"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Enflasyon düşük değil miydi?

Faruk ÇAKIR
12 Eylül 2021, Pazar
Ekonomi konulu gündemler tartışılırken her defasında esas meselenin ekonomi değil; hak, hukuk ve adalet olduğunu ifade etmek gerekir. Yani, “önce ekmek” değil, “önce hürriyet” diyebilmek icap eder.

Elbette Türkiye şartlarından “önce ekmek değil, önce hürriyet” diyenlere büyük ölçüde ‘deli’ gözüyle bakıldığını da herkes bilir. Buna rağmen ‘önce hürriyet’ kuralında ısrar etmek doğrudur.

“Adalet mülkün temelidir” diyenlerin “önce ekmek” demesi esasında büyük bir çelişkidir. Bunları ifade ederken, “ekmek olmasa da olur” dediğimiz akla gelmesin. Mutlaka ekmek de olsun, ama öncelik hürriyetlerde olsun. Çünkü hürriyetin olduğu yerde netice itibarıyla ekmek de olur biiznillah.

Bilindiği üzere ülkemiz uzun yıllar yüksek enflasyondan yana sıkıntılıydı. Sonra enflasyon nispeten düştü ve hedef olarak AB standartları alındı. Tam o noktaya doğru yaklaşıldığı söylenirken birden iklim değişti ve enflasyon yeniden çift rakamlı sayılara yükseldi. Gele gele neredeyse bazı Avrupa Birliği ülkelerinin yıllık enflasyon rakamlarını ülkemizde aylık rakamlar olarak görmeye başladık. Bir çelişki de resmî enflasyon rakamları ile çarşı ve pazarlardaki enflasyon rakamlarının birbirini tutmaması oldu.

Türkiye’yi idare edenler “Enflasyonu düşürdük, daha da düşüreceğiz” dedikçe enflasyon yavaş ve sinsice artmaya devam etti. Son günlerde yapılan açıklamalara bakılırsa artık enflasyonun yüksek olduğunu Türkiye’yi idare edenler de kabul etmiş gibi. “Enflasyonu da en kısa sürede kontrol altına alarak raflardaki, tezgâhlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının da önüne geçeceğiz. Hem maliyetlerdeki yükselişle hem fırsatçılarla mücadele ederek, milletimizin refah seviyesini daha da yukarılara taşıyacağız” şeklindeki beyanlar başka nasıl yorumlanabilir ki? Öyle ya, ancak yüksek olan enf- lasyonun düşürülmesine çalışılır...

Enflasyon rakamlarında yanıltmalar olduğu gibi, başka konularda da milletin yanıltılmasına çalışıldığı akla geliyor. Meselâ, 2021 yılında bir idareci “Türkiye’de bugüne kadar demokrasi, özgürlük, hak, adalet, yatırım, iş, aş, eser, hizmet adına ne yapılmışsa altında bizim imzamız var” derse doğruyu ifade etmiş olur mu? 

İşsizliğin yüksek olduğu bir ülkede ‘iş ve aş’dan bahsetmek inandırıcı olur mu? Hele hele pek çok konuda yürürlükteki kanunların dikkate alınmadığı, bazı mahkeme kararlarının tersinin yapıldığı bir idarede “hak ve adalet”den bahsetmek ne ölçüde hakikati yansıtır?

Ayırca, bazı idarecilerin 3 ya da 5 farklı yerden maaş aldığı ‘kesin’ olan bir idarede, idarecilerin “Biz bu millete efendi değil hizmetkâr olmaya geldik” deme hakkı olur mu?

Ve yıllar önce açıklanan 2023 hedeflerinin çok uzağına düşüldüğü halde “Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırma(k)dan” bahsetmek insanları ikna eder mi?

Ülkemiz inşallah bir gün “2023 hedefleri”ne ulaşacak, ama bunun 2023 yılında olmasına ihtimal vermek mümkün değil.

Mevlâm hepimizi iyiler ve iyiliklerle karşılaştırsın inşallah. Amin.

Okunma Sayısı: 1515
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı