"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yuvaya dönüş bayramı

Ahmet BATTAL
18 Mayıs 2021, Salı
Okuyucularımızın Ramazan Bayramını vaktinde tebrik edemedik. Ama kazası yapılabilir. Şöyle:

Geçmiş bayramınız her nasılsa geçti. “Mübarek olsun” demek fazlaca bir anlam ifade etmez. Ama bu vesileyle şimdiden gelecek bayramlarınız mübarek olsun! 

Neden böyle uyarıcı bir giriş?

Cevap için şu soruları da düşünelim:

Yuvadan ayrılan yeniden yuvaya dönebilir mi? Dönmeli mi? 

“Yuva” ile ne kast ettiğimize ve dönüşten ne anladığımıza bağlı. 

Arı oğul atar. Ayrılan yuvaya dönmez ve dönmemeli.

Okul diploma verir. Diplomasını alan derse devam etmez ve etmemeli. 

Ama Yeni Asya ne arı kovanıdır ve ne de ilkokuldur. 

Yazarlarının ve sahiplenenlerin sayısının çokluğu bölünmeyi ve ayrılmayı zorunlu kılmaz ve kılmamalı. 

Dolayısıyla bir zamanlar Yeni Asya’da veya Yeni Asya ile birlikte iken şu ya da bu sebeple ayrılanların geri dönmesi için, ne kader planında ve ne de beşerî olarak bir engel yoktur. 

“Tecrübeler de gösteriyor ki giden pek dönmüyor” denilebilir. Ama “giden dönmeyecektir” demeye kader inancımız izin vermez. 

Yuvaya dönüş için elbette yuvadakilerden de bir engel yoktur ve olamaz. 

Otel odası değil ki “sen bu odayı terk ettin, şimdi oda benim, sen giremezsin” denilsin.

Ya da bu bir kahvaltı sofrası değil ki el uzatan çoğalırsa kursak güdük alacak olsun. 

Bu bir duâ şirketi. Maddî şirkette bile sermayesini alıp çıkmış olan biri sermayesi ile birlikte dönüp gelirse kâr katlandığına göre manevî şirkette evleviyetle böyledir. 

Kapı herkese açık. Hele yetişmiş eski kadrolara…

Kalanların bir görevi de gidenlere dönüş kapısını açık tutmaktır. 

Yuvada iken gidenlerden kaynaklanan bir dönüş engeli var mıdır?

Dönmek isterlerse yoktur. İstemezlerse vardır! 

Dönmek isteyen var mıdır? 

İşte bu noktada bir gözlemi paylaşmak isteriz.

Bayram boyunca eski dostlarla telefonlaştık ve bayramlaştık.

Bunların bir kısmı daha önce Yeni Asya için çalışmış, yazı yazmış dostlardı. Bazıları Akademik Dayanışma Araştırma ve Geliştirme Vakfını ve Demokrat Hukukçular Derneğini birlikte kurduğumuz ve hizmet ettiğimiz dostlardı. (Bu tür yardımcı kurumsal yapılar hizmetini yaptı ve zaman içinde ömrünü tamamladı.)

Neden ayrıldılar, neden söndüler? 

Aranırsa sebep çoktur. Ama 2001’de estirilen AKP rüzgârı ile çok kafaların karıştırıldığını, bu yardımcı kurumsal yapılara birçok yönden zarar verildiğini biliyoruz.

Bu fırtınalar elbette merkez yapı durumundaki Yeni Asya’yı da salladı ve sarstı, ama yıkamadı. 

Bayram sohbetlerimizde gördük ki ana kurumsal yapı olarak Yeni Asya’nın varlığı ve istikametli sürüyor olması bu ve benzeri “eski” dostların büyük çoğunu memnun ediyor. 

Bilhassa son yıllardaki sosyal-siyasî hadiseler çoklarını uyarmış ve uyandırmış.

Dâvet beklediklerini görmek mutluluk verici. 

Ve en büyük bayram o bayram. 

