Veysel Karani gibi görmeden ve görüşmeden bir kimseye kuvvetli bir sevgi ile bağlanmak ve manevî feyiz almak şekline, “üveysi”tabiri denilebilir.
Veysel Karani’nin münacatı muhteşem bir enfüsî tefekkürdür. Kendimizdeki eksikleri, ihtiyaçları zikredip, Rabbin isim ve sıfatlarına ayinelik ciheti nazara veriliyor. Bu meşhur münacatı aynı zamanda zevilhayat Cenab-ı Hakk’a karşı aynen yapıyorlar. 33. söz 31. pencerede “insan, üç cihetle esma-i İlâhiyeye ayinedir” denilir. 1. vecih tamda Veysel Karani münacatının hakikatleriyle örtüşür.
Risaleler baştan başa tefekkürdür. Zaten dört mesleğinden biri tefekkür.
Fakat bu münacat enfüsî tefekkürdür:
“Yâ İlâhenâ! Rabbimiz Sensin. Çünkü biz abdiz. Nefsimizin terbiyesinden âciziz. Demek bizi terbiye eden Sensin.
“Hem Sensin Hâlık. Çünkü biz mahlûkuz, yapılıyoruz.
“Hem Rezzak Sensin. Çünkü biz rızka muhtacız; elimiz yetişmiyor. Demek bizi yapan ve rızkımızı veren Sensin.
“Hem Sensin Mâlik. Çünkü biz memlûküz. Bizden başkası bizde tasarruf ediyor. Demek Mâlikimiz Sensin.
“Hem Sen Azizsin, izzet ve azamet sahibisin. Biz zilletimize bakıyoruz; üstümüzde bir izzet cilveleri var. Demek Senin izzetinin aynasıyız.
“Hem Sensin Ganiyy-i Mutlak. Çünkü biz fakiriz; fakrımızın eline yetişmediği bir gınâ veriliyor. Demek Ganî Sensin, veren Sensin.” Hakeza...
(Mektubat)
Fotoğraf: Erhan Akkaya