Bu rakamlara göre yoksulluk sınırı asgari ücretin 4 katına ulaştı. Durum bu halde iken geçinmekte zorlanan ya da yardımlarla geçinmeye çalışan emekliler iyileştirme beklerken bir sefere mahsus hükûmet çalışan-çalışmayan ayrımı yaparak 5 bin lira vermişti. Yaklaşık 5 milyon kişi bir seferlik verilen 5 bin liradan faydalandırılmamıştı. 

Kanun Meclis’te görüşülürken muhalefet böyle bir ayrımın yanlış olduğunu bütün emeklilere verilmesi gerektiğini, çalışanların emekli maaşı yetmediği için çalışmak zorunda kaldığını anlatsa da Meclis’te AKP ve MHP’nin oylarıyla kanun geçmişti.  

Temmuz ayında memurlara seyyanen zam yapılmasına rağmen bundan emekliler faydalanamayınca  Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memura zam gelirken emekliye gelmemesi olacak şey değil” diyerek hayretini dile getirmişti.  

Çalışanlara 5 bin lira verilmemesi üzerine Erdoğan yine devreye girdi.  

Yeni sistemde Erdoğan’dan habersiz karar alınamadığı ortada iken Erdoğan’ın her iki durumda sanki haberi yokmuş gibi konuşması milleti hayrette bırakmıştı!

Sadece bir ay önce emekliye 5 bin verilmesi TBMM’de görüşülürken muhalefet tarafından verilen sayısız önerge AKP, MHP oylarıyla reddedilmişti. Kanun önümüzdeki hafta Meclis’te görüşülecek, kabul edilirse bütün emeklilere verilecek de, “çalışanlara ve kayıtlı çiftçilere 5 bin lira verilmesin” diyen AKP ve MHP’li vekiller nasıl oy kullanacak bakalım!  

Erdoğan seçimden sonra Gümüşhane’de yaptığı bir konuşmasında muhalefeti “milletin zihniyle alay ediyorlar” diyerek eleştirmişti. 

Bütün bunları görünce “Milletin aklıyla dalga mı geçiyorlar?” sorusu geliyor. 

3600, EYT gibi birçok konuda da bu tür gelişmelere şahit olmuştuk. 

Uzunca süredir hükümetin sabah “ak” dediğini de, öğleden sonra “kara” dediğini de alkışlayan bir kitle olunca bütün bunlar normalleşiyor… Kimse çıkıp “bir gün önce söylediğinizi bir gün sonra değiştiriyorsunuz” demeyince bir kişi ne derse o oluyor.  

Yeni sistem milleti buna da alıştırdı… 

*** 

ENFLASYONA KİM SEBEP OLDU? 

Enflasyon meselesi de böyle. 22 yıldır iktidar da olan AKP hükümeti, hem Hazine ve Maliye bakanını, hem de Merkez Bankası başkanını defalarca değiştirdi. Her gelen farklı bir ekonomik model uyguladı.  

Seçimden önce “faiz sebep, enflasyon netice” denilirken, faizler yüzde 8.5’tu. Gelinen noktada yüzde 40… İkisini de yapan aynı iktidar. Faizi düşürürken de, arttırırken de alkışlayan yine aynı kitle… 

Enflasyonu yükselten de, düşürmeye çalışan da yine aynı hükümet. Enflasyonu sanki başka bir hükümet yapmışçasına eleştirilirken yine aynı kitle alkışa devam ediyor. 

Buna dikkat çeken DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Bu Enflasyon gökten mi düştü?” derken, “85 milyonluk Türkiye’nin kobay muamelesine tutulduğu Erdoğan icadı bir enflasyonu yaşıyoruz! Şimdi hiçbir şey olmamış gibi Merkez Bankası analiz yayınlıyor! Merkez Bankası’nın ortaya koyduğu analiz, değerlendirme, kararlar ve hedefleri piyasa karar alıcıları ve vatandaşlarımızın ciddiye almaları için yakın zamanki büyük mütefekkir-müçtehit Erdoğan/Nebati’nin enflasyonun sebebi faiz politikalarına dönük gerçekçi ve samimi bir değerlendirme yapması gerekir. Enflasyona kim sebep oldu?” diye soruyor. 

Biz de soralım? Şu anda milleti inim inim inleten enflasyona kim sebep oldu? Artık dış güçler demeyin, millet inanmıyor.