"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sağlık çalışanlarına kulak ver

Faruk ÇAKIR
27 Ekim 2021, Çarşamba
Sağlık sektöründe çağ atladığımız söylense de, hal ve gidişin böyle olmadığı bizzat sağlık sektöründe çalışanlar söylüyor.

Başka konulardaki uyarı ve ikazları dikkate almayan idareciler, büyük bir ihtimalle sağlık sektöründeki sıkıntıları da görmek istemeyeceklerdir. Neticede bu sıkıntıların faturasını da yine birlikte ödemek durumunda kalacağız.

Önce, 2018’deki bir haberi hatırlayalım: “Türkiye’deki doktor açığının yakın gelecekte hızlı bir şekilde azalacağını savunan Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, ‘Bizim öngördüğümüz şudur ki; 2024 yılından sonra biz fakültelerdeki öğrenci kontenjanını düşürmek durumunda kalacağız. Çünkü yeterli sayıda öğrencimiz var. Yıllık 11 bin civarında mezun veriyoruz. Gelen mezun sayısı ve fakültelerdeki öğrenci sayısı birkaç sene sonra pratisyen açığımızı kapatacak. Uzman sayımızda 2030’lara kalmadan inşallah karşılanmış olacak’ ifadesini kullandı.” (tr.sputniknews.com, 5 Şubat 2018)

Peki, bugünkü durum ne? Onun da cevabını hastahanelere işi düşen, muayene ve ameliyat için randevu almaya çalışanlar biliyor ve görüyor. Ama fiilen sağlık sektörünün içinde olan Prof. Dr. Şaban Şimşek’in sosyal medya hesabından yaptığı çağrı ve uyarı da hal ve gidişin iyi olmadığını anlatır her halde. Prof. Dr. Şimşek şöyle demiş: “Şunu da biliyorum ki yazmamın bir faydası da olmayacak! Zira bu şimdiye kadar yazdıklarıma, söylediklerime kulak asılmayışından bellidir. Ama insanını, vatanını, milletini, devletini seven bir tıp mensubu olarak duyduğum vicdanî sorumluluk gereği yine de iki maddelik bir şey yazacak, sizleri naçizane uyaracağım, burnunuzdan kıl aldırmayacağınızı adım gibi bilsem bile!

“1. Artık bazı branşlarda kamu hastanelerinde uzman doktor bulmak imkânsız hale gelmiştir! Meselâ dünya başkenti dediğimiz tarihin en önemli şehirlerinden biri olan İstanbulumuzda, çok önemli bir hastanede, sadece bir cildiye uzmanı kalmıştır… Kıssadan hisse: Demek ki eşek ölüsü gibi dev hastaneler yapmak sağlık hizmeti sunmakta yeterli değil. Hatta bu toplam getirisine bakıldığında geriletici bir unsurdur. (...)

“2. Doğu’da önemli bir Tıp fakültesi hastanesinde 3 sene önce 40 civarında çocuk kliniği asistanı varken bugün sayıları sadece 4’e düşmüştür. Birkaç ay sonra bunlar da mezun olduğunda artık asistansız uzmanların hocaların hizmet verdiği devlet hastanesi konumuna geleceklerdir. Kapıda asılı olan tıp fakültesi çocuk kliniği tabelâsı ise asar-ı antika olacaktır. (...) Bu bağlamda bu yıl çocuk asistanlığı için açılan Türkiye çapında 450-500 civarındaki kadronun (tam sayıyı bilmiyorum!) ancak 239’u doldurulabilmiştir. Yani kalite bir yana sayısal anlamda da vahim bir durum söz konusudur; çocuk sağlığında gelecek felâkettir. Sanırım yazıyı uzatmaya gerek yoktur. Derdi olana(!) bunlar yeter çünkü!” (Facebook sayfası, 18 Ekim 2021)

Şimdi, dönemin sağlık bakanının 2018’de çizdiği hedef ile bugün gelinen nokta ve muhtemelen gidilecek olan yer nasıl izah edilebilir? Bir yanda ‘Doktor ihtiyacımız kalmayacak. Bu sebeple tıp fakültelerinin kontenjanını düşüreceğiz” denilmiş; bir yanda da bilhassa devlet hastanelerinden yeterince doktor yok ve önümüzdeki yıllarda daha da olmayacak deniliyor. 

İdarecilere bir defa daha seslenmekte belki fayda vardır: Yapmayın, etmeyin; ikazlara ve uyarılara kulak verin.

Okunma Sayısı: 1259
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı