Rusya’daki Çarlık rejimi (Menşevizm) henüz yıkılmadan ve Bolşevizm (sosyalizm-komünizm) henüz kurulmadan yıllar evvel (1910), Üstad Bediüzzaman, Tiflis’de konuştuğu bir Rus zabitine söylediği “Sizde, birbiri üstünde üç zulmet inkişafa başlayacak” şeklindeki iddialı sözler, zaman içinde aynen tahakkuk etti ve ediyor. Çarlık yıkıldı, 1917’de Bolşevizm geldi; 1990’ların başında dinsizlik manasındaki Komünizm-Bolşevizm de yıkıldı. Ardından Sovyet Rusya dağıldı; aynı anda dünyaya korku veren Kızıl Ordu tarihe karıştı.
Şimdi, Çarlığın sonunu getiren ve Komünizme zemin hazırlayan yüz küsûr yıl önceki gelişmelerin tarihî seyrine kısa bir nazar gezdirelim.
*
Rusya’da Birinci Dünya Harbinin bütün şiddetiyle devam ettiği günlerde başlayan ve giderek tırmanan bir iç kargaşa, nihayet önüne geçilemez şiddette bir isyana dönüştü. Bu ülkede 370 yıldır süregelen Çarlık rejimi, 27 Şubat 1917’de yıkılmak sûretiyle tarihe karışmış oldu.

Yıkılan Çarlık sisteminin boşluğu, ilk etapta Duma Geçici Komitesi tarafından doldurulmaya çalışıldı. “Temsilci Meclis” vazifesini üstlenen bu komite tarafından, âcilen bir geçici hükümet kuruldu. Bu hükümet, “İşçi Vekilleri Heyeti” ismiyle anılmaya başladı. 12 Mart’ta ise, Çar’ın kendisi de, tam bir yeis içinde Duma’ya istifasını sunmak zorunda kaldı.
*
Bütün bu gelişmelerin, aslında geçmişte yaşanan ve tarihte iz bırakan bazı olaylarla doğrudan bağlantısı var. Özetle: Tâ 22 Ocak 1905’te Perersburg şehrinde tarihe “Kanlı Pazar” ismiyle geçen çok büyük bir hadise yaşandı. Rejim aleyhinde gösterilerde bulunan binlerce asker ve işçinin üzerine ateş yağdırıldı ve bu hareket çok kanlı bir mukavemetle bastırıldı.
Bolşevikler, bu hadiseyi adeta milat saydılar ve rejim aleyhtarlığını her fırsatta tırmandırmaya çalıştılar. 27 Şubat 1917’ye gelindiğinde, başka muhaliflerle de birleşerek Çarlık yönetimini nihayet yıkmayı başardılar.
*
Rusya’da yaklaşık 8 ay kadar devam eden ve Osmanlı basını tarafından “hercümerç” tâbiriyle ifade edilen bu iç kargaşa, yedi cephede harbeden Osmanlı’ya kısmî bir rahatlama sağladı. Osmanlı’nın en ağır kaybı, mâlum Kafkas Cephesinde yaşanmıştı. Rusya’da başlayan ve aylar, yıllar süren iç karışıklık sebebiyle, Kafkas Cephesindeki savaş fiilen sona ermiş oldu.
*
Rusya’da uzun süren kanlı iç kargaşanın hemen ardından, Menşeviklerle Bolşevikler arasında çetin bir iktidar mücadelesi yaşandı: Menşevikler, dinî inanç ve geleneklere de önem veren, komünizme karşı olduklarını deklare eden grubu teşkil ediyordu. Bunların karşısında ise, millî-manevî bütün değerlere karşı olan, teorisyenliğini Marks ve Engels gibi Yahudî kökenli ateist filozofların yaptığı komünizmi var güçleriyle savunan Bolşevikler vardı.
İlk başlarda, Menşevikler galip durumdaydı. Ancak, zaman ilerledikçe durum değişmeye başladı: Bolşevikler, 7 Ekim’de hakimiyeti tamamiyle elde etti ve Bolşevik İhtilâlini gerçekleştirmiş oldu.
Bir ismi de “Komünist İhtilâli” olan bu yıkıcı hareketin lider kadrosunu Lenin, Troçki ve Stalin gibi muhaliflerine kan kusturmak ve devlet gücüyle aykırı fikir sahiplerine hayat hakkı tanımamakla şöhret bulan gaddar zalimler teşkil ediyordu.
Nihayet, yıkılan 3–4 asırlık Rus Çarlığı rejiminin yerine bir komünist imparatorluğuna dönüşen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) almış oldu. Çarlığın ömrü 370 yıl, komünist rejimin ömrü ise ancak 70 yıl kadar sürebildi.