Son zamanlarda partili Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarıyla AKP’li yöneticilerin ifadeleri arasında birbirini nakzeden söylemler artıyor. Bundandır ki sık sık “düzeltmeler” yapılıyor.
En son bir AKP Grup Başkanvekili’nin bir Youtube programında “Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) baktı ki Türkiye’ye diz çöktüremiyor, (...) o zaman teslim oldu” yorumuna ilk tepkinin parti yönetiminden gelmesi dikkati çekti. AKP sözcüsü “Grup Başkanvekilimiz Sn Cahit Özkan’ın Türkiye ile BAE ilişkilerine dair beyanları partimizin görüşlerini yansıtmamaktadır” tweetiyle ayar vermeye çalıştı.
“Tek kişilik yönetim”e medhiyelerin iktidar partisinde rahatsızlık meydana getirmesiyle tepeden istifasının istenmesi üzerine önce sosyal medyada parti sözcüsü ile bir fotoğrafını koyup “sıkı dostlar arasına kimse giremez” diye durumu düzeltmeye çalıştı. Ne var ki bu hamleleri kâr etmedi, görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Belli ki “tek kişilik yönetim”de müzâkeresiz, istişâresiz, kurumların bilgisi olmadan tezatlı tâlimatlardan bu tür çarpıklıklar tezâhür ediyor. O denli ki sabahtan akşama değişen dış politikada önce “15 Temmuz’un finansörü”, “şerefsizler!” olarak suçlanan BAE’den swapla borç para bulmak uğruna yapılan çarka partinin Grup Başkanvekili dahi ayak uyduramıyor.
Yani falso üstüne falso…
İKRAR
Şimdi de “kapuz makarası”
Mâlum fahiş doğalgaz zamlarına karşı Enerji Bakanı, “Evlerinizde bir derecelik sıcaklık değişikliği, evinizi ısıtmanın aylık faturasına etkisi yüzde 7 olur” tuhaf teklifi gibi özellikle gıdada zam sağanağıyla vahim pahalığa “iktidar cephesi”nden “çözümler” sıralanmıştı.
Bir iktidar milletvekili, vatandaşlara “normal şartlarda ayda iki kilo et yiyorsak yarım kilo yeriz. Domatesi iki kilo yerine iki tane alırız. Bir kilo biber alacağımıza üç tane alırız” demişti.
Ancak bunların hiçbirinin tutmaması; sebzede yüzde 400’u, meyvede yüzde 200’ü bulan enflasyonla zirve yapan pahalılığa yeni yeni “hârika çözümler” öneriliyor. Bir vatandaşın ‘’60 yaşındayım, karpuzun dilimle satışını gördük ya, bize masal anlatmayın’’ tepkisine, iktidar partisinin bir Ankara il yöneticisi, “Karpuzu eken yerliden değil gidip marketlerden alırsanız bu olur. Ben her sene karpuz ekiyorum mesela” diye “çâre” gösteriyor..
Pes doğrusu…
GARABET
Cumhurbaşkanı da “Sisi” dedi!
Hatırlanacağı üzere tekrarlanan son İstanbul seçimleri kampanyasında partisinin adayının propagandasını yapan Cumhurbaşkanı, “Pazar günü ‘Sisi’yi mi seçeceğiz yoksa B. Yıldırım mı diyeceğiz?’ diye sormuştu.
Bu arada “darbeci, tiran ve zâlim” dediği Sisi’yle asla bir araya gelmeyeceğini söylemiş, “bizi Sisi’yle çok barıştırmak isteyenler var, bir araya getirmek istiyorlar, asla barışmam” restini çekmişti.
Çapıcı olan, seçimlerin ilkinde 13 bin, ikincisinde 805 bin oy farkıyla Cumhurbaşkanı’nın “Sisi” diye tahkire yeltendiği “millet ittifakı” adayı İmamoğlu’nu seçmekle sorusunun cevabını vermesiydi.
Daha da çarpıcısı, Cumhurbaşkanı’nın da sonunda “Sisi” demesi ve Sisi’yle barışmak için Maliye Bakanı’nı Mısır’a göndermesi.
Kısacası, bir defa daha “kesinlikle yapmam” sözünden çarkedilip tersi yapıldı, yapılıyor…
İLGİNÇ
“Boş tweet’e ceza yok”muş!
Hazine ve Maliye Bakanı’nın “enflasyonun sebebi enflasyondur” sözüne benzer iktidardakiler tuhaf sözleri sarfetmeyi sürdürüyor.
Muhalefete “Allah belânızı versin!” diye tweet atanlara, en ağır tahkirlerde bulunan trollere tek bir soruşturma açılmazken, sosyal medyada iktidardakilere en ufak bir eleştiriyi yapanlar derhal derdest edilip tutuklanıyor: Binlerce vatandaş ceza alıp hapsediliyor.
Buna rağmen Adalet Bakanı yüksünmeden ‘’Türkiye’de tweet attı diye hakkında soruşturma başlatılan bir Allah’ın kulu yok, tweetin içinde yazandan dolayı soruşturma açılıyor” diyor.
Yani Bakan, AKP iktidarındaki “boş tost” - “boş baklava” gibi “boş tweet” istiyor. İlginç bir buluş!...