Tarih 25 Kasım 1969. Yeni Asya’nın öncüsü haftalık İttihad gazetemizin manşeti: Ayasofya ibadete açılmalıdır.
Aradan 51 yıl geçmiş.
İttihad’dan sonra bayrağı devralıp Risale-i Nur’un medyadaki dili olarak yarım asrı aşkındır yola devam eden Yeni Asya da bu zaman zarfında Ayasofya’yı her vesileyle gündeme getirmiş.
Bu konuya tahsis edilmiş manşet örneklerinden birkaçını hatırlayalım:
9 Ağustos 1980: Ramazan’ın son Cuma’sında 4 minaresinden de ezan okundu. Ayasofya’da (Hünkâr Mahfilinde) ibadete dün başlandı.
29 Mayıs 2015: Seni ey mabedim, utansınlar/ Kapayanlar da, açmayanlar da.
29 Mayıs 2018: Utancın 84. yılı. Fetih sembolü Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılışının hüznü, fethin 565. yılında da devam ediyor.
6 Kasım 2019: Danıştay’dan emsal karar. Ayasofya için bahane kalmadı.
14 Haziran 2020: İstismar bitsin, Ayasofya ibadete açılsın.
Ve farklı tarihlerde atılmış daha birçok manşet.
Yanı sıra yüzlerce, binlerce haber, köşe yazısı, çizim, şiir ve konuşma...
Fetih sembolü Ayasofya’nın ibadete açılmasını ısrarlı ve kararlı bir şekilde, asla vazgeçmeden gündemde tutan Yeni Asya dışında başka bir gazete var mı?
Bunun sebebi, “medyadaki dili” olduğu Risale-i Nur’da Üstad Bediüzzaman’ın bu konuya gösterdiği çok özel duyarlılık.
Üstadın Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılmasına yönelik olarak mahkeme müdafaalarında dile getirdiği itirazlardan biri:
“Ayasofya’yı puthane ve Meşihat’ı kızların lisesi yapan bir kumandanın keyfî, kanun namındaki emirlerine fikren ve ilmen taraftar değiliz ve şahsımız itibarıyla amel etmiyoruz.”
Üstadın 1950’den sonra milletin reyleriyle iktidar olan DP idaresinin Menderes başta olmak üzere önde gelen isimlerine her vesileyle yaptığı çağrı da Ayasofya’yı bu halden çıkarıp “500 sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmeleri” idi.
Bu çağrının gereği DP döneminde maalesef yapılamadı. Ama Ağustos-1980’de Demirel’in başbakanı olduğu AP hükümeti Ayasofya’nın müştemilâtından olan Hünkâr Mahfilini ibadete açtı. Bir sonraki adım olarak caminin tamamını da açmayı planlıyordu ki, 12 Eylül darbesi buna izin vermedi, dahası Hünkâr Mahfilinin kapısına da kilit vurdu.
Yeni Asya 12 Eylül’e de, bu haksız tasarrufuna da karşı çıktı. Ve her halükârda Ayasofya davasının takipçisi olmaya devam etti. Mahzun mabedde zaman zaman yapılmak istenen konser türü uygunsuz etkinliklere engel oldu, bazan kaşla göz arasında yapılanlara da kararlılıkla karşı çıktı.
Onun için, bugün gelinen noktada Ayasofya’nın Danıştay ve Cumhurbaşkanı kararıyla nihayet ibadete açılması merhalesine ulaşıldıysa ve bu netice iktidarıyla muhalefetiyle müsbet manada bütün kamuoyuna mal olduysa, bunda Yeni Asya’nın yarım asrı aşkın mücadelesinin de büyük payı var. Hâzâ min fazli Rabbî.
Bundan sonra da aynı hassasiyetle sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz inşaallah. Hep birlikte.
Ayasofya'yı her zaman gündemde tuttuk... Ayasofya ve Yeni Asya