"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Koruyucu İnsanlık

Dr. Aytekin COŞKUN
10 Eylül 2020, Perşembe
Aslında biz buralara “İNSANA HİZMET ETME” gayesi ile geldik. Temel felsefemiz bu idi. Nasıl “Koruyucu Hekimlik”ten bahsediyorsak, artık “Koruyucu İnsanlıktan” da bahsetmemiz gerekli.

HER DAİM SABIR, ŞÜKÜR VE HAMD ETMEK 

Fakirlik bir yana insan her yerde insan. Rabbim bizleri belki büyük nimetlerle imtihan ediyor, ama onları da SABIR, ŞÜKÜR VE HAMD ile imtihan ediyor. Bulduklarında şükrediyorlar, bulamadıklarında sabır ile şüküre devam ediyorlar. Enteresan bir millet gerçekten. Bu insanlar burada fakir kalmışlar, oturdukları evleri görseniz içler acısı demek bile az kalır. Yolu yok, derme çatma barakaların arasından geçen bir yol var ve bütün kirli, bulaşık suları tuvaletlerin hepsi ortadan geçen kanala akıyor. Kötü ve ağır bir koku var aslında, ama alışmışlar artık. Onlar bu kokuyla yaşadıkları için çok fazla bir algı içinde değiller, ama keyifleri, şen şakrak olmaları, çocukların o cıvıltıları ayrı bir şey.

ÇOCUKLARLA ÇOCUK OLDUK, BALON ŞİŞİRİP ONLARLA OYNADIK

Akşam ezanı okundu, ama elimizde birkaç tane de balon var, o balonları şişirip çocuklara verelim istedik. Aman Allah’ım! Sanki büyük bir şey bulmuş ve görmüş gibi, nasıl koştular geldiler hepsi. İnanılmaz bir şey... Şunu da söylemeliyim; elektrikleri yok ve karanlıkta yapıyorlar bu işi ve cıvıltıları bir anda her yeri sardı. Bir anda 15-20 çocuk toplanıverdi.

Sabah tekrar erkenden kalkıyoruz, aynı boylamda olduğu için Türkiye ile Garissa arasında namaz vakitleri arasında çok büyük bir fark yok. Sabah namazını kılıp kahvaltıya iniyoruz. Buranın halkının kahvaltı alışkanlığı bize göre farklı. Ağır kokulu, baharatlı şeylerle kahvaltı yapıyorlar, ama çayları güzel. 

Vak’alar geliyor hepsini yapmaya çalışıyoruz. Onların bize olan güvenleri de artık gözle görülür halde. Aynı rutini yapıyoruz, bu arada da iletişim kurmaya çalışıyoruz. İnşallah yarın Cuma. Cuma sabahı da aynı şekilde ameliyatlar yapıp Cuma namazına kadar işlemleri bitirmemiz gerekiyor. Daha sonra, Nairobi’ye gideceğiz. Namaz için camideyiz. Türk ekibinden başka beyaz kimse yok. Dönüş başlayacağı için buradan alabileceklerimizi aldık özellikle Mango hayranı olduğum için on tane aldım. İnşallah çocuklarda severler. Ayrıca çok renkli elbiseler var. Kızıma ve eşime de almak istiyorum...

KORUYUCU İNSANLIK

Aslında biz buralara “İNSANA HİZMET ETME” gayesi ile geldik. Temel felsefemiz bu idi. Nasıl “Koruyucu Hekimlik”ten bahsediyorsak, artık “Koruyucu İnsanlıktan” da bahsetmemiz gerekli. Burada yapılacak birkaç iyileştirme aslında hastalıkların oluşmasını, dolayısıyla yapılan yardımların şeklini değiştirecektir. Aslında büyük hizmetler yapılabilir, özellikle belediyecilik anlamında. Yolların temizlenmesi, çöplerin kaldırılması, su kaynaklarının düzenlenmesi, hayvanların otlayacak yerlere salınması, kanalizasyon gibi birçok yapılacak iş var buralarda. Sadece hastalıklarla mücadele etmek değil, koruyucu hekimlik noktasında oluşabilecek birçok hastalık öncesi yapılması gerekenleri yapmakta gerekli.

1- Yol boyunca her tarafta yayılan çöplerin toplanması, 2- Suların temiz halde tutulması, 3- Barınakların ve evlerin daha kullanışlı olması, 4- Hayvanların sokaklardan ziyade ahırlara çekilmesi, 5- En önemlisi atık suların yol kenarlarındaki kanaletlere açık şekilde akmasının önüne geçilmesi, 6- Elektrik gelmesi, 7- Yolların en azından safari tarzından kurtulması, 8- Aşılama programları.

Bu tarz basit, ama Koruyucu İnsanlık olarak nitelenebilecek bu maddelerin hekimlikten önce buralara bir alt yapı tarzında götürülmesi ile sağlık alanında birçok şeyin kökünden çözüme kavuşması işten bile değil. Tarımla alâkalı hiçbir çalışma ve üretim yok gibi. Bir şey üretmeyi düşünmemişler. Patates, elma, soğan, mango dışında pek bir sebze ve meyve de göremedim. Genelde sıcağın etkisinden hareketleri yavaşlamış, insanların gölge bulduklarında yatmaları da hava şartlarına bağlı.

PIRPIRA BİNDİNİZ Mİ HİÇ?

Ulaşıma baktığınızda Toyota’nın bütün eski-yeni modelleri hakim burada. Başka marka araba görmek pek mümkün değil. Ayrıca motosikletli ulaşım çok fazla, üç tekerlekli Pırpır arabalar ile taksicilik yapıyorlar. Belediyede çalışan bir arkadaş var. Türkiye’de okumuş, mühendis olmuş, tekrar Garissa ya dönmüş, mühendis olarak belediyede çalışıyor. Türkiye’de gördüklerini özellikle belediyecilik anlamında, birçok çalışmayı buraya getirmeye çalışınca ilk olarak, karşısında belediye başkanını bulmuş. Önüne inanılmaz prosedürler konmuş. Anladım ki sadece çalışma şartları değil öncelikle anlayışın ve vizyonun değişmesi şart. Yine de bizlerin yardımları yapmaya devam etmesi gerekli diye düşünüyorum. İnsanlara yardım etmek kâinattaki en büyük hizmet biliyorsunuz. İnsana hizmet etmek ise en büyük hizmet, biz de insana hizmet için buraya gelmiştik yapabildiğimiz ölçüde hizmetimize devam edeceğiz.

Uçağımız göründü herkes de bir sevinç oldu. Belediye başkanı da aynı uçaktaymış, tanışmak nasip oldu. 

Uçakta bir şey çok hoşuma gitti, sizlerle paylaşmak isterim. Pilotumuz sözlerine “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek başladı ve uçuşla ilgili  Svahili ve İngilizce olarak bilgi verdi. Sonra Arapça olmak üzere üç dilde uçağın uçuş süreci varılacak olan havalimanı, hava durumu, kaç saat süreceğine dair bilgiler verdi çok hoşuma gitti. Kaptan Müslümandı ve ondan Allah razı olsun. 

Nairobi’ye döndük, öncelikle namaz, yemek ve otele doğru gidiş olacak. Merkezdeki “Jamia Mosque”a gittik. 1906 yılında yapılmış, üç kubbeli bir cami. Suudi kralı tarafından yaptırıldığı söyleniyor. Kenya Nairobi’deki en büyük cami. Her iki sağ/sol tarafta abdest için bir yer olan muhteşem mimarî güzellik. Ortada küçük ve güzel bir çeşmesi var ve abdest alma yerleri insana ferahlık katıyor...

On bin kişi namaz kılabilir büyüklükte, gerçekten büyük bir külliye tarzda yapılmış bir cami. Namazı kıldıktan sonra caminin karşısındaki helâl gıda olduğunu düşündüğümüz Beyrut Cafe’de yemek yedik. En azından Müslüman bir işletme, hemen öncü kuvvet olarak gidip sahibi ile pazarlık yaptık. 13 kişilik yemek ve ücret noktasında anlaşmaya vardık. Izgarada somon, yeşillik, humus, pilav ve içecek. Kişi başı 1000 şilinge anlaştık ki çok iyi fiyattı. Teşekkürler, yine müslimin müslime faydası her yerde. 

BEYRUT CAFE, HUMUS VE YAĞLI EKMEK

Her şey çok güzel gelişti, sohbet ise ayrı bir keyifti. Bir haftanın yorgunluğu burada atıldı. Hepimizde bir iyilik yapmanın süruru vardı. Rabbimize şükrettik. Medreseye doğru yola koyulduk. Yorgunluk tavan yapınca medreseye varır varmaz hepimiz bulduğumuz yere kıvrılıp 1-2 saat uyumaya çalıştık. Fakat gözümüzde uyku yok, aklım fikrim çocuklara ne alabilirim de... Dr. Feritle çıktık pazara.. Pazarı gezerken de eşime, kızıma ve çocuklara buranın çok renkli giysilerinden buldum, harika şeylerdi. 

TİKA, ÜLKEMİZİN YURT DIŞINDAKİ MEDAR-I İFTİHARI

TİKA’nın dâvetlisi olarak yemeğe ve tanışmaya gidiyoruz. Sayın başkan bizi sağ olsun çok sıcak karşıladı. Akşam yemeğinde yaptığımız işleri anlattık. Nairobi’nin en güzel yerlerinden Combo mevkiinde yeri. Bütün elçilikler bu bölgede yer alıyor. Yabancılar ve Avrupalılar da en güzel mekânlarını buralarda yapmışlar. TİKA başkanımız ile böyle güzel bir ortamda, Kenya ve Türkiye’nin meselelerini görüşme fırsatımız oldu. Yaptığımız hizmetleri paylaştık, onlardan bilgi aldık, gerçekten Türkiye’nin bir ayağı burada. Gerçekten ciddî işler yapılıyor. Türkiye’den gelen bütün yardım kuruluşlarına kucak açıyorlar, yol yordam gösteriyorlar, bilgi paylaşıyorlar. Yapılmak istenen yardımları koordineli ve bürokratik işlerin hızlandırılması noktasında çok destek oluyorlar. Fakirliğin azaltılması ve sağlık noktasında hatırı sayılır şekilde Türkiye’nin, Afrika Kıt’ası’na yardım yaptığına bizzat şahit olduk. Göğsümüz kabardı. Türkiye’den son dönemlerde Kenya’ya çok ciddî manada Türk iş adamlarının ve yatırımcıların akın ettiğini, hem safari hem de sağlık turizmi noktasında, iş yeri açma noktasında bir akımın olduğunu söyledi. Emlak, sağlık ve inşaat piyasasının Çinlilerin elinde olduğunu ve sağlık piyasasının buradan Çinlilerin gözetiminde Hindistan’a yönlendirildiğini söyledi. Türkiye’nin sağlık turizmi noktasında burada çok işler yapabileceğini, mutlaka Kenyalı bir partnerle işlerin daha rahat yürüyebileceğini de bizlere söyledi. Yatırımcılara duyurulur...

ÇİN DEVLETİ KENYA’DA HÂKİM POZİSYONUNDA, YA TÜRKİYE?

Çin devletinin ortamına girmek gerçekten zor, ama Türkler bunu başaracak güçte. Ufak tefek inşaat işlerini başlattıklarını söylediler, güzel şeyler olacak diye düşünüyoruz ve Türkiye gerçekten Afrika’ya el atmalı. Maddî manevî yardım yaptığı gibi, inşaat, sağlık, tarım, küçük yan sanayi, tekstil gibi birçok sektörde, AVM kurulumunda, ticarî noktalarda yapılabilecek birçok alan olduğu da bir gerçek. Buranın dünyaya açılan en önemli üç ürünü var: Kahve, çay ve gül. Dünyanın en güzel güllerinin kaynağı burası. Batılı dostlarımız buradan gülleri alarak, Amsterdam üzerinden dünyaya pazarlıyorlar. Bununla birlikte gül bahçeleri ve fidancılık da yaygın. Nairobi’den özellikle Hollanda’ya her gün iki kargo uçağı, fidan ve gül demeti gittiğini söylediler. Gördüğünüz gibi burada en önemli olay pazarlama ve organizasyon bilir olmak, hızlı ve seri şekilde organize olabilmek. 

Türkiye bunları yapabilecek güçte, yaptığı her şey burada ciddî oranda güzel günlere doğru taşıyabilir, hem de Türk halkının buralara açılmasını sağlayabilir. Bürokrasinin azaltılması ile buradaki hastaların Türkiye’ye taşınması gibi konularda sayın müsteşarımızla görüştüğümüzde birkaç tane yapıldığını, fakat hep kötüye kullanıldığı için bu yolu artık kapattıklarını ifade etti. Özellikle bizim Garissa’da bulduğumuz sol gözündeki tümörlü hasta için, Türkiye’de üniversite ile anlaşarak sahip çıktık.

Çok özel bir hastadan sizlere bahsetmek istiyorum. Hasta gözü için Garissa’da yerel bir hekime gider. Sol gözünü kaybetmiş ve bütün göz çukuru gelişen tümöral yapı ile dağılmıştır. Hekim arkadaş Garissa da bir şey yapılamayacağını ve iki-üç yıllık ömrü kaldığını, artık duâ etmesini söyler. Doktor Bey’in bu söylemi üzerine hasta, çok üzülür, ağlamaya başlar, yıkılır, hayatını sadece duâ ederek geçirmeye başlar, içine kapanır. Bütün zamanını duâ etmeye ayırır, yaklaşık bir ay sonra karşısında bizim ekibi görünce çok şaşırır. Gülmeyle karışık ağlamaklı olur. “Beni ameliyat edecek birini yolla ya Rabbi” diye duâ ettiğini anlatır. Bizlerde anlattığında hem üzüldük, hem duygulandık hem de sevindik. Çünkü bizi bekleyen gözler ve kalpler varmış, farkına vardık. Türkiye’nin her yerde olması gerekiyor. Peygamberimiz (asm) döneminde Sahabe-i Kiramlara bakınız, kaç tanesi kutsal topraklarda medfun? Dünyanın birçok yerine dağılmış ve orada İslâmı anlatarak kalmışlar ve orada vefat etmişler. Türklerde aynı sahabeler gibi, İlây-ı Kelimetullah vazifesini bütün dünya ülkelerine taşıyan tek millet olarak her halde tarihin sayfalarına yazılacak.

Sonuç olarak ne yaparsak yapalım, hizmetler bitmiyor. Gerçekten Afrika Kıt’ası yardıma muhtaç, bugüne kadar gelen beyazlar Afrika’yı sömürmüşler ve hâlâ sömürüyorlar. Unutmayın ki Türkler gittiğinde ise farklı beyaz nedir ilk defa onunla karşılaşıyorlar. O yüzden hal ve tavırlarımızın İslâmî olması noktasında da onlara büyük sorumluluklar düşüyor, bu düşüncelerle dönüyoruz inşallah.

SAFARİYE VAR MISINIZ?

Buraya kadar gidince safari de yapalım istedik. Nairobi National Park, bütün dünyaca meşhur olmuş, tabiat parkı. Bu arada hem Avrupa’dan hem de dünyadan birçok turist, safari yapmak için geliyor. Sabah gün doğuşu ile orada olmalısınız, bütün hayvanlar kendi dünyalarında orada serbestçe dolaşıyorlar. Bir bakıyorsunuz yüzlerce ceylan, yüzlerce zebra, hipopotam, aslan sürüsü, zürafa gibi birçok hayvanı tabiî ortamlarında görme şansınız var. Üstü açık ve korunaklı safari arabaları ile bütün araziyi dolaşıyor ve her an bir hayvanla karşılaşmaya hazır bekliyorsunuz. Tabiî bunu anlatmak değil, yaşamak lâzım. Nairobi Ulusal Parkı bu noktadan dünyaca meşhur olmuş. Massai Mara olarak da tanımlanan asıl biraz daha güneye doğru gidildiğinde bütün hayvanların göç yollarını görmek mümkün. Bütün National Geographic ekipleri ve fotoğrafçılar buralarda cirit atıyorlar. Bir gezi yazısı tadında olan yazımızı burada noktalıyoruz. Selâm ve duâ ile...

Okunma Sayısı: 3798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • süleyman ALIÇ

    10.9.2020 10:18:25

    Aytekin bey sizi Hem Tebrik, hemde Teşekkür ediyorum. 4 gündür sizinle beraber (Ruhen ve hayalen) bizde Afrikayı dolaştık bazan duygulandık gözlerimiz nemlendi, bazan güldük Allah razı olsun sizden Bir de Hastalar Risalesi götürüp oradaki hem sağlık çalışanlarına hemde hastalara verseydiniz daha iyi olurdu değilmi? Risaleler de sizin yaptığınız hizmeti orada devam ettirirdi...

  • Sedat kurt almanya ahlen

    10.9.2020 04:05:06

    Masallah.sagsalim yuvana kavus inşallah selamlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı