İki parti başkanının aldığı bu karar yanlış olsa da ses çıkaran da olmadı. OHAL’in de 7. kez uzatıldığı bir dönemde ülkemiz bir erken seçime gidiyor. Dileğimiz o ki; partilerin eşit şartlar altında yarıştığı, seçim sonuçlarını doğrudan milletin belirlediği ve sonuçta demokrasinin kazandığı hür bir seçim olsun.

Seçim sürecinin başladığı bugünlerde partiler ve taraftarları tarafından yoğun propagandalar yapılacağı herkesçe malûm. Daha önce kutuplaşma politikası üzerinden oy devşiren iktidar ve taraftarları, bu seçimde de böyle bir yol takip edecekler. İşte bizi bu kanaate sevk eden birkaç örnek:

Birincisi: Yazdığı cenk romanlarıyla popüler olan bir yazar, erken seçim kararının alınmasıyla, “(...) Harp hiledir. Allah hayırlı etsin” diye yazdı.

Seçimin savaşa benzetilmesi üzerine birkaç sualimiz olacak:

- Öncelikle, ülkemizde daha önce onlarca seçim yapıldı. Neden bu seçim harp olarak görülsün?

- Harp düşmanla yapılır. Düşman kim?

- Hilenin sınırını kim neye göre belirleyecek?

İkincisi: Geçtiğimiz günlerde hükümete yakınlığıyla bilinen bir gazete “Sıra bizde, sandıkta vatan için diyeceğiz” manşetiyle çıktı. Haberin detayında şu ifadeler yer aldı:

“Evlâtlarını şehit veren babalar: Evlâtlarımız cephede görevlerini yaptı, şimdi sıra bizde. Vatan sevdalısı Erdoğan’ı destekleyeceğiz. Bu seçim, şehit yavrularımızın mücadelesinin ikinci aşaması olacak.”

Görüldüğü üzere şehitler dahi siyasetin propagandasına alet ediliyor. Temennimiz şu ki; bundan sonraki süreçte böyle propagandalara kimse başvurmasın.

Kendisi ittifak kuran iktidar partisi başka partilerin ittifakına itiraz etmeleri de çelişkidir.

Kutuplaştırıcı, ötekileştirici yeni bir seçim süreci bizleri bekliyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun. (Amin)