"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şiddetli görünmekten görünmemek

Osman YETİM
20 Kasım 2018, Salı
“İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi Halık-ı Kainatı tanımak, O’na iman edip ibadet etmektir.” der Bediüzzaman.

Bu sebeplerle dünyaya gönderilen insan, yaratılmasının en öncelikli sebebi olan yaratıcısını tanımak hususunda bazı rehberlere ihtiyaç duyar.

Bu cümleden olarak, insana Rabbini tarif eden dört büyük külli delil vardır. Bunlar; “Hz. Muhammed (asm), kitabı-ı kebir-i kainat, Kur’an-ı Kerim ve vicdan denilen fıtrat-ı zişuurdur.” (Mesnev-i Nuriye)

İşte bu delillerden biri olan kainattan, yaratıcısını soran her insan, kainat kitabında bulunan her harften, her kelimeden, her cümleden Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatlarına dair marifet elde ederek Rabbini hakkıyla tanımaya çalışır.

Mesleğinin esaslarından biri de tefekkür olan Bediüzzaman Hz. de kainat kitabına ibret nazarıyla bakıp, kalbine ve aklına gelen manaları çeşitli risalelerinde kaydetmiştir. Bu tarzda yazılmış harika eserlerinden biri olan Münacat Risalesinde kainatın masnuatını tefekkür ederken Cenab-ı Hakkın Vahid, Ehad, Kadir, Rahim, Hakim, gibi isim ve sıfatlarını öyle açık bir şekilde görmüştür ki “Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş olan Zat-ı Akdes” diye bir tabir kullanmıştır. Yani Allah’ın isim ve sıfatları öyle göze görünüyor ki bu açıklık onların görülmemesine ve fark edilmemesine neden olmaktadır.

Mesela nasıl ki gün ortasında çıplak gözle Güneşe bakarsak onun nurunun şiddeti görmemize engel olur. Aynen öyle de Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatları da o kadar bedihidir ki şiddetlerinden görünmez hale gelmişlerdir.

Ayrıca Bediüzzaman Hz. 32. Sözde bu manaya işaret ederek “bir tek zihayat şeyde, yalnız zahir olarak yirmi kadar esma-i İlahiye’nin cilve-i nakşı görünebilir.” diyerek güzel bir temsil ile bu hakikati izah ve ispat etmiştir.

Bununla birlikte İmam-ı Rabbani Hz de esma-i İlahiye’nin şerhinde “Zahir” ismini ifade ederken bu konuya temas etmiş ve mealen şöyle bir izah getirmiştir;

“ Zahir görünen demektir. Allahu Teala her yerde sanatları ve icraatlarıyla kendini göstermektedir. Öyle ki onun eseri olmayan hiç bir şey, hiç bir mekan yoktur. Böyle olduğu için varlığı çok açık olduğu halde görünmez olup gizlenmiştir. Çünkü; Eşya zıddıyla bilinebilir. Işığı biliyorsak bunun sebebi karanlığın varlığıdır. Karanlık hiç olmasaydı, ışık olduğu halde insanlar onu anlayamaz, gördüğü halde gördüğünü bilemezdi.

İşte bu sebeple, Allah her yerde varlığını çoklukla gösteren icraatlarda bulunduğu ve onun eseri olmayan şeyler bulunmadığı için insanın zıddıyla kıyaslama yapmasına imkân kalmamıştır.

Okunma Sayısı: 1922
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı