Avrupa ve Amerika’dan gelen bu yöndeki haberler toptancılık yapmamak icap ettiğini göstermekle birlikte, Risale-i Nur’da işaret edilen ‘Avrupa ikidir” tesbitini de tasdik etmiş oluyor.

Avrupa’daki ‘kötü’ler Müslümanları rahatsız etmek için çeşitli bahaneler arıyorlar. Meselâ, Avusturya’daki ‘kötü’ler Müslümanlara ait kuruluşları ‘fişleme’ye başlamışlar. Haliyle Müslümanlar da tavra tepki göstermiş. İnsan haklarına aykırı bu uygulamaya Müslümanların itiraz etmesi zaten eşyanın tabiatı gereğidir. Ancak bu haksız uygulamaya bazı Hıristiyan din adamlarının da itiraz etmiş olması esas dikkat çekici noktadır.

Konu ile ilgili haberde şu bilgiler var: “Avusturya’nın en büyük dini topluluğu Katolik Cemaati Baş Kardinali Christoph Schönborn, Müslümanlara ait kurumların ‘fişlendiği’ dijital haritaya tepki göstererek, ‘Bir algının oluşmasını tehlikeli buluyorum.’ ifadesini kullandı. Kardinal Schönborn, yaptığı yazılı açıklamada, İslâm Haritası uygulamasının kamuoyunda tartışmalara sebep olduğunu kaydederek, ‘Neden sadece bir dinin cımbızlandığı, neden bütün dinî cemaatlere ait kurumlara yönelik bir atlas yapılmasının düşünülmediği’ sorularını yöneltti. Avusturya’da din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıştığına ancak her iki taraf arasında çok dengeli bir ilişki olduğuna işaret eden Schönborn, gerek siyasî yapılar gerekse dinî yapılar içinde muhtemel radikal, terörist oluşumlara yönelik ceza kanunlarının yeterli olduğunu vurgulayarak, karmaşık konuların çözümünün diyalogdan geçtiğine işaret etti.” (aa, 4 Haziran 2021)

Avusturya’da iktidardaki merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Yeşiller Partisi, koalisyon hükümetinin öncülüğünde kurulan “Siyasal İslâm Dokümantasyon Merkezi,” Müslümanlara ait 600’ün üzerinde cami ve eğitim merkezi gibi çeşitli kuruluşların hangi çatı derneğine bağlı olduğu, dünya görüşleri, yöneticileri ve adresleri gibi detaylı bilgilerin yer aldığı “İslâm-Landkarte” adı verilen bir dijital haritayı kamuoyuyla paylaşmıştı. Çalışmaya tepki gösteren çeşitli kesimler, dijital haritanın Müslümanları potansiyel suçlu gösterdiğine dikkat çekmiş ve itiraz etmişti. Şimdi aynı itirazın Katolik Cemaati Baş Kardinali’nden gelmesi hayra alâmet değil mi?

Güzel bir haber de Amerika’dan duyuldu. “Amerikan Camileri 2020: Büyüme ve Gelişme” başlıklı rapora göre, 2010’da 2 bin 106 olan ülke genelindeki cami sayısının yüzde 31 artışla 2020’de 2 bin 769’a ulaştığı kaydedilmiş. Artıştaki ana sebebin ABD’deki Müslüman nüfusun göç ve doğumlarla çoğalması olduğu da ifade edilirken New York’un 275 cami ile ön sıralarda yer aldığı ifade edilmiş. (aa, 3 Haziran 2021)

Bu güzel haberlerin duyulması ve duyurulmasından memnun olmayanlar dahi var. Onlar hadiseye ‘iyi’ ve ‘kötü’ler var diye bakmıyor; bütün Avrupa, bütün dünya ‘kötü’ diyor. Oysa Avrupa ‘iki’ olduğu gibi bir bakıma dünya da ‘iki’dir. Avrupa ve dünyadaki ‘iyi’lerle el ele vermek, oralardaki ‘iyi’ haberleri duyurmak niçin kötü olsun?

Dar görüşler, dar düşünceler...