Bu anlayışa göre bizim de dağlarımız ve ovalarımızdan petrol fışkırmış olsa biz de ülke olarak zengin olur maddi sıkıntı çekmezdik. 

Mutlaka bu kanaate sahip olanlar vardır ve bir yönüyle de onlar da haklıdır. Fakat işin esasında ‘fakir’liğimizin sebebi; petrol yokluğundan ziyaret, ‘akıl’ yokluğu ve iş bilmeme hastalığıdır. “Petrolümüz yok, o sebeple fakiriz” önermesi doğru olmuş olsa; elimizde var olan imkânlardan tam olarak istifade ettiğimizi göstermemiz icap ederdi. Yani, petrolümüz yok ve o sebeple ‘fakir’ isek, suyumuz ya da toprağımız da mı yok? Var olan sularımızdan ve topraklarımızdan tam olarak istifade edebiliyor muyuz? Veya suyumuz ve toprağımız olduğu halde bunlar dünya şartlarına göre ucuz mu? Çünkü ülkemizde ‘pahalı’ olan sadece petrol ürünleri değil ki! Toprak, su ve hatta ‘odun’lar bile dünya şartlarına göre pahalıdır. Ayrıca, petrolümüz yok ve buna çalışarak sahip olamayız. Peki, mesela ‘ağaç’larımız ve ‘odun’larımız yoksa bile; bunlara çalışarak sahip olmak mümkün değil mi? Niçin “Büyük Türkiye” olarak dünyanın başka ülkelerinden ‘odun, kalas, tomruk’ ithal edip milyonlar ve belki de milyarlarca para ödemek mecburiyetinde kalıyoruz? Bugünü değil de 10 ya da 20 yıl sonrayı düşünüp planlasak ve büyük bir ‘orman yetiştirme seferberliği’ açsak, sonra da ‘tomruk ihraç edebilen ülke’ haline gelsek fena mı olur? Evet, çalışarak petrol üretemeyiz ama çalışarak, gerekli yatırımları ve planlamaları yaparak ‘odun, tomruk, ağaç zengini’ bir ülke olabiliriz. Bu imkân elimizde varken ve buna hiç yatırıp yapmadan “Petrolümüz yok o halde fakir olmamız normaldir” demek açık şekilde milleti yanıltmak ve kandırmak değil mi?

İhmaller zinciri sadece ‘odun ve ağaç’larla sınırlı değil. Allah’a şükürler olsun ki fazlasıyla ‘güneş’imiz var. Bekli çok daha fazla istifade etmemiz gereken ‘rüzgâr’ımız da var. O halde soralım: Var olan bu imkânlardan olması gerektiği kadar istifade edebiliyor muyuz? Türkiye’nin yarısı kadar güneş almayan Avrupa ülkelerinin bizden çok daha fazla ‘güneş ve rüzgâr’ enerjisi elde etmesini kim nasıl izah edecek? Dolayısı ile her fırsatta, “Petrolümüz yok, o sebeple ‘fakir’ olmamız normal. Bizim de petrol denizlerimiz olsa biz de zengin olurduk” diyenlere inanmamak icap eder.

Ne zaman ki su, toprak, rüzgâr ve güneşten olması gerektiği kadar istifade eder ve ona rağmen “zengin” olamazsak; o zaman “petrolümüz yok ki” bahanesine sığınabiliriz. Bu bakımdan iş bilmeyerek, iş yapmayarak sürekli petrol bahanesine inananlara kulak vermemek gerekir.

Her şeyi bir yana bırakalım, Türkiye devletteki israfı önleyebilse inanın çok kısa zamanda düzlüğe çıkar. Bu kadar açık bir meselede israfı önlemek yerine yeni israf kapıları açanları anlamak mümkün değil. Yani, göstermelik bile olsa israfı önleyecek adımlar atılmıyor. Yazık ki ne yazık...