Yandaş medyada da haber var, ama “filancadan ‘skandal’ ifadeler” ya da “RTÜK üyesi RTÜK’e hakaret etti” gibi ajite edici ibarelerle!

Yandaş medyanın verdiği haberlere göre RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin İlhan Taşçı’nın açıklamalarını sosyal medyasından şu ifadelerle eleştirmiş:

“Kimi medya kuruluşlarının hamiliğine soyunurken kimilerineyse düşmanca tavır takınmanız tarafsızlık ilkemizi zedelemektedir. İvedi olarak kurum menfaatleri açısından bundan vazgeçmenizde fayda var. Anlaşılan Sayın İlhan Taşçı tüm zamanını ‘yandaş/iktidara yakın’ diye yaftaladığı kuruluşları takibe ayırıyor, ama biz RTÜK olarak hiçbir kuruluşu özel olarak takip etmiyoruz. Dileğim ve beklentim odur ki, bir siyasî partinin temsilcisi gibi değil de özünde bağımsızlık olan RTÜK üyeliğinin gerektirdiği vakarla zihinlerimiz siyasetten arınmış olarak görevimizi yerine getirelim. Artık kanalları kategorize etmekten, ayrım yapmaktan lütfen vazgeçelim”.

Bunlar güzel cümleler. “Ayrım yapmayalım. Tarafsız olalım …”

Ama bazı bakış açısı problemleri var. (Kendisinden bahsederken Kurulu arkasına alarak “biz” deyip Kurul Üyesi muhatabından bir muhalefet milletvekili gibi bahsetmesini geçelim.) 

Asıl, görmesi gerekeni görmemesi problem. Ortada bir vakıa var. Medya bölünmüş ve birbirini topa tutar hale gelmiş. 

Eskiden medya organları birbirine, “aynı yolda beraber yürüdüklerimiz” anlamında “refikimiz” derdi. Şimdi bırakın refakati, rekabeti… Haksız rekabet gırla gidiyor. Ve hükümet devlet imkânlarıyla buna çanak tutuyor. 

İlgililer ve bilhassa muhalefet bunu görmesin mi? Tedbir almaya çalışmasın mı? 

Zaten Başkanın beyanında aslında müthiş itiraflar saklı. 

Esasen haberi yandaş medyanın vermesi ve veriş biçimi skandalın büyüklüğünü göstermeye yetiyor. 

Başkan diyor ki: “Biz hiçbir kuruluşu özel olarak takip etmiyoruz.”

Aslında demiş oluyor ki: “Biz takip etmemiz gerekenleri takip etmiyoruz.”

Siyasî rekabette elbette muhalefet de bir güç kullanır ve gücünü kötüye kullanma ihtimali vardır. Dolayısıyla denetlenmelidir.  

Ama siyasî rekabette asıl gücü kötüye kullanma riski olan taraf muhalefet değil iktidar tarafıdır. İktidar zaten kudret ve güç demektir. 

Demek RTÜK gerçekten tarafsız olmak ve hakkıyla görevini yapmak istiyorsa, yapması gereken, öncelikle iktidara yakın medya kuruluşlarını gücü kötüye kullanıp kullanmadıkları yönünden hakkıyla denetlemektir. 

Bunu yaparken de asıl kriter muhalif medyanın dediklerinden yola çıkmaktır. 

Basit örnekle, mahalle kavgasında muhtar ya da hâkim hep döveni dinleyip karar veremez. Asıl dövüleni dinleyecek ki gerçek ortaya çıksın. 

Bir daha kavga olmasın.