"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmam Şâfiî’den mesajlar

M. Latif SALİHOĞLU
20 Aralık 2018, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ: 20 ARALIK 820

Ehl-i Sünnet dairesi içinde yer alan “Şâfiî Mezhebi”nin kurucusu olan İmâm-ı Şâfiî, Milâdî tarih itibariyle 20 Aralık 820’de Kahire’de vefat etti. (Vefatının sene kısmında herhangi bir ihtilâf yok, ancak gün ve ay ismini 20 Ocak şeklinde yazanlar var.)

İmamın doğum tarihi 767, doğum yeri ise Filistin, Gazze’dir. Vefat ettiğinde, 54 yaşında olduğu tahmin ediliyor. 

Asıl ismi ve künyesi uzunca olan İmâm-ı Şâfiî, zamanla bu isimle şöhrete kavuşmuş ve aynı zamanda dokuzuncu göbekten evlâd-ı Resûl olduğu, yani Seyyid bir aileye mensup olduğu hususu umumî kabul görmüştür.

* * *

İmam Ebû Hanife’nin tam da vefat ettiği sene dünyaya teşrif eden İmâm-ı Şâfiî, İmam Mâlik’ten Medine fıkhını, İmam Muhammed’den Irak fıkhını öğrendi. Böylece Hicaz fıkhı ile Irak fıkhını birleştirmiş oldu. 

Bilâhare Bağdat’a gitti ve burada muhtemelen iki yıl kadar kaldı. Ardından Mekke’ye döndü, sonra Mekke’ye gitti ve 9 sene müddetle burada ders verdi. Bu yıllar, onun ilmî hayatının en verimli devresidir.

Zira, bu dönemde muhtelif fıkıhları araştırıp müşterek noktaları bir araya getirdi, hatta bunları birleştirmede muvaffak oldu. 

Ayrıca, konuyla ilgili muhtelif hadisleri derleyip toplamada ve bunları tasnif etmede de büyük bir başarı sağladı.

* * *

İmam Şâfiî, Medine’den sonra tekrar Bağdat’a gitti. Bu ikinci gelişinde, artık çeşitli fıkıh ekollerini derinlemesine incelemiş, fıkıhta kendi usûlünü belirlemiş olarak talebe yetiştirmeye başladı. 

Hayatının sonlarına doğru Bağdat’tan Kahire’ye Mısır’a gitti. Son dört yılını, adeta bir “fıkıh hazinesi”ni teşkil etmekle geçirdi.

Vefat ettiğinde, arkasında iyi yetişmiş kalabalık bir talebe kitlesini bırakarak gitti. Mekke, Bağdat ve Mısır’da yetiştirdiği seçkin talebeleri, onun telif etmiş olduğu eserleri okuttular, görüşlerini ve diğer fakihlerle olan alâmet-i fârikaları naklettiler. İşte bu talebelerin, gitgide genişleyen ders halkaları neticesinde, meşhûr “Şâfiî Mezhebi” meydân-ı zuhûra çıkmış oldu.

* * *

İmam-ı Şâfiî’nin meşhur olmuş eserlerinden bazılarının ismi aşağıdaki gibidir:

* El-Ümm: Fıkıh, yani İslâm hukukuna dair olup, İmam Şafii'nin içtihad ederek bildirdiği meseleleri ihtiva eder.

* Kitab-üs-Sünen vel-Müsned: Hadis ilmine dair.

* Er-Risâle fil-Usûl: Usûl-i fıkha dair.

Ve diğerleri: El-Kitab-ül Bağdadiyye. El-Mebsut. Ahkâm-ül-Kur'ân. İhtilâf-ül Hadis. Müsned-üş-Şafiî. El-Mevâris. Edeb-ül Kadi. Fedail-i Kureyş. El-Eşribe. İsbât-ü’n-Nübüvve. Redd-i alel-Berahime. 

* * *

Son olarak İmam-ı Şâfiî’nin asırlara hükmeden ve kıyamete kadar da unutulmayacak olan sözlerinden bir demet sunalım:

* Besmele, tek bir âyet olduğu halde, Kur’ân’da yüz on dört defa nâzil olmuştur.

* Haram-ı nazar, nisyân (unutkanlık) verir.

* Hâlis talebe-i ulûmun rızkına ben kefalet edebilirim.

* Düşmanın okunu takip edin; o sizi hak ehline götürür.

NOT: İmam-ı Şâfiî’nin burada iktibas ettiğimiz şu son vecizesine çok farklı mânaları yükleyenlere, hatta tersyüz edip çarpıtanlara da rastlamaktayız. Bu sebeple, yanlış mânalara mahal vermemek için, meşhûr olmuş şu darb-ı meseli de burada zikretmekte fayda var: Düşmanı sık değişenin, dostluğuna güven olmaz.

Okunma Sayısı: 3939
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı