Sadâkat sözlükte vefakârlılık, içten bağlılık, doğrululuk, sıddık sahibi olmak anlamlarına gelir. Nur mesleğine sadâkat ise, Hz. Ebu Bekir’in (ra) Hz. Peygambere (asm) ve İslâm’a taviz vermeksizin her alanda bağlandığı gibi, Nur Talebelerinin Nur mesleğine taviz vermeksizin bütün yönleriyle bağlanmaları ve onun ölçü ve prensiplerini hayata tatbik etmeleri demektir.

Nur mesleğinin imanî, içtimaî ve siyasî boyutları vardır. Öncelikle İslâm’ın iman hakikatlerinin izah ve ispatını yapmak; başta Nur Talebelerinin imanlarını takviye etmek, sonra diğer insanların imanlarının kurtulmasına ve muhafazasına çalışmak mesleğin gereğidir.

Mesleğin diğer boyutu da, Külliyatın siyasî ve içtimaî ölçülerini de okumak, hazmetmek ve hayata tatbik etmektir. Bunu vatan, millet ve Kur’ân maslahatı namına mutlaka yapmaları gerekmektedir.

Nitekim onların çoğu, 1970-80 yılları arasında olduğu gibi mesleğin gereklerini bütün yönleriyle tatbik ettikleri dönemde hem iman ve din hizmeti daha iyi inkişaf etmiş, hem de Ahrar/ Demokrat güçleri iktidara taşıdıkları için Türkiye’nin kalkınma, ilerleme ve istikrarı çok iyi bir seviyeye yükselmiştir.

O zamanlar Ülkemiz Demokrasi ile yönetildiği için iman hizmeti baskı ve tasallutlardan uzak, ihlâslı bir şekilde yapılırken, hak ve hürriyetler, ekonomik kalkınma sahasında medenî devletlerle adeta yarış halinde idi.

Günümüzde olduğu gibi onların çoğu, mesleğin iman boyutuna odaklanıp siyasî ve içtimaî prensiplerini dikkate almayarak veya Üstadın maksadına aykırı bir şekilde yorumlayarak Demokrat olmayan siyasî güçlere destek verdikleri için her alanda işler çıkmaza girmiştir.

Onların desteği ile iktidara gelen siyasîler, bir taraftan din hizmetlerini politize ederek etkisiz hale getirirlerken, diğer taraftan uyguladıkları yanlış politikalarla içte ve dışta Türkiye’ye çok zarar vermişlerdir.

Son söz: Nur grupları, aralarındaki çakıl taşları mesabesindeki basit ihtilâfları, şahsî garazları bir kenara iterek, fitne fesat tuzaklarını boşa çıkararak Nur’un asgarî müştereklerinde bir araya gelip mesleğe sadâkat namına, vatan, millet ve Kur’ân maslahatı için ittifak etmeleri lâzımdır.

Bu ittifak ve ittihad gerçekleşmediği sürece ne iman hizmetinin tam inkişafı, ne de ülkenin içine düşürüldüğü badirelerden kurtuluşu pek mümkün gözükmemektedir. Hatta İslâm âleminin ittihadı ve selâmeti onların ittihadına bağlı olduğu söylenebilir.