"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm ebedî ayrılık değil

Hüseyin Kıymık
21 Mayıs 2023, Pazar
Bir devrin romanı... Hacı Hafız Mehmed - 57

Ayrılık düşüncesiyle Arap Ananın dudaklarından şu sözler döküldü:

“Ölüm! Ah ölüm! Sevenleri ayıransın.

Gülleri dalından koparansın.

Yavruları analarından alansın.

Düşündükçe defalarca öldürensin.

Ah be ölüm! Sen nasıl bir şeysin!”

“Ebedî hayat inancı, cennette beraber olma anlayışı, bir daha hiç ayrılmamak üzere kavuşma düşüncesi olmamış olsaydı, hacımdan ayrılığa hiç tahammül edemezdim.

İman! İman! Ne güzel bir itikad ve ne güzel bir nimet!” 

Düşüncelere dalınca ocaktaki kahveyi unutmuştu. Birden kahvenin taşmaya başladığını gördü. Kahveyi ocaktan aldı, fincanları doldurarak kocasının karşısına oturdu. Hacı Hafız Mehmed, “Arab’ım! Gerçekten ihtiyarladım. Sadece ben mi? Bak gündüze, o da ihtiyarladı, gece ölümüne hazırlanıyor. Dünya da ihtiyarladı, o da kıyamete hazırlanıyor. Dünyadan ayrılık, sevdiklerimizden firak zamanı iyice yaklaştı.”

Arap Ananın gözlerinden bir kaç damla yaş düştü.

‘’Hacım! Hacım! Ne olur sus tahammüle gücüm yok. Söylesene ben sensiz nasıl yaşarım, hayat bana zindan olmaz mı? Beraberliğimiz bu kadar kısa mı sürecekti, günler, aylar ve yıllar ne de çabuk geçti.”

Hacı Hafız Mehmed:

“Bak Arab’ım! Dilimizden hiç düşürmediğimiz, işlerimize hep onunla başladığımız, hatta bütün mahlûkatın kendi hal dilleriyle söylediği besmele; Rabbimizin Rahman ve Rahim olduğunu söylemiyor mu? Gündüz tarladan geldim, özellikle oradaki nimetleri görmemek için insanın kör olması gerekir, çeşit çeşit sebzeler ve meyvelerle karşılaşıyoruz, bunları bize yoktan ihsan eden Rabbimiz değil mi? Tüm bu hesapsız nimetleriyle bize nasıl merhamet ettiğini göstermiyor mu?

“Yavruları ve çocukları en halis sütle beslemesiyle şefkatini bildirmiyor mu? Anneleri ve babaları yavrularına hizmet ettirmesiyle bize olan sevgisini göstermiyor mu? Güneşi, toprağı, suyu ve havayı bize musahhar edişi sonsuz rahmetinin delili değil mi?

“Öyleyse niye gamlanırsın be Arab’ım! Ben gidince sanki sen burada ebedî mi kalacaksın? Firakı daimî mi zannedersin? Kâinatın en kıymetli bir varlığı olarak bizleri yaratan Rabbimizin rahmeti ve merhameti, ebedî bir ayrılığa müsaade eder mi? O’nun rahmeti ve şefkati bir okyanus ise, tüm anaların şefkatleri onun bir damlası bile olamaz. Böyle sonsuz merhamete sahip olan Malikimiz bizi ayırmaz, yok etmez. Bir dar-ı saadet ve ebedî bir hayat

bizi bekliyor. Ben önce gidersem unutma ki en genç halimle seni bekleyeceğim, sen önce gidersen hurileri kıskandıracak bir güzelliğinle beni bekleyeceğinden hiç şüphem yok. Rabbimizin şefkat ve merhameti; dünyanın bin sene mesud hayatı bir saatine kafi gelmeyen cennetinde bizleri beraber bulunduracağından hiç şüphen olmasın.”

Arab Ana; “İnşaallah ayrılıklarımız uzun sürmez” diyerek, sönmeye yüz tutan ateşi tekrar kuvvetlendirmek için ocak başına döndü.

Okunma Sayısı: 2712
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı