H. MUHARREM OKUR - ARDA BİLİK
Hz. Ebubekir (ra): “Cehennemde vücudum büyüsün tâ ehli imana yer kalmasın." (1)
Üstadımız: “Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem'in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.”(2)
Zübeyir Gündüzalp: Teessür ve ızdırap karşısında kalpten bir parça kopsa idi, bir genç dinsiz olmuş haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lâzım gelir.(3)
Geçtiğimiz hafta, yangın musibetinin de yaşandığı İzmir Seferihisar Payamlı köyündeki tesisimizde gerçekleştirilen üniversiteli gençlerin Risale-i Nur okuma programına katıldık.
Geçmiş İzmir mezunlarından kardeşlerimizin de katıldığı program, iştirak edebildiğimiz süreçte bizim için de şevke medar oldu. Mezun kardeşlerimize plaketleri ve hediyeleri verildi. Biz de 1981 yılında İzmir’de üniversiteden mezun olmuştuk. Tam kırkdört yıl geçmiş. Üstad Hazretlerinin ifade ettikleri gibi hayat bir rüya gibi geçiyor, ömür bir rüzgâr gibi esip gidiyor… Genç kardeşlerimize iki cihan saadeti ve hizmet-i imanîye ve Kur’anîyede daima muvaffakiyetler diliyoruz.
Malumunuz İzmir merkez dahil muhtelif yerlerdeki yangınlar sebebiyle çok büyük bir musibet yaşandı. Gaziemir, Buca, Foça, Ödemiş, Seferihisar’da yangınlar çeşitli yaralar açtı. Hayatını kaybeden, dükkanını kaybeden, evini, bağını bahçesi kaybeden insanlar oldu.
Bizler aynı ilde yaşayan insanlar olarak ne yaptık? Ne yapabiliriz? Bir şey yapıyor muyuz? Seyirci kalmaktan başka bir şey yapmak gerekmez mi? Aklımıza ister istemez bu sualler geldi.
O bölgelerdeki insanlarla konuşmak, durumlarını sormak, Risale-i Nurlardan teselli verici iman hakikatlerini onlara anlatmak ve yayınevimizden çıkan musibetlerin sebep ve hikmetlerini ihtiva eden “Musibetlerin Dili” kitabını onlara ulaştırmak, vermek, dağıtmak için özellikle yangınların tesislerimizin dibine kadar geldiği ve Lütf-u İlâhî ile tesislerimize sıçramadığı Seferihisar, Payamlı, Ürkmez bölgesinde sonrasında da Ödemiş bölgesinde saha ziyaretleri gerçekleştirdik.
Malumunuz Üstadımız Nur talebelerinden bahisle “Sahil-i selâmet olan Dâr-üs Selâm'a ümmet-i Muhammediyeyi (asm) çıkaran bir sefine-i Rabbaniyede çalışan hademeleriz.” (4) diyor. Bizler çalışmazsak, bizler bu hakikatleri ulaştırmazsak Allah muhafaza o insanlar maddî musibetlerin neticesinde manevî musibetlere de düşebilirler. Bu doğrultuda birlikte nasıl çalışabiliriz, beraber neler yapabiliriz, musibetlere giriftar olanlara teselli verici Kur’ânî hakikatleri nasıl ulaştırabiliriz gibi suallerin sürekli gündemimizde olduğunu belirterek bu doğrultuda ülkemiz geneli iş birlikleri ve irtibatla çok güzel faaliyetler yapılabileceğini nazarlarınıza sunuyoruz.
Dipnotlar
1-Şemseddin Sivasi, Cihar-ı Yar-ı Güzin, s. 25.
2- Tarihçe-i Hayat, s. 645.
3- Şualar, s. 577.
4-Lem’alar, s. 276.