Aralık ayının ilk Perşembe sabahı hedef, planladığımız gibi dostlarla buluşmak üzere Kayseri’ydi. Zirvesi karlarla kaplı meşhur Erciyes Dağı’nın muhteşem manzarasını seyrederek, canlı kayıtlarımızı da alarak; tarih, sanat, ticaret ve maneviyat şehri Kayseri’ye girdik. Dershanemiz ve bahçe evindeki muhabbet ve hasret giderme sohbetiyle başlayan samimî ve sıcak buluşma akşam da ders ve muhabbetle devam etti. Cuma günü 200 firmanın katıldığı Kayseri Dördüncü Kitap Fuarının açılış töreninin ardından, Yeni Asya Standı’nda, aşk ve şevkle bu dâvâya gönül veren kahramanların o fedakâr gayret ve organizelerine şahit olduk.

Cuma namazından önce fuar alanındaki Yeni Asya Neşriyat standını ziyaret ettik. Hummalı bir gayret ve çalışma vardı. Öğleden sonra da, fuar alanındaki açılış merasimine katıldık. Bakan, vali, şair ve yazarların olduğu kalabalık bir resmî törenle açılış yapıldı. Sonra da Yeni Asya standımızı ziyaret ettik. 200 yayınevi arasında tek Risale-i Nurlar’ı tanıtan oradaki aşk ve şevkle tanıtan bay ve bayan fedakârları gördük. Risale-i Nurlar’ın sergilenmesi bizim için büyük ve önemli farklılıktı. Fakat ülke, cemaatler, Risale-i Nurlar, devlet, hükümet, tarih ve kültür şehri olan Kayseri için gerçekten ibret verici ve acı bir tabloydu. Risale-i Nur aleyhine gizli bir elin hâlâ sinsi planlarının olduğu aşikârdı. Bunca kitabevinden Risale-i Nurlar adına çıt yoktu! Devlet eliyle Risale-i Nurlar’ın basılmasıyla, “devlet tekeline geçmesi tuzaklı planını” göremeyen, sezemeyenlerin kulakları çınlasın! Rejimin takipçisi olan mevcut iktidarı zaman zaman öven, bazan da menfaat koparamadığı için serzenişte bulunan farklı görüşteki bir akademisyenin ifadesiyle, “artık Diyanet Risale-i Nurlar’ı basmayacağı gibi, gizlice müftülere de camilerden Risaleleri toplatma kararı verildiğini” yazmıştı. Ne derece doğrudur bilmiyoruz. Ama vaziyet de maalesef bu konuda pek net değil.

Fuar ziyaretinden sonra şehir merkezindeki esnaf ziyaretlerinde bulunduk. 

Ziyaretlerimiz sırasında Kayseri hizmetleri konusunda verilen bilgileri zevk alarak dinledik. Tebrik ettik.

Akşam şehrin merkezinde çok hoş olan dershanede cemaatle birlikteydik. Bu samimî havada Kastamonu Lâhikası’ndaki “zamanın cemaat zamanı olduğu, böyle zor zamanlarda fani şahısların değil ‘şahs-ı manevinin’ önemli olduğu’ tesbitlerini birlikte müzakere ettik.

Risale-i Nur Talebelerinin geçmişte neler çektiğini, onların bu fedakârlığı ile bu günlere gelindiğini örneklerle birlikte nazara verip, paylaşmaya gayret ettik. Son dersi genç bir kardeşin okuma usûlü, Kayseri’nin çok güzel tatbikatlarından birisiydi. Bu güzel tarzın bütün il ve bölgelere yaygınlaştırılması çok faydalı olacak bir mensubiyet ve aidiyet duygusunu besler. 

Genç neslin önünü açacak bu tür uygulamaları tebrik ediyor ve cemaat içinde bu tür uygulamaların artarak devam etmesini temenni ediyoruz.

Bugünün kazancı, yine yepyeni sima ve özellikle genç kardeşlerimizle tanışmamız ve muhabbetlerimiz oldu. Buradaki samimiyeti, sıcaklığı, birlik ve beraberliği görmek ayrı bir manevî lezzetti. 

(DEVAM EDECEK)