Tarihe mal olmuş, millet hayatında paratöner görevi yapmış şahsiyetleri toplumun hafızasına kazımak ve yeni nesillere unutturmamak için, sempozyumlar, paneller, konferanslar ve mevlid gibi programlar yapmak, bizim sorumluluk alanımızda omuzlarımıza yüklenen bir görevdir.

Ahde vefa örneklerini göstermek lazımdır. 

Sidre Eğitim, Kültür ve Sağlık Derneği ve Isparta Yeni Asya Temsilciliğinin ortaklaşa organize ettiği mevlid-i şerif, Bediüzzaman’a vefa borcunun gereğidir. Elbette bununla iktifa edilmez ama bu bir başlagıçtır.

Bediüzaman, tüm dünyada tanınan, asrın görevlisidir. Bediüzaman’ı dünya tanıyor. Çünkü, hakkında milletlerarası sempozyumlar düzenlenen, dünyanın çeşitli üniversitelerinde eserleri ders kitabı olarak okutulan, hakkında çeşitli üniversitelerde araştırmalar yapılan, enstitüler kurulan bir kişidir.

Bediüzzaman’a Ispartalıların sahip çıkması kadar doğal bir şey yoktur. Çünkü Isparta, Bediüzzaman’ın memleketidir. Isparta hakkında şöyle ifade etmektedir:

“Risale-i Nur’un bir Medresetü’z-Zehrasıdır”[1] Emirdağ Lahikasında; “Nurların menbaı ve medresesi olan Isparta”[2] diye bahsetmiştir. Isparta’nın Risale-i Nur vasıtasıyla Mısır’ın meşhur Üniversitesi olan Camiü’l-Ezher mübarekliğinde olduğu, şu sözleriyle ifade edilmiştir: “Bu mübarek Isparta dahi âlem-i İslam nazarında Mısır Camiü’l-Ezher’i ve eski Şam-ı Şerîfinin mübarekiyetine mazhar olduğu”[3]

Bediüzzaman; bir başka eseri olan Emirdağ Lahikasında ise; şöyle ifade eder: “Isparta tam bir Medresetüz-Zehra ve Camiü’l-Ezher olacağını ve olmaya başladığını, kahraman talebelerinin bu ağır şerait altında sarsılmadan faaliyetleri ispat ediyor.”[4]

Dipnotlar:           

[1]Nursi, Said; Emirdağ Lahikası, s.152.

[2]Nursi, Said; Emirdağ Lahikası, s.153.

[3]Nursi, Said; Emirdağ Lahikası, s.419. 

[4]Nursi, Said; Emirdağ Lahikası, s.124.