19 Mayıs 2013, Pazar
İnsanlar bilhassa siyasî ve içtimaî konularda hislerini değil, ölçü ve ilkelerini takip etmelidir. Aksi halde çok yanılır ve çokça zulümlere kalben iştirak etme tehlikesi var.
Şimdi artık herkes her şeyden haberdar… Gazete okumasa, televizyondan duyuyor, televizyon izlemese, internetten görüyor… Bir şekilde herkes siyasetin ve içtimaî meselelerin içinde yer alıyor. Yorumlar yapılıyor, fikirler ortaya dökülüyor ve bunlar alenî yapılarak herkesle paylaşılıyor… Dolayısıyla fikren ve manen mesuliyet doğuyor.
Bu mesuliyetin altında ezilmemek ve isabetli olabilmek adına, olayları hislerle tartmak yerine, değişmez mikyas ve ölçülerle tartmakta yarar vardır. Eğer bu yapılamıyorsa, bu tür meselelerle çok ilgilenmemek ve kalp ve mide dairesiyle iktifa etmek gerekir. Siyasî ve içtimaî meselelerde ise meşverete uymak esastır. Hem de bu meşveret kuralı, herkes için geçerlidir. En isabetli ve selametli yol da budur.
Dünya her zamankinden çok daha hızlı dönüyor… İnsanlar kazanma ve kaybetme kuşağında ilerliyor… Bu ilerleyiş sırasında kâh o kuşakta, kâh bu kuşakta, uçurumun kenarında olduğunu bilmeli. Ahir zamanın dehşetli özelliklerinden birinin bu olduğunu unutmamalıdır. Neticede başımızdaki en büyük dâvâ imanı elde etmek ve bunu muhafaza ederek Allah’ın rızasına ve saadeti ebedîye mazhar olmak ise; bu hususta azami dikkat göstermek de elzemdir.
Her gün dünyada maddi ve manevi onlarca, yüzlerce cinayet işleniyor… Eğer bizler hislerimize mağlup olup, bu cinayetlere kalben taraftar olursak, o halde ne yazık ki zulme iştirak etmiş oluruz. Hâlbuki bizim gayemiz her daim sulh, selamet, asayiş ve muhabbeti daim kılmak olmalıdır. Bütün gücümüzü buna sarf etmeli, söz ve işlerimizi bu maksada sevk etmeliyiz. Müsbet hareketi netice verecek söz ve işlere kalben taraftar olmalı, aksi fiil ve sözlerden ise kaçmalıyız.
Bu zamanda ilayı kelimetullah ve cihadın ancak bu metotla ve müsbet hareket tarzıyla olabileceğini, Kur’ân’ın da bunu emrettiğini ve menfi hareketten kesinlikle men ettiğini her zaman hatırlamalı ve hadiselere bu cihetten bakmalıyız.
Zulme rıza göstermemeliyiz. İtiraz etmeliyiz. Islahına ve defolmasına manevi olarak çalışmalıyız. Bundan evvel ise zulme zemin hazırlamamalıyız. Zulmü netice verecek hareketlerden kaçınmalı ve kaçındırmalıyız. Zulme yol açacak girişimlerde bulunanlara ve bu hususta çalışanlara destek vermemeliyiz. İster siyaseten olsun, ister içtimaî hayatta olsun hep bu ilkenin doğrultusunda tercihlerimizi gerçekleştirmeliyiz.
İnsanın dünyadaki maksadı Allah’a kulluktur. İman ve ibadet en birinci vazifesidir. Bunun haricindeki işleri de Kur’anî ölçülere uygun yapmakla mükelleftir. Öyle ki, dünyaya ait işlerde muvaffakiyeti ile değil, ölçülere uygunluğu ve usulü ile değerlendirilir. Bu bakımdan usul, esastan önceliklidir. Dolayısıyla neticeden de daha mühimdir. Zaten netice üzerinde insanın dahlî yoktur. Fiillerimizi de onların neticelerini de yaratan Allah’tır. Bizim ise usulde ve niyette bir tercih ve irademiz söz konusudur ki; işte mesul olduğumuz nokta da burasıdır.
Bugün itirazımızı ve çekincelerimizi ortaya koyduğumuz çeşitli meselelerde muharrik ölçü ve istinad noktamız işte bu endişe ve hassasiyetlerdir. Başka bir şey değil…
***
Son birkaç yazıda, Reyhanlı halkı ve orada yaşananlar ile ilgili spekülasyonlardan bahsetmiştik… Hatay’da provokatif risk halen devam etmekte... Bu hususta gereken tedbirlerin alınmasını ve sağduyunun hakim olmasını temenni ediyoruz. Sulh ve selametin hem orada hem Suriye’nin genelinde hem de bütün bölgede kalıcı olmasını arzu ediyoruz.
Bu arada Reyhanlı’daki mülteciler ile ilgili, Reyhanlı halkına bazı isnatlarda bulunan ve bizim de eleştirdiğimiz o gazeteci, fazilet göstererek, maksadını aştığını ve özür dilediğini beyan etmiş. Tebrik ediyoruz. Şimdi kendisine bu hususta açılan davalarda Reyhanlı halkı ile hesaplaşıp, helalleşebilir…
Öte yandan belirtmekte fayda var ki; eğer Reyhanlı’da bu gazetecinin iddia ettiği şeylerin yüzde birinin bile, karanlık bir takım eller tarafından irtikab edilme ihtimali varsa, bu hususta da oradaki güvenlik güçlerinin, gazi ve asil Reyhanlı halkı ile el ele vererek bunun önüne geçeceğine dair şüphemiz yoktur.
Okunma Sayısı: 2547
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.