Sadece İslâm âleminden değil,  ‘insanlık âlemi’nden de tepki alan Macron, umulur ki Müslümanlardan özür diler ve  bundan sonra cehaletini sergileyecek şekilde İslâm ve Müslümanlar aleyhinde sözler  sarf etmez.

Fransız Cumhurbaşkanı Macron’a yazıldığı iddia edilen bir mektup soysal medyada dolaşıyor. Böyle bir mektup yazılmış da olabilir, yazılmamış da. Ancak böyle bir mektubun Macron’a ve Macron gibilere yazılmasında fayda var. 2016’da kaçırılan ve 4 yıl rehine kaldığı Mali’de İslâmı seçen ve Meryem adını alan Sophine Petroni’nin Macron’a mektup yazdığı bazı haber sitelerinde yer aldı. Müslüman olduktan sonra Meryem adını alan Fransız aktivist Sophie Petroni’nin Macron’a hitaben yazdığı ileri sürülen mektuptan bazı bölümleri “Böyle bir mektup yazılmamış olsa bile yazılması icap eder niyetiyle” bahsetmekde fayda var. Söz konusu mektubun bir bölümü şöyle: 

“Sayın Macron; Hidayete tabi olanlara selâm olsun. Temiz beyaz bir ırktan olan Katolik  Hıristiyan Fransız kadın Sophie Pétroni, 75 yaşından sonra Müslümanlarca 4 yıl esir  edilmişken nasıl Müslüman olur diye şaşkınlık içinde olduğunuzu öğrendim. Müsaade ederseniz size durumu izah edeyim. Sayın Macron, Evet ben Müslümanların elinde esirdim. Ama onların bana asla bir kötülükleri dokunmadı. Bana karşı davranışları daima ölçülü ve saygılı bir çerçeve içinde idi. Bana yiyecek ve içecek sunuyorlardı. (...) Kişilik haklarıma saygı  gösteriyorlardı. Hiçbir sözlü ya da fizikî tacize maruz kalmadım. Ne dinime ne de Hz. İsa’ya ne de bakire Meryem’e, sizin Hz. Muhammed’e (asm) küfrettiğiniz gibi küfretmediler. Beni Müslüman olmaya zorlamadılar. (...)

“Sayın Macron, Mali’deki Müslümanlar fakirler evet… (...) Ama onlar bizim bedenlerimizden ve kalplerimizden daha temizler. (...) Siz hiç hayatınızda Kur’ân okunuşunu dinlediniz mi? Onlar gece-gündüz namazlarında Kur’ân okurlar.

Ne anlama geldiğini anlamasanız da o ne güzel bir okuyuştur! (...) 

Sayın Macron, (...) Bir gün olsun Allah’ın yakınında olduğunuzu ve onun da sizin yakınınızda olduğunu hissettiniz mi?

“Sayın Macron, (...) Müslümanlar bütün peygamberlere iman ederler; hatta İsa’yı (as)  ve çok sevdikleri ve saygı gösterdikleri için kendime isim olarak da seçtiğim annesi Meryem’i bizden daha çok severler. (...) Sonuç olarak, baskı altında Müslüman oldu demesinler diye Mali’de Müslümanlığımı ilân etmedim. Fransız topraklarında hür bir şekilde, milyonlarca Fransız ve Avrupalıya, Hıristiyanlığın her iki yarısına ve bütün olarak ateizme Müslümanlığımı ilân etme kararı aldım. (...) Sizi de İslâm’a dâvet ediyorum. Hz. Adem’den başlayıp, Hz. İsa’yla devam eden ve beşeriyetin efendisi Muhammed (asm) ile son bulan, bütün peygamberlerin ortak dâvâsı olan bu yüce dinle hesabınızı tekrar gözden geçirmeye dâvet ediyorum.” (dunyabulteni.net, erişim:  27 Ekim 2020)

Tabiî ki Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a böyle bir mektup ulaşıp ulaşmadığını, ulaştıysa bile okuyup okumadığını bilemiyoruz. Esasında buradaki asıl mesaj, ‘İslâma ayine olma’nın ne kadar mühim olduğuna dikkat çekmektir. Mali’deki Müslümanlar ‘güzel örnek’ olmamış olsa Sophie Meryem adını alıp Müslüman olur muydu? İnşallah Macron’a buna benzer mektuplar yazılır, Macron da bunları okur ve Müslümanlardan özür diler. Sophie Müslüman olarak Meryem olduğuna göre, Macron da belki belki Mahmut olur. Hidayet Allah’dan...