"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Halil İbrahim Çöllüoğlu Ağabey

Nejat EREN
10 Kasım 2020, Salı
İbretli ve ders alacak bir hatıra

Bu musîbetli ve sisli atmosferde kalp ve ruhumuzu şen edecek, cesaret verici hizmet ve hatıralarının ufuk açacağı ümidiyle Milaslı Halil İbrahim Ağabeyin dâvâ anlayışını paylaşmak istiyorum.

Efeler diyarlarının sarsılmayan Nur kahramanlarından Halil İbrahim Çöllüoğlu Muğla ili Milas ilçesi Asrî Mezarlığı’nda medfun. Hayattayken çektiği çile yetmemiş gibi defnedildiği yerden, resmî makamlar meskûn yer açmak bahanesiyle şu anda Milas – Bodrum yolu üzerinde, Asrî Mezarlığa taşınmış.

Muazzez Üstadın: “Ümmî, fakat allâmelerin işini gören ve Isparta’nın intibahına sebep olan, âhiret kardeşim Âdilcevazlı Bekir Ağa” dediği, Âdilcevazlı Emrullah oğlu Bekir, çerçicilik yapıyor. Diyar diyar geziyor. Takip, zulüm, sürgün, tehdit var! Buna rağmen “heybesinden” hiç eksik etmediği Risale-i Nurlar’ı neşrediyor, tebligatından asla vazgeçmiyor. Muhataplarını buluyor.

Halil İbrahim Çöllüoğlu, Milas’ta Sultan Abdülaziz devrinde babasından kalma bir handa hancılık yapıyor. Han odasında kendisine ait bir odayı kütüphane olarak kullanıyor. İlme hürmetli ve devamlı dini kitaplar okuyarak kendini yetiştiren ve yenileyen bir esnaf! Kaderin sevkiyle, bir gün “intibahçı” Bekir Ağa ile ilme müştak Milaslı İbrahim’in yolları bu han odasında buluşuyor. Bekir Ağa çerçidir. Milas’ta Çöllüoğlu Hanına misafir olur. Ona da “dâvâsını” tebliği olan birkaç Risale-i Nur eseri bırakır. Halil İbrahim bu eserleri han odasındaki kütüphanesine “demirbaş” kaydeder. Milaslı Halil İbrahim’in Nurlar’la tanışması böyle başlar. İlme müştak Milaslı İbrahim, cevheri böyle buluyor. Kuvvetli rivayet böyle. Millete baskıların bitmediği malûm irade ve idarenin, her türlü tehdit ve zulmüne direnir, kitapları toprağa gömmez, imha etmez, saklamaz. Mertliğini korur, dâvâsından asla taviz vermez.

Evet, aklın durduğu, izanın kavramakta güçlük çektiği, idrakin tartmaktan âciz kaldığı anlar, olaylar ve şahıslar bu kudsî dâvânın hamuru ve sırrının içerisinde. Bu Cihanşumül dâvâ böyle kahramanların örnek rehberlik hatıralarıyla devam ediyor ve edecek inşaallah.

Milaslı Halil İbrahim’in koca sultanı ilk ziyareti, Burdur veya Barla’da olur. Kaynakla müşerref olmak için. İkinci birliktelik ise, hanının bitişiğindeki “Aydınlı Camii’nde” namazdayken alınıp Eskişehir Hapishanesi’ne götürüldüğünde. “Madalya ve nişane alma” zamanıdır. 

Aziz Üstadından bu nişaneyi alıyor: “Risale-i Nurlar’ın sadık ve sebatkâr bir şakirdi. Erkânı mühimmesi! Bu manada manevî mimarlık yapan çok değerli bir rükündür.” Yeni bir Hafız Ali (rh) nümunesini gösteren ve Milaslı Halil İbrahim. (Emirdağ Lâhikası)

“Risale-i Nur bir ibrişimdir ki, kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir. Risale-i Nur ahize ve nâkile ile mücehhez bir radyoyu Kur’âniyedir ki, onun tel ve lambaları, ayna, tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve icazdarane bast edilmiştir ki, yarın her ilim ve fen adamları ve her meşrep ve meslek sahipleri, ilim ve iktidarları miktarında âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyat âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hadisattan haberdar olabilir. Risale-i Nur mü’minlere; Kur’ân’dan hedâyâ-yı hidayet, kevneyn-i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahmandır. Risale-i Nur, kâinata baharın feyzini veren bir ab-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır. 

Risale-i Nur lütf-ü Yezdan, kemal-i iman, tefsir-i Kur’ân ve bereket-i ihsandır. Risale-i Nur, kâfire hazan, münkire tufan; dalâlete düşmandır. Risale-i Nur bir kenz-i mahfi ve bir sandukça-i cevher ve menba-ı envardır. Risale-i Nur hakaik-i Kur’ân ve mirac-ı imandır. (Emirdağ Lâhikası. s. 86)

2008 Yılında Milas’ta mezarını bana rehberlik yapan esnaf Yusuf kardeşimizle ziyaret etmiştik.

Mezar taşında şunlar yazıyordu:

Arz hal içun sultana geldim.

Sailim lütf ihsana geldim.

Bildim ki varlık perdedir.

Hakka ref edip anı canana geldim.

Halil İbrahim Çöllüoğlu. —- 01. 07.1956

Eşi Naciye Hanımın mezarı da yanında. 1317 – 1994, Evlâtlığı Elektrik mühendisi İlhan Yüksel. Şefik Sarıoğlu 1905- 1954, Şefik Sarıoğlu ve İnce Mehmed Abiler de bu mezarlıkta haşrin sabahını bekliyorlar.

Nur’un saff-ı evvelleri ve büyük kahramanlarından “Risale-i Nur’un avukatı” sıfatıyla meşhur olmuş, Aydın Ortaklar’lı Ahmet Feyzi Kul ve Isparta kahramanlarından Mustafa Ezener Ağabeylerin de Risale-i Nurlar’ı tanımasına vesile olan bu büyük mücahid ve dâvâ adamı. Ruhu şâd, Makamı Cennet olsun. Hayatı ve hizmetleri bizlere örnek ve rehber olsun inşallah. Âmin. Ders ve ibret alıp gayret ve himmetlerimizi arttırmak ümit ve temennisiyle. 

NOT: İzmir depreminde vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Cenab-ı Hak milletimize, Müslüman kardeşlerimizi ve insanlığı dayanamayacak musîbet ve felâketlerden muhafaza etsin. Amin. N. E. 

Okunma Sayısı: 3036
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nihat

    10.11.2020 04:25:31

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı