İnsanlar bilindiği gibi iki cins olarak yaratılmıştır. İki cins olarak dünyaya gelen ve ebeveynlerin himayesine bırakılan çocukların cinsel farklılıklarından dolayı eğitimleri de farklı olacaktır.
Çocuk, konuşmaya başlayınca sorular başlar. Özellikle de bu sorular cinsel açıdan olursa, ebeveynler zor durumda kalabiliyorlar. Bu tür sorular başlayınca, cevaplar samimî olmalı. Genelde kıza anne, erkek çocuğa da baba cevap verebilir. Önemli konulardan bir mahrem ve mahrem alanlar konusu açıklığa kavuşturulmalı.
Bu metotla taciz olaylarının ve cinsel istismar olaylarının önüne geçilebilir. Bu eğitim ebeveyn tarafından verilmezse, çocuk kulaktan dolma bilgilerle yanlış yönlere gidebilir.
Okul öncesi ile okul dönemindeki eğitimler elbette ki farklı olacaktır. Okul öncesi hareketlerinde cinsellikle ilgili bir farklılık görüldüğünde, aslında çocuk onun farkında değildir. Bu durumda paniklemeden nötr kalınabilirse, çocuk o hareketi unutacaktır.
Çocukları cinsellik hakkında bilgilendirmemenin sakıncaları olabilir. Çocuk bilgilendirilemezse, meraklandığı konuyu ya arkadaşlarından ya da internetten öğrenme yoluna gider. Bu da yalan yanlış bilgiler olabilir.
Öğrenmenin en iyi yollarından biri meraktır. Bu konudaki merakı ilk anda engellenmemelidir. Çocukların en çok merak ettikleri konulardan biri dünyaya nasıl geldikleridir.
Ebeveyn, “Bu soruyu sorman, merak etmen güzel bir şey. Cinsellik kadınla erkek aralarında özel bir durumdur. Lâkin detaylarını öğrenmen için biraz daha büyümen gerekiyor. Büyüdüğünde anlatacağım” biçiminde izah etmelidir. Böylece çocuğa bu konu hakkında yalan söylenmemiş olur.
Küçük yaştan itibaren çocuklara giydirilen kıyafetlere dikkat edilmeli, gizlilik duygusu aşılanmalı, mahremiyet sınırları öğretilmelidir. Oyundan bile olsa, erkeğe kız, kıza erkek elbiseleri giydirilmemelidir.
“Kız ve erkek çocuklar on yaşına basınca onların yataklarını anne, baba, kız ve erkek kardeşlerinin yataklarından ayırmak vaciptir. Erkeğin erkekle, kadının kadınla aynı yatakta yatmaları aslâ caiz değildir; her biri yatağın birer kenarında olsa bile...” (Feteva’n-Nevevî, s. 215; İbrahim Canan, Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye, s. 309)
Bu merhalede mahrem / gayrı mahrem terimleri karşımıza çıkacaktır.
Mahrem, İslâm’da evlenilmesi haram olan kişi. Mahrem sözcüğü Arapça haram kökünden gelir. Mahrem olmayan kimselere nâmahrem denir. İslâm’da mahremiyet durumu ikiye ayrılır: sürekli mahremlik ve geçici mahremlik.
Beden ve ruhumuz Rabbimizin biz insanlara verdiği birer nimet ve emanettir. Bu emanetleri gereği gibi korumak bizlerin Yaratıcımıza karşı bir görevi olmalıdır.
Meselâ, bedenimiz ile ilgili görevlerimizden biri onu örtmek, kötü gözlerden korumak gelmeli. Ayrıca bedenin örtülmesi, her şeyden önce dinî bir yükümlülük ve aynı zamanda fıtrî ve ahlâkî bir davranıştır.
Bunu Cenab-ı Hak şöyle belirtiyor; “Ey Âdemoğulları! Size mahrem yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise yarattık. Takva elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar.” (A’râf, 7/26)
Bir hadis-i şerifte ise Resul-i Ekrem (asm) şöyle buyuruyor: “Allah halîmdir, hayâ sahibidir, kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever.” (Nesâî, Gusül, 7)
İşte bunların sonucu olarak çocuklarımıza ilk önce bu tür konuları genel hatlarıyla anlatmalı. Akıllarında, dimağlarında bu konuyu anladıklarında detaylı eğitimler ara ara ve/veya gerektiğinde verilmelidir.
Cinsel eğitim (edep) konusunda en önemli rehber elbette her şeyde olduğu gibi, Hz. Peygamber Efendimizdir (asm). Lem’alar’da geçtiği gibi; “Sünnet-i Seniyye edeptir.”
Efendimiz diyor ki; “Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan etmiş, edeplendirmiş.” Onun için sünneti terk eden edebi de terk eder. (Lem’alar. 181)
Aslında, insan düşününce; örtünmenin, başkalarından ziyade, kendisi için yaptığı bir iyilik olduğu çocuklara uygun bir dille anlatılmalıdır. Ve bunun insanın kendisine olan saygısının ve özeline sahip çıkmasının bir göstergesi olduğu kavratılmalıdır.
Bu konu için zaten Cenab-ı Hak’ta Kur’ân’da insanları-mü’minleri şöyle uyarmaktadır; “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.” (Nûr: 30) ve “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, ziynet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar.” (Nur: 31)Âyetlerden anlayacağımız üzere, bu konuda kadın erkek ayrımı yapılmamıştır.