"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ehl-i kemâl bir zât: Namık Kemâl

M. Latif SALİHOĞLU
02 Aralık 2020, Çarşamba
GÜNÜN TARİHİ: 2 Aralık 1888

“Meşhûr Kemâl” olarak da bilinen Namık Kemâl, 2 Aralık 1888’de Mutasarrıflık yaptığı Sakız Adası’nda vefat etti. Vefat ettiğinde henüz 48 yaşında idi. Kendisinin vasiyeti olarak da kabul edilen “Bolayır’da gömülme arzusu” dikkate alınarak, naaşı, bilâhare Sakız’dan Bolayır’a nakl-i mezar yapılarak getirildi.

*

Meşhur olmuş şahsiyetler arasında, Namık Kemâl kadar hakikî hüviyet ve şahsiyeti az bilinen, hatta yanlış bilinen çok nâdir kimse vardır.

Bütünüyle uydurma fıkralara ismi karıştırılan bu “Ehl-i Kemâl” zâtın gerçek şahsiyeti, maalesef kasten kirletilmeye çalışıldı.

Şayet, Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin onun hakkındaki senâkâr ve takdirkâr beyanları olmasaydı, muhtemelen bizler de onu hakikî veçhesiyle bilemez, tanıyamaz olacaktık.

Evet, yıllar önceki bir yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, bilhassa hürriyet, meşrûtiyet, adâlet ve Kànun-i Esâsî’nin (Anayasa) tekâmülü gibi hayatî meselelerde—temsilde hata olmasın—Namık Kemâl, âdeta “bayraktarlık”; Üstad Bediüzzaman ise “sancaktarlık” vezifesini yaptı.

Kezâ, “Ahrâr-ı Osmaniye”den oldukları halde “Avrupa meftunu” olmayan Namık Kemâl ve Ziya Paşa gibi şahsiyetler, Bediüzzaman Hazretleri’nin nazarında, birer “Dâhî edip, hamiyetli Ahrar, basiretli siyasîler” idi.

Bu basiretli şahsiyetler, Osmanlı Saltanatı’nın gidişat ve âkıbetini tâ 1860’lardan itibaren gördüler ve ona göre de fikrî kaynak, idarî alternatif modelleri geliştirmeye âdeta vakf-ı hayat eylediler.

Ama, ne yazık ki, Padişah ve Sadrâzamlar başta olmak üzere, ekâbirlerin kısm-ı âzamı onları bir türlü anlamadı, anlayamadı. Nitekim, aydın diye geçinen kimi “şahısperest bağnaz” kimseler, onları hâlâ anlayabilmiş değil.

Bizim vazifemiz ise, korkup  çekinmeden, yorulup usanmadan, onların hüviyetini, fikir ve mesleklerini olduğu gibi nesillere anlatmaya çalışmak. 

*

Hürriyet, Meşrûtiyet ve Kànun-u Esâsî (Anayasa) gibi sosyal hayatın can damarını teşkil eden meselelerde, Namık Kemâl ile Üstad Bediüzzaman’ın fikir ve kanaatleri arasında muazzam bir benzerlik, fevkalâde bir müştereklik vardır. 

Namık Kemâl’in “aşkına esir olmayı esaretten kurtulmak” mânâsında tâbir ve tasvir ettiği hürriyet hakikatini, Üstad Bediüzzaman “imana nisbet” ederek şu kanaate varıyor: “İman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saadet.” (Münâzarât: 59) 

Kezâ, Namık Kemâl’in hürriyeti destanlaştıran “Hürriyet Kasidesi” şiiri ve “Rüyâ” başlıklı makalesi ile, Üstad Bediüzzaman’ın “Hürriyete Hitap” nutku arasında da muazzam bir fikir ve mânâ irtibatı var.

*

Said Nursî, henüz 15-16 yaşlarında Mardin taraflarında olduğunu ve burada iken Namık Kemâl’in “Rüyâ” isimli makalesini okuduğunu, aynı zaman zarfında hürriyetin mânâsı ile siyasetteki “muktesit meslek” hakkında ciddî mâlûmat sahibi olduğunu gayet açık bir sûrette beyân ediyor. 

İşte kendi orijinal ifadeleri: “İnkılâptan (1908’den) on altı sene evvel (1892), Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zâta rast geldim. Siyâsetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem, tâ o vakitte, meşhûr Kemâl’in ‘Rüyâ’sıyla uyandım.” (Age, s. 123) 

“Muktesit meslek” tâbirinin siyasetteki mânâsı, ümmetin ekseriyetini temsil eden “vasat yol”dan gitmek, aşırılıklara sapmayan, yani radikalizme düşmeyen, dengeli ve müsbet bir idare tarzını benimsemek ve siyasî mesleğini bu müstakim hat üzere sürdürmeye çalışmak demektir. Ki, Bediüzzaman Said Nursî de ömrünün sonuna kadar, hiç inhiraf etmeyerek daima bu meslekten gitmiştir.

Okunma Sayısı: 4323
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    3.12.2020 00:38:44

    Allah razı olsun Latif Ağabeyim..

  • Sezai MUMCU

    2.12.2020 22:08:20

    Sosyal ve siyasî hayattaki gercekleri mükemmelce analiz edip yaralarin sarilmasi gereken noktalari irdeleyen ve mahir kalemli nadir mütefekkir ve edib kisacik ömründe Avrupa'da misline rastlanmayan saheser makalesi RÜYA yi hemen hemen herseyi kendisinden ögrendigimiz merhum ve muazzez Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursî'den senalarla zikredildigini duymasak Cehennemin Odunlari onu müstehcen fikralarinin figürü yapmalarinin sinsice ve düsmanca emellerini belki anlayamayacaktik. Fransiz Cehennem Odunlarinin cikarttiklari hakaretamiz lanet olasi mizah dergisiyle bizdeki ayni fikri IRIN gibi icen müskiratcilarca aldatilabilecektik.

  • Adem

    2.12.2020 16:15:58

    Bediüzzaman geçmisteki ve gelecekteki puslu olay ve şahsiyetlerin hakikatine projektör tutuyor.Bizleri suizan yada hüsnüzan dan kurtarıyor.

  • Ali R. Yardimoglu

    2.12.2020 06:56:35

    Evet, essah "Kemal" bu merhum idi, Kemal onun ismi ile, Namik ile beraber tamam oluyor idi, "Namik Kemal", uydurma 1 efsaneden gelip ona verilmis degildi..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı