"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İttihad-ı İslâm dururken nedir bu Avrupa Birliği sevdası?

Ahmet ŞAMİL
25 Ekim 2021, Pazartesi
Günümüzde İslâm coğrafyası tarihte hiç görülmediği kadar birbirinden kopuk bir durumda.

Bu kopukluğun çeşitli sebepleri var. Milliyetçilik, ekonomik çıkarlar, şahsa dayalı siyasetin ürettiği istikrarsız ve ilkesiz ilişkiler, Çin ve Rusya gibi istibdat politikası güden ülkelerden etkilenmek vb. Bu yazımızda biz bu gerekçeler üzerinde detaylı bir şekilde durmayacağız, çünkü buna köşemiz yetmez.

Bahsettiğimiz kopukluğun varlığından şüphe edenlere veya kopukluğun ciddiyetini abarttığımızı düşünenlere birkaç misal verirsek belki bize hak verirler:

* Bugün dünyanın en kalabalık 2. Müslüman nüfusunu barındıran (200 milyon) Pakistan devletinin Başbakanı İmran Han, yakın tarihli bir konuşmasında, Çin’in tek partili modelinin Batı’nın seçimli demokrasilerinden daha iyi olduğunu iddia etti ve “Doğu Türkistan ile ilgili konularda Çin’in söylediklerini kabul ediyoruz” dedi.

* Filistin’de Müslümanlara sistematik bir şekilde zulmeden ve uluslar arası hukuk kurallarını hiçe sayarak Filistin topraklarını işgal eden İsrail’in en yakın müttefiklerinin başında bugün Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Mısır yer alıyor. Bu konuda en büyük tepki ise Batılı önemli Sivil Toplum Örgütlerinden geliyor. (Önemli bir çalışma: https://www.hrw.org/report/2021/04/27/threshold-crossed/israeli-authorities-and-crimes-apartheid-and-persecution)

* Aynı şekilde maalesef Türkiye de günümüzde Müslüman çoğunluklu ülkelerle kötü diplomatik ilişkiler içinde ve bahsettiğimiz sistematik zulümlere karşı sözlü tepkiler vermekten öteye gidemiyor.

Örnekler arttırılabilir. Saydığımız ülkelerin kendi Müslüman vatandaşlarına uyguladığı zulümlerden bahsetmiyoruz bile.

Bu anlattıklarımızın Avrupa Birliği ile ne alâkası var?

Şöyle ki, bugün birinci Avrupa’nın temel değerlerinin, yani hürriyet, demokrasi ve insan haklarının İslâm diniyle uyumlu ve hatta dinen de gereklilik olduğu birçok Müslüman tarafından kabul edilmekte. Bu değerleri benimseyerek yoluna devam edecek bir Türkiye’nin hem ekonomik, hem de politik olarak gelişip kalkınması çok kolay olacaktır. Böylece tesir kuvveti ve örneklik rolü yüksek olan bir Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olduğu ve tarihî olarak da İslâm coğrafyası için önemli olduğu için, diğer İslâm ülkelerindeki istibdada ve zulme karşı hareketleri de destekleyecektir.

Tamam, demokrasi, hürriyet ve insan hakları elbette önemli, ama neden Avrupa Birliği?

Son yıllarda sıkıntılarını çok bariz bir şekilde yaşadığımız meselelerden biri de “uluslar arası yalnızlık” dediğimiz mesele. Türkiye uluslar arası alanda saygınlığını kaybediyor ve elle tutulur bir müttefiklikten söz edilemiyor. Bu da haliyle Türkiye’nin etkinliğini kısıtlıyor, adaletsizlikler karşısında sesinin duyulmasını engelliyor ve İslâm coğrafyasındaki gücünü de azaltıyor. Yukarıda verdiğimiz örnekler ve daha fazlası maalesef ortada.

Yalnızlığın sıkıntısını ortaya koyduk, ama neden Avrupa Birliği ile bir ittifak?

Yukarıda bahsettiğimiz değerleri günümüzde “hâlen yetersiz olmakla birlikte” en iyi şekilde temsil eden yapı Avrupa Birliği. Hem coğrafî, hem kültürel, hem de siyasî bağlarımız münasebetiyle de asırlardır komşumuz olan Avrupa’nın bugünkü Birliği, istibdada evrilmeye uygun devletler arası güç dengelerinden ziyade müzakere kültürü ile yürüyen ve “çok taraflılık” ilkesini geliştirerek sürdüren bir yapı durumunda. AB ülkeleri kendi bünyesinde yaşayan 20 milyon Müslüman’a karşı adaletli tavrı ile de bugün Müslümanların en çok yaşamayı tercih ettiği ülkeler arasında başı çekiyor (Üstelik bu sayı göç vb. etmenler dolayısıyla hızlı bir şekilde artıyor).

İttihad-ı İslâm ne olacak o zaman?

İttihad-ı İslâm mefkûresinden elbette vazgeçilmesi söz konusu olamaz, çünkü İslâm’ın yükselişi onun ittihadına bağlıdır. Zamanında Batılı medeniyetler menfi milliyetçilikle kalkınmışsa bile Müslümanlar için bu mümkün değildir. Bu konuda Bediüzzaman’ın şu sözleri önemlidir: “Menfi milliyet ve unsuriyet fikrinde ifrat edenlere deriz ki: evvelâ, şu dünya yüzü hususan şu memleketimiz eski zamandan beri çok muhaceretlere (göçlere) ve tebeddülata (değişmelere) maruz olmakla beraber; merkez-i hükümet-i İslâmiye bu vatanda teşkil olduktan sonra, akvam-ı saire (diğer kavimler)den, pervane gibi (kelebek gibi) çokları içine atılıp, tavattun etmişler (yerleşmişler) işte bu halde, Levh-i Mahfuz açılsa, ancak hakikî unsurlar (ırklar) birbirinden tefrik edilebilir. Öyle ise hakikî unsuriyet fikrine, hareketi ve hamiyeti bina etmek manasız ve pek zararlıdır.”

Görüldüğü üzere Müslüman devletlerin şu anki politikaları ve yapıları zaten İttihad-ı İslâmı engelliyor. Hem Müslümanların ittifak etmesi ve hem de İslâm dininin doğru anlaşılması ve gönüllü yayılması için samimiyete kapı açan hürriyete ve müzakere kültürüne sahip ve zulüm ve istibdat siyasetinden uzaklaşmış şeffaf toplumlara ihtiyaç var. Bu gayelerimizin ve dolayısıyla İttihad-ı İslâm’ın gerçekleşmesi için de Avrupa Birliği’ne ve Birinci Avrupa’ya şiddetle ihtiyacımız var.

Okunma Sayısı: 1652
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha

    25.10.2021 19:43:57

    Allah razı olsun, gittikçe İslami yaşama bizden çok yaklaşan Avrupa ittihadi İslam'a vesile olabilir mi acaba? Müslümanların uyanmasına hak ve hukukunu koruma noktasında çalışmaya bizi cesaretlendirir mi? Böylece AB ittihadi İslam'a vesile de olmuş olur mu?

  • Said Yüksekdağ

    25.10.2021 15:03:06

    Allah razı olsun güzel bir yazı olmuş.

  • Sadettin Önal

    25.10.2021 13:45:57

    Tebrik ederim. Güzel bir yazı olmuş. Bu meselenin islam aleminin gündeminden hiç düşürmemek için ısrarla tekrar edilmesi lazım. Bu görüşün aksine hareket edenler bilerek veya bilmeyerek zındıka ve ehli küfre ve dalalete hizmet ediyorlar. Günümüz musibetinin sebepleri arasında en birinci sıralarında bu nokta var. Çakma mehdilerle islam alemini hakikatten uzaklaştırıyorlar. Tebrik ederim. Güzel bir yazı olmuş. Bu meselenin islam aleminin gündeminden hiç düşürmemek için ısrarla tekrar edilmesi lazım. Bu görüşün aksine hareket edenler bilerek veya bilmeyerek zındıka ve ehli küfre ve dalalete hizmet ediyorlar. Günümüz musibetinin sebepleri arasında en birinci sıralarında bu nokta var. Çakma mehdilerle islam alemini hakikatten uzaklaştırıyorlar.

  • Ferhat ardıç

    25.10.2021 10:26:13

    Çok güzel olmuş bir tane eksik şey var oda üniversitelerin öneminden bahsetmeyi unutmayın hakkını hukukunu insan ancak belli bazı eğitim ve öğretim den geçtikten sonra öğrenebilir onun için çok önemli yüksek kaliteli rekabetçi okullarda okuyan kişiler hak ve hukukunu ancak savunurlar ve toplumları için bir faydası olur ben çok önemlidir diyorum mutlaka eninde sonunda iyi olacak.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı