Van’da bir medrese âlimi ve bir Nur yolcusu olarak tanınırdı. Bu vesileyle hürmet gören Hasan Çelik Ağabey, geçtiğimiz günlerde seksenaltı yaşında vefat etti. Allah rahmet eylesin.

Van merkezde imamlık vazifesinden emekliye ayrılarak, oturduğu Akköprü mahallesinde bulunan bir camide  mahalle sakinlerine Kur’ân öğretirdi. Uzun yıllar tahsilini yaptığı medrese ilimlerinin yanı sıra, Risale-i Nurlar’dan da dersler yaparak, Bediüzzaman’ı ve Nurlar’ı anlatma faaliyetlerine şahit olanlardanım.

Hasan Çelik Ağabey ve Nur Talebesi evlâtlarıyla hukukumuz, Nur meslek ve meşrebi içinde, uzun yıllara dayalıdır. Kendisi Risale-i Nur Talebeliğinin yanı sıra, uzun yıllar şark medreselerinde medrese ilimlerini tahsil ettiğinden, Medrese âlimi olarak da bilinen ve  çevrede saygı duyulan bir şahsiyetti.

Biz kendisini yetmişli yıllarda, Nur dersleri ve Aziz Üstad’ın hayatı ile alâkalı faaliyetleri vesilesiyle tanırız. Kendisi bir çok babaya nasip olmayacak şekilde, bütün evlâtlarını Risale-i Nur kültürü içinde, Nurlar’ın dairesinde yetiştirmiş, medresenin yanısıra Nur dersleriyle de iştigallerini sağlamıştı.

Bizler de  onun okuduğu ve anlattığı Nur derslerini  zevkle dinler, evlâtlarıyla birlikte uzun yıllar Nur hizmeti içinde birlikte koşturmuşuzdur.

Hasar Çelik Ağabeyin güzel hususiyetlerinden birisi de, Bediüzzaman ve eserleriyle dolu dolu oluşuydu.

“Medrese hocaları Bediüzzamanı anlatıyor” ismini verdiğimiz bir çalışma vesilesiyle, Şarkta bir çok mekânı gezip medrese hocalarıyla yaptığımız Üstad araştırmaları kapsamında, Hasan Çelik Ağabey ile de evinde görüşerek uzun uzun, Bediüzzaman ve Risale-i Nurlar hakkında bilgilerine başvurmuştuk.

Van merkezde, Akköprü mahallesinde bulunan geniş bahçeli evinin bahçesinde görüşürken, ”Mustafa kardeş” diye hitap ettikten sonra, “Ben Bediüzzaman Hazretleri gibi bir derya-i azim ve o muhteşem şaheserleri hakkında ne diyebilirim ki. Bak, bu şarkta ve bu ülkede, bütün medrese hocaları Bediüzzaman’ın bir tırnağı olamazlar. Zaten devlet de, medrese hocaları da Bediüzzaman’ı bir dinleseler  hiçbir problem kalmaz. 

Çünkü Bediüzzaman, bu zamanın müceddididir. Bu zamanda söz Bediüzzaman’ındır” diyordu. Bediüzzaman ve Nurlar’la alâkalı değerlendirmelerini böylesine dile getiriyordu.

Kendisi aynı zamanda bir Bediüzzaman hayranı olan Hasan Çelik Ağabey, bütün aile fertlerinin Nur Medreselerinde yetişmelerine vesile olmuştu. Kalabalık bir evlât topluluğuna sahip olan Hasan Çelik Ağabey, evlâtlarını Risale-i Nur kültürü içinde yetiştirmekle birlikte, hepsini mekteplerde de okutarak yüksek tahsilli olmalarını sağlamıştı.

Devletin muhtelif kademelerinde idareci, eğitimci ve memuriyet sahibi evlâtlarından biri olan Ramazan Çelik’ten sonra, ikinci evlâdı Hüseyin Çelik de akademisyenlikten siyasete atılarak, miilletvekili olarak parlamentoda vazife yapmış, altı yıl kadar da Millî Eğitim Bakanı olarak vazife görmüştür.

Van ve çevresinde, Medrese âlimi, ve bir Nur yolcusu olarak bilinen tanınan ve bu vasıfları içinde hürmet gören Hasan Çelik Ağabey’e Allah’tan  rahmet niyazımızla birlikte, ailesine de taziyetlerimi sunuyor, sabr-ı cemil diliyoruz.