ediyorlar. “Bizden biri, bütün dünya insanlarına bedeldir” türü kabuller ve sözler böyle bir övünmenin neticesi değil mi? 

Dünyadaki hal ve gidişe bakıldığında; övünenlerin az iş yaptığı ve çok iş yapanların da övünmeyi tercih etmediği hemen görülür. Dünyanın en zengin ülkeleri daha çok çalışmayı teşvik ederken, maddî anlamda fukara ülkeler ne hikmetse övünmeyi tercih ediyor. Elbette bu tavrın sosyal ve siyasî sebepleri de vardır, ama temelde ahlâkî bir problem olduğunu da görmek icap eder.

Geçen gün paylaşılan bir haber bunu düşündürdü. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli bir havayolu şirketi olan Emirates firması, Airbus A380 tipi “dünyanın en büyük uçağı” ile İstanbul Havalimanı’na yolcu taşımaya başlamış ve ilk sefer sebebiyle de bir tören düzenlenmiş. 

Habere göre törenin ardından uçağın içi gazetecilerce görüntülenmiş. Emirates Ticarî Operasyonlar Kıdemli Başkan Yardımcısı Adil Al Ghait, “A380 ile şu anda hizmet verdiğimiz diğer birçok büyük şehir gibi bu güzel şehirde (İstanbul) de, nihayet amiral gemimizi görmekten mutluluk duyuyoruz” demiş.

“Üç sınıflı A380’i kullanıma sokan Emirates, First Class’ta 14 özel süit, Business Class’ta yatağa dönüşebilen koltukların yer aldığı 76 mini ünite ve Ekonomi Sınıfı’nda ise 429 ekstra mesafeli koltuklarla birlikte toplam 597 koltuk sunuyor”muş. (aa, 5 Ekim 2021)

Wikipedia’ya göre Airbus SE, Avrupa merkezli çok uluslu bir havacılık şirketidir. 2019 itibarıyla Airbus, dünyanın en büyük uçak üreticisi ve en çok uçak siparişi alan şirketidir. Kurumsal merkezi Hollanda’da bulunan şirketin hisseleri Fransa, Almanya ve İspanya’da işlem görür. 2019 itibariyle Airbus, rakibi Boeing’i geride bırakmıştır.

Uçağı yapan bir Avrupa firması ve bunu satın alıp süsleyen, içini lüks bölümlerle donatan firma ya da firmalar övünüyor. ‘Uçağı kullanan firma(lar)’ın belki de ‘uçağı yapan firmalar’dan daha fazla övündüğü bir durum ile karşı karşıyayız.

Elbette bu pencereden bakılarak başka pek çok kıyaslama daha yapılabilir. Meselâ, bazıları hızlı araba kullanmakla övünür. Hatta bu yarışlarda aldıkları derecelerden yola çıkarak “Bizden biri dünyayı yendi” demeyi tercih eder. Arabayı yapanların değil de, başkasının yaptığı arabaları ‘iyi süren’lerin övünmeye hakkı var mı? 

Benzer durum uçaklarla ‘gösteri uçuşu’ yapılmasında da yaşanıyor. “En iyi uçuş yapan pilotlar bizim. Pilotlarımız öyle bir uçtu ki, dünya hayran kaldı” gibi övünmeler haklı olabilir mi? Bu tavır sadece bize mi yanlış geliyor?

Neredeyse bir asırdır övünmeyi öne alıp, çalışmayı ve didinmeyi geriye atmış durumdayız. Bir an önce bu tabloyu tersine çevirmeli ve çalışmayı öne almak durumundayız. Övünme ile yol almak mümkün olsaydı, şu an ekonomik anlamda en önde olmamız icap ederdi. 

Bırakalım başkaları övünsün, biz ‘Bismillah’ diyerek çalışalım...