Bu yolculukta gerek Avrupalı idarecilerden ve gerekse ülkemizdeki idarecilerden üyeliğe itiraz edenler olduğu gibi, her iki taraftan da üyeliği destekleyenler de vardır. Bu noktada bir bakıma ‘bilek güreşi’ yapılıyor. Bir ölçüde ekonomik olarak birbirine bağlı ya da bağımlı taraflardan söz etmek mümkün. Türkiye’yi idare edenler, AB yöneticilerinin ülkemizle ilgili tespitlerine çoğunlukla itiraz ediyorlar, ancak AB idarecilerinin ‘yolculuğu’ yakından takip ettikleri kanaati hakim.

Avrupa Parlamentosu (AP) Raportörü Nacho Sanchez Amor, parlamentonun Türkiye Daimi Raportörü sıfatıyla ülkemize yaptığı 4 günlük ziyaretin ardından bir değerlendirme yapmış. Bu değerlendirme, “İtiraz etsen de önce dinle” dedirtecek cinsten. Amor, yaptığı değerlendirmede, “Hukukun üstünlüğüyle ilgili bir değişimin olmadığı ya da değişim alanında eksiklikler olduğunu ifade etmem lazım” demiş. 

İstanbul‘daki Türkiye Gazeteciler Sendikası Akademi Ofisinde düzenlenen toplantıda konuşan Amor, ziyaret çerçevesinde değişik kişilerle görüştüğünü anlatmış ve şunları da söylemiş: “AB üyelik sürecinin özünü insan hakları ve hukukun üstünlüğü oluşturuyor. Maalesef bunu söylemek durumundayım. Bu konuda, hukukun üstünlüğüyle ilgili bir değişimin olmadığı ya da değişim alanında eksiklikler olduğunu ifade etmem lazım. Bu hukukun üstünlüğü konusu, bizim temel kaygılarımızı oluşturuyor. (...) Mevcut durumun ne kadar standartların dışında olduğunu görebiliyoruz. (...) Türkiye, Avrupa Birliği’nin siyasi sürecine dahil oldu. Yani Türkiye, Avrupa Birliği’ne girmekle ilgili siyasi istişareler sürecine dahil olmak istiyorsa bu hususu dikkatlice gözden geçirmesi gerekiyor. (...) Benim bakımımdan AB üyelik süreciyle ilgili de şunu söyleyeyim: AB, demokrasinin merkezi olan bir yer ve bu noktada demokrasiye giden kısa yollar yok. Demokrasiyle ilgili sürecin bir bütün demokrasi standartlarının karşılanmasıyla ve ancak bunların karşılanması durumunda AB üyelik sürecinin gerçekleştirilmesi mümkün.” (ankahaber. net/, 6 Aralık 2023)

Ülkemizle ilgili değerlendirme yapan herkesin ve tabii ki Avrupa Parlamentosu (AP) Raportörü Nacho Sanchez Amor’un tespit ve tahlillerine itiraz edenlerin olması mümkündür. Fakat ülkemizin ‘hak, hukuk ve adalet’ noktasındaki sıkıntılarını görmezden gelmek ve bunları hatırlatanlara küsmek, kızmak ve itiraz etmek ne ölçüde doğrudur? Amor’un ya da benzer açıklamalar yapanların varsa yanlışlarına elbette itiraz edilecek. Ancak ülkemizin menfaatine olan ve ‘omuzumuzdaki akrebi gösteren’ tespitlerden rahatsızlık duymak yerine onları düzeltmek daha doğru değil mi?