Yanına, “rüşvet, sahtekârlık ve görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla üç aynı iddianame hazırlanan İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu alan ABD Başkanı Trump tek taraflı sözde “Yeni Ortadoğu Barış plânı”nı açıkladı. Filistin yönetiminden hiçbir yetkilinin olmadığı “tek taraflı sözde Barış Plânı”nın açıklandığı toplantıya Türk gazetecilerin alınmaması ve Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Umman’ın Büyükelçilerinin katılması dikkat çekti. Plâna Katar ve Suudi Arabistan’ın da destek vermesi İslâm dünyanın içler acısı halini bir kez daha ortaya çıkardı. 

«««

ABD’DE BU YIL SEÇİM VAR

“Yahudi lobisi”nin ABD yönetiminde ne kadar etkili olduğu biliniyor. Bu yüzden de Trump seçimlere 9-10 ay gibi bir süre kalmışken, kendince böyle bir “kritik hamle” yapmış görünüyor. Trump bir de azille uğraşıyor. Bu plânla bu azilden de kurtulmak istiyor. İsrail’de de Mart ayında seçimler var!

İsrail, 1947’den bu yana Filistin halkına zulüm yapıyor. Tek başına 1947 tarihindeki harita ile günümüzdeki haritaya bakıldığında İsrail’in işgalci ve yayılmacılığının hangi seviyeye ulaştığı görülebilir. İsrail’in yıllardan beri Filistin’de yaptığı soykırım, katliâm, insanların evini başına yıkması görmezden gelindi. Görülse de İsrail, BM ve Güvenlik Konseyi kararlarını hiç dikkate almadı ve uygulamadı. Bu konuda İsrail’e herhangi bir yaptırım da uygulanmadı. Çünkü arkasında “ağabeyi” ABD vardı. ABD’de başkanlar değişse de bu politika 73 yıldır hiç değişmedi.

«««

PLÂNI YAHUDİ DAMAT OLGUNLAŞTIRDI!

Trump’ın 5 Aralık 2017 tarihinde tepkilere aldırmadan Kudüs’ü İsrail’in resmî “başkenti” olarak tanıması ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınacağını açıklamasıyla başlatılan plân adım adım ilerleyip bugünlere kadar geldi.

Trump’ın Yahudi damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’in, kayınpederi adına “Yüzyılın Anlaşması”(!) adını verdiği plânının “Refah için barış” adı verilen, ama ne refah ne de barışı hedef alan “ilk organizasyon”u 25-26 Haziran 2019 tarihinde Bahreyn’in ev sahipliğinde yapılmıştı. Organizasyona Bahreyn’in yanı sıra Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, BAE, Katar ve Fas da katılmıştı. İsrailli yetkililerin dâvet edilmediği görüntüsü verilirken, bu ülkeden iş adamları ve gazeteciler de katılmıştı. O toplantıda verilen fotoğraf bile, gerçek niyetin barış ve huzur olmadığını organizasyonun İsrail’in çıkarlarını korumak adına yapıldığını göstermişti.

Bahreyn Çalıştayı’nda Filistin’e yönelik yıkım faaliyetleri başlamıştı. O tarihten bu yana, dünya yine gözlerini kapamış seyretti, seyrediyor. Damat Kushner’in Orta Doğu turunda ziyaret ettiği Müslüman ülkelerin yöneticileri ABD’nin gerçek niyetini bilmelerine rağmen “çıkarları gereği” Filistin’de yaşanan insanlık dramına hep sessiz kaldılar ve bu planın ortaya çıkmasına sebep oldu!  

«««

PLÂNDA NELER VAR?

Plân, uluslar arası toplum tarafından kabul edilen ve Filistin’e ait olan İsrail’in işgal altında tuttuğu toprakların büyük bölümünü İsrail’e bırakılıyor! Plan Filistinliler’in Kudüs’le irtibatını yok ettiği gibi, şehrin İsrail’in “ebedî başkenti” olduğu söylemini pekiştiriyor! Bu sözde plânda Kudüs İsrail’in “bölünmez” başşehri olarak ifade ediliyor. Kudüs’ün etrafındaki çöl ve yeşil alan Filistin’e bırakılıyor! Sözde plânda İsrail’in güvenliği ön plânda tutulurken, Filistin yok edilmeye çalışılıyor!

80 sayfalık plâna göre Filistin’e bağımsız bir devlet olabilmesi için 4 yıllık bir süre öngörülüyor ve bu planın bağımsız bir Filistin devleti ve Filistinliler için “son şans” olduğu söyleniyor. Yalanları ve verdiği sözleri tutmamakla ünlenen Trump, plânın hem İsrail hem de Filistin tarafı için çok “değerli maddeler ihtiva ettiği”ni ifade ediyor! Filistinlilerin bugünkünden 2 kat daha fazla toprağa sahip olacağını savunuyor!

Mescid-i Aksa’nın statüsünün değişmeyeceği de ifade edilen sözde plânda İsrail’in bu bölgenin güvenliğini sağlamaya ve Müslümanların Mescid-i Aksa’daki ibadetlerini yapmasını temin etmeye devam edeceği vurgulanıyor!

Trump’un gösterdiği haritada, işgal durumu “meşrû sınırlar” olarak kabul edilirken, İsrail’in işgali altındaki 15 yerleşim yeri de İsrail toprağı olarak gösteriliyor. Haritada, “gelecekteki Filistin devleti” ibaresiyle de başşehri Kudüs’ün doğusundaki bir bölge olarak belirlenen Filistin devletinin toprakları gösteriliyor.

ABD Başkanı’nın plânının Filistin ve İsrail için “değerli” olduğunu söylemesi üzerine Netanyahu, “İsrail için çok büyük ve tarihi bir kazanım” diye sevincini dile getirirken elbetteki bu plândan oldukça memnun görünüyor.

«««

DÜNYA MAALESEF YİNE SESSİZ

Bütün bunlar da dünyanın gözü önünde olurken dünya her zamanki gibi sessiz. Ortadoğu’da ve bölgede yapılan bütün karışıklıklar zaten çıban başı olan İsrail’in güvenliği için yapılırken hem bölge ülkeleri hem İslâm dünyası hem dünya ülkeleri bu durumu sadece seyrediyor. En acı olanda bazı İslâm ülkelerinin bu plânı desteklemesi oluyor. Bir tek Türkiye “işgal ve zulmünü meşrûlaştırmaya yönelik adımlara izin vermeyeceğiz” şeklinde ki tepkisi dile getiriyor.

Plân, Filistin’in toprak bütünlüğünü, uluslar arası hukuku, BM kararlarını yok sayıyor. İşgale “barış” kılıfı giydirilmeye yeni bir fitne çıkarılmaya çalışılıyor. Bu plân denildiği gibi ne bölgeye ne de Filistin’e barış getirmez, tersine bölgeyi daha da karıştırır.

Filistin meselesine ne yazık ki köklü bir çözüm bulunmadığı sürece Filistin halkı bu tür acıları yaşamaya devam edecek. Sonrasında bu meselenin tam çözüme kavuşturulması için Filistin’de iki devletli çözümün mutlaka gerçekleştirilmesi gerekiyor…