Allah’a şükürler olsun ki, Ramazan ayı boyunca güzel ve sevindirici haberler duyuldu. Elbette üzücü hadiseler de oldu, fakat Ramazan orucunu merak edip, Müslümanlara destek olmak için ‘deneme oruçları’ tutan Hıristiyanların olması “İstikbal inşallah İslâmın olacaktır” müjde ve duasının tahakkuku bakımından dikkat çekicidir.
Ramazan ayının ilk günlerinde Danimarka asıllı bir genç bu yıl “Müslümanlar oruç tutarken kendilerini acaba nasıl hissediyor?” diye kendisi de oruç tutmaya karar verdiğini açıklamıştı. “Oruç deneyi”ni yapan isim Jonas Anders Moll. Tutmuş olduğu orucu her gün sosyal medya platformunda (Twitter ve Instagram) takipçileriyle paylaşmayı da ihmal etmemişti. Bu anlamda güzel bir haber de Ramazan ayının son günlerinde, bu defa Amerika’dan duyuldu.
ABD’deki bir lisede 200’den fazla öğrenci Müslüman arkadaşlarına destek için oruç tutmuş. İlgili haberde şu bilgiler var: “ABD’nin Illinois eyaletindeki bir lisede 200’den fazla öğrencinin, Kadir Gecesi öncesi okuldaki Müslüman arkadaşlarıyla dayanışma sergilemek için oruç tuttuğu belirtildi. Yerel TV CBS 2 kanalında yer alan habere göre, eyaletin Maine şehrindeki Doğu Maine Lisesi’nde Müslüman olmayan 200’den fazla öğrenci ve bazı okul çalışanları (Kadir Gecesi öncesi) tam gün oruç tuttu. Okulun Müslüman Öğrenciler Derneği’nden Waleed Atawneh, TV kanalına yaptığı açıklamada, ‘Tüm sınıf arkadaşlarınızla ve ailenizle bir araya geliyorsunuz, bence bu tür bir şey ramazanın ruhunu ortaya çıkarıyor’ ifadesini paylaştı. Gün boyu oruç tutan öğrencilerden Julia Jaroslawski de orucun insanın kendini disipline etme konusunda zor bir ders olduğunu belirterek, farklı kültürleri ve fedakârlıkları daha iyi anlamak için Müslüman arkadaşlarının kendisini motive ettiğini kaydetti. Jaroslawski, ‘Yiyecek ve su hakkında ne kadar sık düşündüğümü fark ettim. Gelecekte ne yiyeceğimi düşünmek yerine, şu anda ne yaptığıma odaklanmam gerektiğini anladım’ demiş.” (AA, 29 Nisan 2022)
Elbette Ramazan ayında duyulan güzel haberler bunlarla sınırlı değil. Pek çok yerden sevindirici haberler duyuldu. Yine Amerika ve Avrupa’dan çok sayıda ‘ihtida, İslâmı tercih etme, Müslüman olma’ haberleri duyduk. Bu güzel haberlerin Ramazan ayında çoğalması ve bereketlenmesi de ayrıca dikkat çekici. Bilhassa ihtida haberlerine bakıldığında esas meselenin “Müslümanların İslâmı doğru şekilde yaşaması” olduğu hemen anlaşılıyor. Çünkü İslâmı kabul edip “Ben Müslüman olmaya karar verdim” diyenlerin neredeyse tamamı Müslüman arkadaşlarının hal ve hareketlerinden etkilendiklerini söylüyorlar. “Siyaset ve para” ile değil, “İslâmı doğru yaşayarak örnek olanlar sayesinde başka din mensupları Müslüman oluyor. O halde siyaseti değil, ihlası, güzel ahlakı, İslâmı yaşayarak tebliğ etmeyi birinci plana çıkarmak gerekiyor.
Keşke siyaset için harcanan emek ve imkânların hiç değilse yarısı bu uğurda ve bu niyetle harcansa...