"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm’da giyim kuşam ölçüleri

Süleyman KÖSMENE
08 Aralık 2021, Çarşamba
Almanya’dan Necati Çevik: “Müslüman erkeklerin ve kadınların giyimi nasıl olmalıdır?”

Yıkım da, Yapım da Giyim Kuşamdan Başlıyor

Giyim kuşam herkesin inancını ve dünya görüşünü yansıtan argümanlardır. Bu sebeple yıkım da, yapım da giyim kuşamdan başlıyor. Çünkü giyim kuşam, sadece vücudu soğuk ve sıcağa karşı korumanın değil, hem şıklığın, hem insanlık onur ve izzetinin, hem iffetin, hem hayanın, hem göreneğin, hem kimliğin göstergesidirler. Asrımız medeniyeti de bütün zehirini giyim kuşam üzerinden kusuyor.

Eskiden medeniyetler ve inançlar giyim ve kuşamlarından ayrılabiliyordu. Her inanç grubu kendi giyim modelini üretiyor, başkalarının peşine takılmadan kendi örfünün takipçisi oluyordu.   

Meselâ şapka ve zünnar bir Hıristiyan kıyafeti olarak Müslümanlara sızmaya başladığında, Kanunî Sultan Süleyman’ın Şeyhulislâm’ı Ebu’s-Suud Efendi Müslümanların rükû ve secdesine engel olduğu için küfür âlâmeti saymıştı.  

Fetvalarından birisi şöyledir: “Soru: Zeyd, bigayr-i zaruretin başına Yahudi şapkasını giyse, şer’an Zeyd’e ne lâzım gelir?” El-Cevap: Küfür lâzımdır.” 1 

Bizim Giyim Kuşamımız

Biz Müslümanlar Avrupa’ya benzemeyiz. Bizim giyim kuşamımız bize özgüdür. Müslümancadır. Bizi gayr-ı Müslim bir ülkede görseler, giyim kuşamımızdan Müslüman olduğumuzu tanırlar. Tanımalıdırlar. 

Oysa şimdi ne kadın, ne erkek, ne Müslüman, ne kâfir giyim kuşamından tanınmaz hale geldi. Giyim kuşamda tevhid-i kıyafete doğru gidiyoruz.

Nükte bir yana; kıyafetimiz maalesef Müslüman örfünü yansıtmıyor. Bu sahaya seküler kafalar hükmediyor, giyim modellerini dünyevî zevkine göre üretiyor ve bütün dünyaya pazarlıyor. Müslüman da alıyor, Müslüman olmayan da. 

Müslüman’ın haramdan kaçınma ve iffetini koruma hassasiyeti de seküler bir giyimle beraber, kaynayıp gidiyor. Oysa İslâmiyet’in giyim modelinde kadını onurlandıran ve erkeği yücelten bir profil hakimdir. Kadın da, erkek de gerek psikolojik, gerek sosyolojik, gerek biyolojik, gerek ontolojik manada İslâm’ın giyim modelinde kendini güvende, korunmuş, değerli, saygın ve yüceltilmiş hissederler.

İslâm’ın Giyim Modeli

İslâm’ın giyim modelinde açık saçıklık yoktur. Vücut hatlarını belli eden bir tarz da yoktur. Çünkü açık saçıklık ve vücut hatlarını belli eden bir giyim profili, insanın tabiatına, değerine, güvenlik ihtiyacına, haramdan sakınma ve iffetini koruma hassasiyetine, pis nazarlardan kaçınma duygusuna uygun değildir. 

Oysa bunlar vazgeçilmemesi gereken hikmetlerdir. Hiç kimse açık saçık giyinip de, “bu benim özgürlük alanım” diyemez! Bilâkis bu ahlâkî olmak bir yana; kamusal bir problemdir. Fakat bizim şimdi ne kafa yapımız, ne hukuk sistemimiz bu kamusal problemi görecek inceliğe sahip değildir. 

Bediüzzaman işin psikolojik ve sosyolojik boyutunu bir asırdır haykırıyor. Bu sese ne zaman kulak vereceğiz?

“Mesmûâtıma göre, merkez ve payitaht-ı hükümette, çarşı içinde, gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet âdi bir kundura boyacısı, dünyaca rütbeten büyük bir adamın açık bacaklı karısına bilfiil sarkıntılık etmesi, tesettür aleyhinde olanların hayâsız yüzlerine bir şamar vuruyor!” 2

Giyim kuşam meselesini düzenleyen âyetler şöyledir: “Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”3 “Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar.”4

Âyetler ister kadın, ister erkek olsun, giyim kuşam emrini: 

1) Haramdan sakınmak, 2) İffeti korumak ve 3) Daha iyi arınmak hikmetlerine dayandırıyor. İlleti ise Allah’ın emridir.

Oysa biz açık saçıklıkla gerek bu illet, gerekse hikmetler açısından daha başta sınıfta kalıyoruz. Allah’ın haram sınırına tecavüz ediyoruz.  

Bu ise, dünya boyutunu düşündüğümüzde boş bir görenek belâsı! Ahiret boyutunu düşündüğümüzde de tam bir faciadır! 

İslâm’da açık saçıklık bu sebeple haramdır. 

Dipnotlar:

1- Şeyhulislâm Ebussud Efendi Fetvaları Işığında 16. Asır Türk Hayatı, 530. Mesele, s. 118.

2- Lem’alar, s. 316.

3- Nur Sûresi: 30.

4- Nur Sûresi: 31.

Okunma Sayısı: 3190
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Neslinur

    8.12.2021 11:04:15

    İtidal çerçevesinde enfes bir yazı. Allah razı olsun. Emeğinize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı