"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Saadet Ünlükul’a neden kızıyorlar?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
11 Temmuz 2014, Cuma
Risale-i Nur’a devlet tekeli getiren korsan maddenin iktidar dayatmasıyla ve hükümetin kurşun askeri gibi hareket eden AKP’li üyelerin oylarıyla kabul edildiği Meclis Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerde iktidar temsilcileri, Kültür Bakanlığının üç buçuk ay önce durduk yere başlattığı hukuksuz bandrol uygulaması ile ortaya çıkan tıkanıklığı açacağını iddia ettikleri maddeyi savunmaya çalışırken, Abdülmecid Nursî’nin kızı Saadet Ünlükul Hanımı eleştiren konuşmalar yapmışlar.
Sebep, nesebi varislerin en başındaki isim olarak, risalelerin neşir hakkına ilişkin bir irade beyanında bulunmaktan ısrarla kaçınması; hatta aldığımız duyumlara göre bizzat Başbakanın bu konudaki görüşme talebini dahi kabul etmeyip geri çevirmesi.
Acaba Erdoğan’ı, onca işi arasında bu konuyu da gündemine alıp devreye girmeye iten saik ne? Ve Saadet Hanımla görüşebilseydi, ondan, risalelerin neşir hakkıyla ilgili muvafakatnamesini doğrudan devlete vermesini mi talep edecek ve böylece korsan maddeye gerek kalmadan hedefe ulaşılmış mı olunacaktı?
Anlaşılan o ki, Saadet Hanımın duruşu, birilerinin tekerine çomak sokmuş ve hesaplarını bozmuş.
Aslında onun bu tavrı yeni değil. Yeğeni Seyda Ünlükul’un da söylediğine göre başından beri böyle. Diyor ki: ‘Risaleler bütün Nur camiasının ortak malı. Eserleri basarak ve neşrederek hizmet etmek isteyen herkes, hiçbir engelle karşılaşmadan bunu yapabilmeli.’ Yeni Asya olarak karşılaştığımız bandrol engelini aşmak için muvafakatını istediğimizde bize de aynı cevabı vermişti.
Esasen Risale-i Nur’un Latin harfleriyle matbaalarda basılmaya başlandığı 1956’dan bu yana eserlerin neşir serencamı böyle gelişmiş. 1975’e kadar gizli yapılan basımlar o sene, önce Yeni Asya, sonra Sözler Yayınevi damgasıyla devam etmiş. Takip eden yıllarda başka yayınevleri de bu hizmete talip ve dahil olmuş. 1999’da getirilen bandrol zorunluluğu sonrasında da herhangi bir sıkıntı olmadan milyonlarca risale basılmış.
Ama gelinen noktada ‘sadeleştirmeyi önleme’ gerekçesiyle bütün Risale-i Nur basımları kamulaştırılmak, devletleştirilmek, devlet tekeline alınmak isteniyor; birileri de risaleleri neşir hakkının o tekel üzerinden kendilerine devredileceğinin hayalini kuruyor ve hesabını yapıyorlar.
Ağır bir ameliyattan yakınlarda çıkmış olan 80 küsur yaşındaki Saadet Hanıma, duruşuyla bu planı bozduğu için kızıyorlar.
Okunma Sayısı: 6959
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • özdemiroğlu

    11.7.2014 14:12:00

            Evet, R. Nur’un Kur’an’ın tefsiri ve Kur’an dolayısıyla Arş-ı Azam’la olan bağı Üstadımız’ın yeğeni saadet Abla’mızı desiselere alet etmekten muhafaza ettiğine inanıyoruz.Ümidimiz oldur ki,R. nur aleyhine düşünülen fitne varsa, sahiplerinin elinde patlayacaktır inşaalah.

  • Garib Doğu

    11.7.2014 09:54:00

    ’’Birileri de risalelerin neşir hakkının o tekel üzerinden kendilerine devredileceğinin hayalini kuruyor ve hesabını yapıyorlar’’cümlesi ibret verici.Bu kirli hayal bile yapanları karalamaya yeter.Vicdanları nasıl kaldırıyor?Buna nasıl cürret ve cesaret edebiliyorlar?Allah göstermesin bu gerşçekleşse;kıyamete kadar alınlarında kara bir leke olarak kalacaktır.

  • cemal özkaya

    11.7.2014 08:50:00

    bir zamanlar siyasete fikirleriyle düsturlara olan bağlılıklarıyla yön veren nur cemaati fikirler ve düsturlar yerinde durmasına rağmen artık yönlendirilir hale geldiler. hakikatlerde bir değişiklik olmadığına göre değişen birileri.hadi bu hengamelerden sonra eskisi gibi saf ve temiz bir şekilde sohbetlere devam edin insanları hidayete çağırın bakalım. kendi içimizde bile bakışlar değişti. konuşmalar incitici olmaya başladı. biran önce bu işi bu hale getirenler umumi bir faaliyete girsinler. yoksa bu halden memnunlar mı?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı