Çeşmelerin pek çok mimarî yapısı olduğundan bahsetmiştik. Bunlardan bir tanesi de sütun çeşmeleridir. Sütun çeşmeler, su haznesine sahip değildir. Teknolojinin imkânlarından yararlanılarak boru sistemleriyle ince, uzun, yuvarlak ya da dörtgen çeşme gövdesinden bir lüle veya musluk aracılığıyla şebeke suyu öndeki küçük tekneye akıtılır.
Buna örnek olarak geçtiğimiz günler de bahsettiğimiz Lahanacılar Çeşmesi’ni verebiliriz. Diğer bir çeşmemiz olan Sultan II. Mahmud Çeşmesi de sütun çeşmelere örnektir.
Yeşil alanlarıyla ün kazanan Tarabya semti Sarıyer’in boğaz kısmında yer almaktadır. Pek çok tarihe ev sahipliği yapan bu semtte bulunuyor Sultan II. Mahmud Çeşmesi. Tarabya parkında bulunan ve 1831 yılında yapılan çeşme, Tarabya Camii’nin karşısında yer almaktadır. Sütun şeklinde yapılmış ve dört yüzü bulunan çeşmenin her bir yüzünde birer beyitlik kitabe bulunmaktadır. Bu kitabe Şair Rıfat tarafından yazılmıştır.
Kitabe şu mısra ile son bulmaktadır;
“Han Mahmûdâ bazibâ çeşme bûnyad eyledi” 1247 (1831)
Çeşmenin mimarî yapısını incelediğimizde de, iki musluğunun bulunduğunu ve su teknesinin yekpare mermerden yapıldığını görüyoruz.