"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitime farklı bir bakış hikâyesi

M. Said ZEKİ
07 Haziran 2021, Pazartesi
Toplumların yerleşik normlarına karşı çıkan bir “Z kuşağı” tarihin her döneminde olmuştur. Bizler de babalarımızın dönemine göre bazı yaygın değerlere karşı çıkan bir nesildik. ‘Nesil çatışması, kuşak farkı, Z kuşağı’ hep olageldi.

Zamanın değişmesiyle hükümlerin, şartların, normların, hayat tarzlarının değiştiği bir gerçektir. Gençlerin bizim zamanımıza göre değil, onların zamanında yaşayacağını kabullenmek çok çatışmaları bitirecektir. 

İslâmın ilk yayılma döneminde ve Nur hizmetinin geçmişinde gençlerin yeri büyüktür. Nebevî ölçüler nazara alınarak; gençlere bir şey empoze etmek değil, onları dinleyip, tanıyarak; kabiliyetlerine ve ilgi alanlarına göre eğitim vermek ideal hedefimiz olmalı. 

Gençlerin yaptığı hizmetleri takdir etmek, alkışlamak, teşvik etmek ve en önemlisi onlara güvenmek gerekir. Onların hata yapmalarına ve hatalarını telâfi etmelerine müsamaha ile yaklaşmak lâzımdır. Şahsiyetinin teşekkülü ve bağımsız hareket etmesi, özgüven kazanarak kibir veya komplekslerden kurtulması çok önemlidir. Aşağıda anlatılan hikâye üzerinden konuyu bir daha düşünmeye ne dersiniz!

BALIK TUTMAYI ÖĞRETMEK Mİ ...?

Bir gencimiz; yurt dışında staj yaparken harçlığını çıkarmak için bir lokantada çalışmak zorunda kalır. Aynı restaurantta babası oldukça zengin olmasına rağmen, bulaşıkçılık yaparak okulunun parasını denkleştirmeye çalışan bir çocuğu görünce haliyle üzülüyor ve yardım ediyor. Arkadaş oluyorlar. Çocuğun babasına ev kirası ödediğini öğrenince daha da hayret edip aynı zamanda babanın çok vicdansız biri olduğunu düşünüp ona içinden kızıyor.

Bir vesileyle çocuğun babasıyla karşılaşınca “Yazık değil mi bu kadar varlıklı olmana rağmen küçücük çocuğu çalıştırıyorsun? Çocuğuna neden yardım etmiyorsun?”  sorusuna babasının cevabı ilginçtir: “Bak,” der baba, “Sizin yardım etmek anlayışınızla, bizim yardım etme anlayışımız çok farklıdır. Balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeyi tercih ediyoruz.

İNSANA TEPEDEN BAKMAK

Senin dediğin gibi bu çocuğun masraflarını ailecek biz karşılasak, bu çocuk rahat bir eğitim dönemi geçirir; ancak asalak, bencil, kibirli bir çocuk olur. Toplumla ve insanlarla hep problemli olur ve herkese üst perdeden konuşur. 

Evet, kira alıyorum, kendi masraflarını kendisi karşılıyor. Bana şükran borcu yok. Hayatın ne olduğunu biliyor. Hayat hep bir şeylerin masrafını ödetmiyor mu sana? Bunu erken yaşlarda öğrenip, ona göre gerçekleri görmesi ve hayatını daha rasyonel ve sağlam bir temelde ona göre kurması olumsuz bir şey mi?

HAYATI TANIYARAK OLGUNLAŞMAK

Eğitim çocuğa harika bir kapı açabilir, bu sayede çok para da kazanabilir. Ancak meslek öğrenmesi insanları hayatı genç yaşta tanıması onu farklılaştırır, olgunlaştırır. Toplumda sadece kendisinin olmadığını ve öteki insanların da olduğunu fark eder. 

Eğitim insanı farklı bir yöne, meslek farklı bir yöne hazırlar. Kira almasam, bütün parası kendisine kalsa kazandığı parayı gidip uyuşturucuya, eğlenceye, alkole, kumara harcayacak. Kira sorumluluğu olduğu için bütçesini ona göre ayarlıyor. Bu yaşta bütçesini yönetebiliyor. 

Oğlum seni çok sever. Bahsetti. Çok iyi bir insanmışsın. Ona yardım ediyormuşsun. 

Üniversite okumuşsun, ancak iş yerinde bir domatesi bile kesemiyor, kızıyor ve küfür ediyormuşsun; elin birçok ise yatmıyormuş restoranda. Oğlum komik hallerini anlatıp gülüyor. Biz de ailecek gülüyoruz. Ancak bir domatesi kesemiyorsan, yetiştirilme tarzın da eksiklikler var demektir. Bir yerde üniversite diploması ile iyi bir iş bulabilirsin. Ancak hafife aldığın, basit gördüğün domates kesme işini yapan adamı aşağılarsın!”

OĞLUM PAŞA OLSUN!

Biz de ise “Paşa olsun, vali olsun, başkan, başbakan olsun” ninnileriyle büyütülür. Okul okuması için bütün imkânlar seferber edilir. Okul süresi dışındaki zamanlarında tatile gönderilir. Bütün masrafları karşılanır. Odasının temizliğinden yatağının düzeltilmesine varıncaya kadar bütün hizmetleri anne babası tarafından aksatılmadan yapılır.

Yabancıya soru soran gencimizin tesbiti de oldukça yerinde: “Bizim annelerimiz ve babalarımız çok iyi insanlar, ancak çok “kötü” anne ve babalar. Çocukları gerçeklere göre değil, hayallere göre yetiştiriyorlar.

BEN OLAMADIM OĞLUM OLSUN!

Batı’da çocuk hayallere göre değil, gerçeklere göre yetiştiriliyor. Gerçekleri daha erken gören çocuğun hayalleri de daha gerçekçi oluyor. Gerçekçi olunca gerçekleştirilme oranları da haliyle yüksek oluyor. Ailemizin bir yanlışı var. Anne babalarımız sebebi ne olursa olsun, hayatta kendi gelemedikleri yerlere bizleri getirmeye çalışıyorlar. Çocuklarından kahramanlar, kurtarıcılar çıkartmaya çalışıyorlar.”

Evet, çocuğa her şeyi veriyoruz, ama özgüveni alıyoruz elinden. 

İstikbalini düşünüyoruz, ama hayatı vermiyoruz.

Okunma Sayısı: 1541
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ozan Kaya

    7.6.2021 00:49:28

    Evet, çok güzel.. Tebrikler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı