Habere göre Hollanda tahtının varisi, 17 yaşındaki Prenses Catharina-Amalia, Hollanda Başbakanı’na mektup yazarak 18. doğum gününde kendisine verilecek geleneksel ödenekten feragat ettiğini açıklamış.

Eski ama güzel haberde şu bilgiler var: Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye mektup yazan Prenses, hakkı olan paradan feragat kararını açıklayarak, ödenek almanın kendisini rahatsız hissettirdiğini söyledi. Amalia, kraliyet görevlerini tam olarak üstlenene kadar devletten ödenek almak istemediğini belirtti. Prenses, Hollanda basınında yayınlanan mektubunda, “7 Aralık 2021’de 18 yaşında olacağım ve kanunlara göre bir ödenek alacağım. Diğer öğrenciler özellikle bu corona virüs döneminde çok daha zor zamanlar geçirirken, karşılığında hiçbir şey yapmadığım parayı almayı rahatsız edici buluyorum” ifadesini kullandı. Amalia, vergisiz maaş hakkı olan Hollanda kraliyet üyeleri arasında böyle bir karara imza atan ilk kişi oldu. Kral Willem-Alexander ve Kraliçe Máxima’nın en büyük çocuğu olan Prenses Amalia, babası 30 Nisan 2013’te tahta çıktığında Hollanda kraliyetinin varisi oldu. Aynı habere göre 2022 yılında Prenses, Hollanda Danışma Komisyonu’na girdiğinde ödenek miktarı 1.5 milyon euro’ya çıkarılacak. Ancak Prenses bu hakkından da feragat etmiş. (tr.sputniknews.com, 15 Haziran 2021)

Buna güzel ve örnek haber denilmez mi? Bu tavır, maddi imkânları elinin tersiyle itme, milyonluk maddi ‘hediye’den feragat etmek “Müslümanca bir tavır” değil mi? Hollanda krallığı tahtının varisi ‘Gayrimüslim kızın’ yaptığı bu hareket bilhassa mütedeyyin insanlara güzel bir örnek teşkil etmez mi? Yakın zamanlarda benzer bir feragat İslam dünyasındaki idareciler arasında duyuldu mu? Ne oldu da Müslümanların yapması gereken harekleri başkaları yapar hale geldi?

Bu hareketi ve bu tavrı başka şekillerde yorumlayanlar da olabilir. Fakat işin özünde ‘insaniyet’ olsa gerek. Böyle bir hareketi kim yapmış olursa olsun alkışı hak eder ve bütün idarecilere de örnek olmuş olur. Para ve maddi imkânlar için inandığı değerlerden uzaklaşanlar için de bu tavır bir ‘şamar’ sayılır. 

Keşke İslam dünyasındaki idarecilerden de böyle doğru ve örnek hareketler görebilsek, duyabilsek. Onlar da milletin menfaatine olarak maddi imkânları ellerinin tersiyle itse ve başta Avrupa olmak üzere bütün dünyaya örnek olsalar... Keşke böyle olsa da hem Türkiye’de hem de bütün İslam dünyasında bu güzel örnekler konuşulsa... Hatta Avrupa’daki gazeteler ve diğer medya vasıtaları İslam dünyasındaki bu güzel haberleri duyursa...

Esasında İslama ve dine hizmet de ancak böyle ‘güzel örnek olmakla’ mümkün olur. Hollanda’da yaşanan bu güzel hadiseden hepimizin ve tabii ki başta idarecilerin alması gereken büyük dersler vardır. Bu dersleri alabilenlere ne mutlu...