23 Haziran sonrası AKP’de başlayan iç sorgulama hesaplaşma boyutuna ulaşmasa da, partiden gelen sinyaller içerideki kaynamanın artarak devam ettiği yönünde.
Milletvekillerinde ciddî rahatsızlık var.
Kapalı kapılar ardındaki toplantılarda ve ikili diyaloglarda seslendirilen sorunların giderilmesi noktasında Reisin “muvazzaflar” diye nitelediği vekillere verdiği teminatlar etkili olacak mı ve ne ölçüde; göreceğiz.
“Aramızdan ayrılanlar tarih oldu” diye yine sopa göstermesinin ardından, Ali Babacan’ın çoktandır beklenen çıkışının ilk adımını atıp partiden resmen ayrılması, vekillerde karşılık bulacak mı; onu da göreceğiz.
Peki, Sarayın bir şekilde dışlayıp harcadığı birçok ismi, üzerinde etkili oldukları vekillerle birlikte kaybedip kaptırmamak adına yaptığı atraksiyonlar netice verecek mi?
Bu arada, şimdiye kadarki işaretlerden anlaşılan o ki; Reisin “Hatamız varsa gereğini yapacak, tamir edeceğiz” sözüyle kasdettiği mana, daha ziyade parti küskünlerine yeni imkân ve statüler dağıtmakla sınırlı.
Buna mukabil “başkan” olduktan sonraki söylem ve eylemleriyle dışladığı kesimlerle barışma ve muhalefetle ortak paydada uzlaşma yönünde bir işaret vermiş değil.
Tam tersine muhalefetten seçilen belediye başkanlarını, yetkilerini kısarak çalışamaz hale getirmeyi hedefleyen atraksiyonlar yapıldı. Bunlar Reisin bilgi ve onayı ile mi yapıldı, bilmiyoruz, ama seçim öncesindeki “Seçilse bile vitrin süsü olacak, çünkü çoğunluk bizde” sözü hafızalarda hâlâ taze.
Bir diğer örnek, Merkez Bankası Başkanının “pat diye” görevden alınması. Gerektiğinde böyle bir tasarruf elbette ki yapılabilir. Ama bu azlin tepki çeken tarafı, iç ve dış piyasaların en çok hassasiyet gösterdiği konu olan MB’nın bağımsızlığına yönelik siyasî bir müdahale üslûbuyla yapılması.
Ve âlâyı vâlâ ile ilân edilen yargı paketlerinin ilkinde, malûm yakıcı mağduriyetleri gidermeye yönelik düzenlemelerin de yer alacağına dair en ufak bir ipucu olmaması, tersine bu konuları kapsam dışında tutmak için çok özel bir gayretin gösterildiğini düşündüren işaretlerin öne çıkarılması.
Dahası bu paketin de güze bırakılması.
Görünen o ki, yine ders alınmamış.
Demek ki, daha güçlü derslere ihtiyaç var.