"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İyiliğe engel olan kim?

Faruk ÇAKIR
15 Şubat 2020, Cumartesi 00:05
Türkiye’deki Suriyelilerin durumunun masaya yatırıldığı, “1. Türkiye-Suriye Medya Buluşması” geçen günlerde İstanbul’da gerçekleştirilmiş. Harmoon Çağdaş Araştırmalar Merkezi, Suriye TV ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ev sahipliğinde düzenlenen buluşmanın açılışı, Taksim’deki bir otelde gerçekleştirilmiş.

Açılış konuşmasını yapan ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, forumun Türkiye ile Suriye halkları arasında var olan bilgi ve anlayış eksikliğini kapatmayı, Türkiye’de misafir olan Suriyelilerin arasında ortak güven ve anlayışı geliştirmeyi amaçladığını söylemiş. 

Prof. Dr. Uysal, şöyle bir tablo çizmiş: “Nasıl ki Türkiye demokrasisi ile kalkınmışsa, Suriye ve Arap ülkeleri de demokrasiyle güçlenebilecekti, maalesef buna engel olundu. Başka ülkeler, farklı düşünüyor olsa da Türkiye demokratik ve güçlü bir Suriye’nin Türkiye’yi zayıflatmak yerine, güçlendireceğini düşünmektedir. Misak-ı Millî perspektifi çerçevesinde bölge halklarının onurlu taleplerini destekleme, tarihî ve insanî zorunluluktur. Suriyeliler ülkelerini, kendi evlerini keyifleri öyle istediği için değil, evlerinin, okullarının, pazar yerlerinin üzerine Esed rejimi ve yardımcıları tarafından bombalar yağdırıldığı için terk etmiştir. Tıpkı Anadolu’ya sığınan Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan gelen göçmenler gibi. (...) Suriyeli mültecilerin Türkiye’de bulunan büyük çoğunluğu sadece yardımlara bel bağlamak yerine onuruyla çalışıp, ekmeğini kazanma, ailesine yardım etme çabasında. Türkiye toplumuna katkıları maliyetinden çok daha fazladır, yük olmaktan uzaktır. Türkiye halkının ve devletinin onlara sunduğu destekler bir anlamda insaniyet ve komşuluk gereğidir.” (AA, 8 Şubat 2020)

Esasında Türkiye ile Suriye arasında yaşanan problemler başta olmak üzere Ortadoğu ve İslâm dünyasında var olan sıkıntıyı şu sözler özetler: “Nasıl ki Türkiye demokrasisi ile kalkınmışsa, Suriye ve Arap ülkeleri de demokrasiyle güçlenebilecekti, maalesef buna engel olundu.”

İşin özü ve esası burada düğümleniyor: Suriye ya da diğer ülkeler ‘tek adam’cılıkla, haksızlıkla, hukuksuzlukla değil; hakla, hukukla, adaletle cihazlandırılmış bir demokrasi idaresi ile kalkınır ve zengin olur. Bütün hataları ve yetersizliklerine rağmen Türkiye belli bir noktaya gelmişse bu ancak hak, hukuk ve adalete uyduğu nispettedir. Bunun en çarpıcı delili de 1950 öncesi ile sonrasının kıyaslanması ile ortaya konulabilir. 1950 öncesi ‘tek parti’ devri ile 1950 sonrası çok partili devir neredeyse siyah ve beyaz gibi birbirinden farklı değil mi?

Ülkemizde de elbette ciddî sıkıntılar vardır. Ancak bu sıkıntılar daha fazla hak, daha fazla hukuk ve daha fazla adaletle aşılır. Suriye ya da benzer şekilde diğer İslâm ülkelerinin demokrasi yolunda ilerlemeleri acaba kimler tarafından engellendi? “İyilik zannıyla fenalık yapanlar” yaptıklarından memnun kalmış mıdır?

Bu tablo ve bu tesbit bile Türkiye’yi idare edenlere bir kanaat, bir bakış açısını kazandırmalıdır. Avrupa Birliği yolundaki yürüyüşün yavaşlatılması, durdurulması ve engellenmesi millete ağır faturalar ödetiyor. O halde bu yolu tıkayanların iyi niyetli olmadığını bilelim ve hak, hukuk, adalet ve hakkaniyet yolunda ilerlemek için birlikte gayret sarf edelim. Bu yolu engellemek isteyenlere de ‘Gölge etme, başka ihsan istemez’ demesini bilelim.

Okunma Sayısı: 1647
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı