“Yeni Asya” denildiğinde Risale-i Nur’un ve Nurculuğun akla gelmesi, gazetemizin en önemli özelliklerinden biri. Bu çağrışım, Yeni Asya’nın “nev-i şahsına münhasır, orijinal ve mümtaz” vasfını gözler önüne seriyor.
Kutlular Ağabeyin, Zübeyir Ağabeyden naklettiği “Yeni Asya bizim günlük lâhika mektubumuz” beyanı da aynı manayı dile getiriyor.
Bilindiği gibi “lâhika” Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerine ve talebelerinin de Üstada yazdığı mektuplara verilen isim.
Barla’da Risale-i Nur’un ilk telifiyle başlayıp devam edegelen bu mektuplar, bilâhare Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları 1 ve 2 olarak dört ayrı cilt halinde kitaplaştırıldı.
Risale-i Nur’un imanî bahisleriyle eşzamanlı olarak yazılmaya başlanıp Üstadın vefatından önceki en son dersiyle nihayet bulan lâhikaları okumak, kişiye hizmetin inkişaf seyrinin safahatını öğretir, değişen olaylara değişmeyen ölçülerle isabetli teşhis koyma melekesini kazandırır, hizmetin ihlâs ve istikamet çizgisinde inkişafını temin edecek temel parametreleri verir.
Nur Talebeleri, diğer eserler gibi lâhikaları da sürekli okuyup, gelişen ve değişen hadiseleri onlardan aldıkları ölçülere göre değerlendirmeye devam ettiler. Buna ilâveten, mübarek günlerde, “havadis-i Nuriye”yi, Nur hizmetlerindeki yeni ve müjdeli gelişmeleri anlatan mektuplar hazırlayıp mahallere göndermek suretiyle lâhika geleneğini devam ettirdiler.
Hadiseleri Risale-i Nur’daki ölçüler ışığında yorumlamaya çalışan Yeni Asya da “günlük bir lâhika” olarak hizmet verme gayretinde.
Gazetenin ilk sayfasındaki Bediüzzaman fotoğrafı ve altında Risale-i Nur’dan o günün aktüalitesine göre seçilen başlık ile 2. sayfadaki, basında başka bir örneği bulunmayan “Lâhika” sayfasında Külliyattan, Üstadın gündemdeki aktüel konulara ilişkin mesajlarını ihtiva eden seçme bölümler ve Külliyattaki bahislerin işlendiği yazılar yayınlaması ve Risale ölçüleriyle yazılan diğer yazılar bu gayretin tezahürleri.
Keza Yeni Asya’yı düzenli olarak takip eden camia mensupları, hem günlük olayları ortak bakış açısıyla yorumlama imkânı buluyor, hem bünye içindeki vefat, doğum, hastalık, nikâh gibi gelişmelerden haberdar olup birbirlerinin acı ve sevinçlerini paylaşıyor, hem de Risale-i Nur’daki Kur’anî mesajların dış daireye ulaştırılmasına katkıda bulunmuş oluyorlar...