Okunma Sayısı: 2598
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • kainat

    19.5.2021 19:08:04

    Ahmet Mert kardeşime aynen katılıyorum. Allah razı olsun. Hem üstad hazretleri: "İhlâs ve hakperestlik ise, Müslümanların nereden ve kimden olursa olsun istifadelerine taraftar olmaktır. Yoksa, "Benden ders alıp sevap kazandırsınlar" düşüncesi, nefsin ve enâniyetin bir hilesidir." demiyor mu?

  • Ahmet Mert

    19.5.2021 16:38:21

    Yuva Nurculuk dairesidir, Risale-i Nur'un şahs-ı manevisidir. Sizden ayrılan yuvadan ayrılmış olmuyor. Öncelikle bu bencilliği, egoizmi ve kibri terk edelim lütfen. İkinci olarak Nur talebeliği kardeşler arasındaki ilişkidir, peder ile evlat, mürşid ile mürid arasındaki ilişki değildir. Kimse de pederlik yapmaya kalkışmamalı. Kardeş olsak birçok sorun çözülür hatta sorun çıkmaz. Egosentnik yaklaşımlardan vazgeçilmedikçe sorunlara yenileri eklenerek devam eder, vesselam..

  • Necati

    19.5.2021 06:40:58

    Yeni Asya hiç kimseyi kovmadı, gidenler kendi gitti. Kimseye de kapıyı kapatmadı. Siyasi ve sosyal olayların, cazibedar ahir zaman hadiselerinin tesiriyle, bu büyük caddeden ana yoldan ayrıldılar. Sahil-i selamete doğru istikametini bozmadan giden bu gemiyi terk ettiler. Bu hareketleriyle de zındıka ile mücadelede bilerek yada bilmeyrek onlara yardım ermiş oldular. Bu büyük Vebalin geregi olan ciddi tövbe ve özgür lâzımdır. Bu özür ve hellalık da pek kolay nefis ve enaniyetlere kabul ettirilemiyor anlaşılan. Yoksa dönen dönerdi şimdiye kadar. Elbette hayatta olan herkes için tövbe kapası açık. Buyursunlar gelsinler, Gönül elbette ister. Fakat zor çok ciddi tövbe gerekiyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun.

  • Hayrettin Temiz

    18.5.2021 23:42:52

    gelsinler buyursunlar .........

  • Abdurrahman

    18.5.2021 20:22:45

    Gelecek dostlar nefer olarak gelip nefer olarak çalışma yapacaklarsa buyursunlar..Şahsi manevinin içine dahil olsunlar. Bu koca çınarın altında bulunanlar, burda yetişenler hisleri akıllarına galebe çalmazsa başka yerlerde huzurlu olamazlar...

  • İ. Seyda

    18.5.2021 18:11:37

    Bir aile dağılıyorsa veya dağılmışsa toplamak herhalde öncelikle babanın görevidir. O halde bir baba şefkatiyle dağılanlara ulaşmak ve kucağımızı açmak bize düşer.

  • Süleyman Alıç

    18.5.2021 12:35:03

    Çok değerli Ahmet Hocam. Evvela sizin gibi bende sizin ve Tüm gönüldaşlarımızın Geçmiş Bayramınızı tebrik ediyorum. Allah Ebediyen razı olsun çok çok çok önemli bir hususu dile getirdin bu makalenizle bunun devamını sizden ve sizin gibi düşünen abey ve kardeşlerimizden bekliyoruz, bu bizim Davamız için çok büyük bir HİZMET olacaktır, Nur Talebelerinin kahirekseriyetide bunu beklemektedir. Yüce Rabbimiz inşallah en garibuzzamanda tahakkuk ettirir. Tabi biz hem Kavli hemde fiili Dualarımıza devam edersek.

  • Nihat

    18.5.2021 11:14:38

    Önemli bir konu. Kaleminize sağlık

  • nabi turak

    18.5.2021 06:56:06

    Her zaman olduğu gibi güzel bir konu daha yakalamışsınız hocam. Tebrik eder makalelenizdeki hususların tahakkuku için en karibüzzamanda şahs ı manevimizin daha bir güçlenmesine vesile olabilecek ittihadımızın neşv ü neması için vesilelerini yaratmasını yüce Rabbimizden dua ve niyaz ederiz.Selam ve dua ile.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı