Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda dikkatli olunursa, dengesiz bir bağırsak faaliyetinden olumlu sonuçlara ulaşılabilir. Yeter ki, yanlış beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi için ciddî gayret gösterilsin. 

Mikrobiyota faaliyetini güçlendiren faydalı bakterilere PROBİYOTİK, faydalı bakterileri besleyip, zararlı bakterilere karşı güçlendiren bakteriler de PREBİYOTİK gıdalar olarak bilinmektedir. “Söz probiyotikler olduğunda, liderlik kefirde gibi gözükmektedir. Kefiri takiben yoğurt, turşu, bazı peynir türleri, sirke gibi çeşitli ürünler bulunmaktadır. İçimizdeki faydalı bakterilerin yiyebileceği probiyotikler ise yer elması, muz, ceviz, mercimek gibi hemen hemen birçok türde gıdanın yer aldığı oldukça geniş bir gruptur. Bu arada mikrobiyotamızı şekillendiren, sadece yediklerimiz değildir. Düzenli spor alışkanlığı, günlük hayatınıza katmanız gereken önemli bir alışkanlık olmalıdır. Aynı zamanda düzenli bir uyku ritmi de, yine bağırsak ve zihnimizi etkileyen çok önemli bir parametredir.“ 1

Bağışıklık sisteminin güçlenmesi, sağlıklı beslenme ile desteklenen mikrobiyotanın fonksiyonları sonucu gerçekleşir. Sağlıklı beslenmede unutulmaması gereken en önemli destek, bol lifli gıdaların alınmasıdır. “Taze meyve ve sebzeler prebiyotiktir. Çünkü bol lif ihtiva ederler. Sağlık için günlük 35 gram lif tüketmek gerekir. Lif, probiyotik olan dost bakteriler için, beslenme ve çoğalma sağlamanın yanı sıra kolon denilen kalınbağırsağın hücrelerini de besleyen BÜTİRİK ASİT kaynağıdır. Bütirik asit sağladığı asiditeyle, bağırsağı zararlılardan korur.“ 2 Mikrobiyota kalitesi ve güçlü fonksiyonları için özellikle tam tahıllar, elma (kabuğuyla), baklagiller, lahana, kök sebzeler, yulaf ezmesi, kepekli unlar, havuç, soğan, turp, domates, zerdeçal, armut, hindistancevizi ve kivi gibi gıdalar destek sağlar.

Faydalı dost kuvvetlerden meydana gelen mikrobiyotanın güçlendirilmesi için, Rezzak-ı Kerîm (cc) sayılamayacak nimetler ihsân etmiştir. Bunlardan en önemlileri olan “Sarımsak, pırasa, hindiba, yerelması, enginar, şeker pancarı, lahana turşusu, tarhana, mevsiminde hamsi, istavrit, sardalye gibi küçük cins balıklar, ketentohumu, kenevir tohumu (çedene), semizotu, ıspanak, yeşil yapraklı sebzeler, asma yaprağı, karnabahar, çiğ kuru yemişler, çekirdekler, zeytin, zeytinyağı, hindistancevizi yağı, baharatlardan zerdeçal, zencefil, sumak, pul biber, kekik, nane, kimyon, karabiber, tarçın, kakule, karanfil, kişniş, biberiye, adaçayı, üzüm ve üzüm çekirdeği, nar, kiraz, karadut, çilek, böğürtlen, yeşil çay, siyah çay, kakao, erik, kayısı, şeftali, patates, brokoli, fındık.” 3 gibi birçok gıdalar ilk akla gelenlerdir.

İnsan organizmasının korunup, gelişmesi için özellikle bağırsaklara yerleştirilen ilâhî hikmetler harikası, fizyolojik faaliyetlerin canlı MİKRO REAKTÖRÜ olan, mikrobiyota zerrelerine Risale-i Nur perspektifinden bakarak, zerrelerin istihdam edildikleri mu’cize faaliyetleri tefekkür etmemizin, fikir dünyamıza açacağı pencerelerin, hayretimizi arttıracağı idraki ile, içimizdeki mikro âleme dönüyoruz. “Sen mevcutsun. Ve basit bir madde ve câmid ve tagayyürsüz değilsin. Belki, daima teceddüdde olarak, gayet muntazam bir makine ve harika ve daima tahavvülde bir saray gibisin. Senin vücudunda her vakit zerreler çalışıyorlar. Senin vücudun kâinatla, hususan rızık münasebetiyle, hususan beka-i nev’i itibariyle alâkadar ve alış verişi vardır. Senin vücudunda çalışan zerreler, o münasebatı bozmamak ve o alâkadarlığı kırmamak için dikkat ediyorlar, öylece ihtiyatla ayaklarını atıyorlar. Güya bütün kâinata bakıyorlar, senin münasebatını kâinatta görüp öyle vaziyet alıyorlar. Sen zâhirî ve bâtınî duygularınla, o zerrelerin o harika vaziyetine göre istifade edersin.” 4

“En cüz’î bir şeye küllî hikmetler takan bir hikmet, seyl-i kâinatın içinde en büyük faaliyet gösteren ve hikmetli nakışlara medar olan harekât-ı zerratı hikmetsiz bırakmaz.” 5

“İ’LEM EYYÜHE’L – AZİZ! Her şeyin bâtını zâhirinden daha alî, daha kâmil, daha lâtif, daha güzel, daha müzeyyen olduğu gibi, hayatça daha kavî, şuurca daha tamdır. Ve zahirde görünen hayat, şuur, kemâl vesaire ancak bâtından, zâhire süzülen zayıf bir tereşşuhtur.” 6

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1) Dr. Serkan KARAİSMAİLOĞLU, Age. s. 268.

2) Prof. Dr. Metin BAŞARANOĞLU, Age. s. 52.

3) Elif KAYA, Age. s. 224.

4) Bediüzzaman Said NURSÎ, Lem’alar, s. 427.

5) Bediüzzaman Said NURSÎ, Sözler, s. 904.

6) Bediüzzaman Said NURSÎ, Mesnevî-i Nuriye, s. 198.