Büyükelçilerin nazara verdiği Kavala için “Soros artığı” iddiası, Macar asıllı bir Yahudi olan Amerikalı dolar milyarderi ve uluslararası spekülatör George Soros’un Cumhurbaşkanı, partisi ve iktidarıyla “derin ilişkileri”ni gündeme getirdi. 

Öncelikle Kavala’nın “Ben ‘Sorosçu’ isem, Erdoğan benden önce ‘Sorosçu’, zira beni Soros’la Erdoğan tanıştırdı” cevabı ve daha Başbakan olmadan “siyasi yasaklı” iken AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın dünyadaki turuncu devrimlerin finansörü Soros’la defalarca görüştüğü kayıtlarda. 

İlk görüşme, Hürriyet Gazetesinin 24 Ocak 2003 tarihli haberinde duyurulan, İsviçre’nin Davos kentindeki Dünya Ekonomik Forumu’nda Victoria Oteli’nde -dönemin Başbakanı Gül’ün bilgisi dışında- bizzat Erdoğan’ın talebiyle yapılmış. 

25 Ocak 2003’de AA’nın internet sitesinde Soros’la aynı masadaki toplantıda AKP Genel Başkanı’nın Soros’un “desteğini” istediği okunuyor. Erdoğan ile Soros’un sonraki yıllarda da görüştüğü, Soros’un 2005’teki Türkiye’ye gelişinde sekiz gün kaldığı ve bu sürede de görüştükleri görülüyor. (Radikal, Milliyet, 16.6.05)

SOROS’TAN DESTEK İSTENMİŞ…

Keza AKP kurucusu, Meclis eski Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olarak Bülent Arınç’ın bir televizyon programında “İktidarımızın ilk döneminde Soros’un 2002’de kurduğu Açık Toplum Vakfı’nın (TESEV) araştırmalarını göz önünde bulundurur, done olarak kullanırdık; temsilcileri ile görüşür, fikirlerini de muteber olarak değerlendirirdik. Tüm çalışma arkadaşlarım buna şahittir” sözlerini hatırlatıp, Twitter hesabından “Soros o zaman baş tacımızdı. Kendimize saygımız olmalı. sadece bir yaşanmışlığı aktardım” diyor. (gazeteler, 26.10.21)

Yine dönemin Cumhurbaşkanı Gül’ün basın danışmanı Ahmet Sever’in “Erdoğan’ın Soros bağlantıları” başlıklı yazısında “O STK mensubu dedikleri, Türkiye’nin Soros’u denilen kişinin havası çıktı meydana, bağlantıları çıktı ortaya. Siz kime neyi yutturmaya çalışıyorsunuz? Sayın Erdoğan şimdi biraz da sizin Soros ile bağlantılarınızdan bahsedelim… 2003 yılının Ocak ayı... Yer, Davos... George Soros ile burada bir görüşme yaptınız ve desteğini istediniz: ‘Türkiye’nin açık toplumu biziz. Bizi destekleyin…’” ifadeleri vaziyeti ifşa ediyor. ([email protected], 24.1017)

Bu arada Soros’un İngiliz Financal Times’ta “Fırat’ın doğusunda ABD’nin 50 binden fazla TIR’la silâh ve mühimmat verdiği ve küresel - emperyal işgalcilerin Suriye’yi bölmek ve parçalamak için kullandıkları işbirlikçi taşeron örgütlerin başında gelen PYD/YPG’yi savunan Soros’un, “Avrupa, Suriye konusunda Erdoğan’ı desteklemeli” çağrısıyla “AKP iktidarının Suriye’de askeri güç kullanmasını takdirle “savaş politikası”nı övgülerle desteklemesi arşivlerde. (gazeteler, 5.3.20) 

Ayrıca dönemin bakanlarından A. Şener’in medyada Ankara’da Başbakan Erdoğan’la Soros’la bir toplantı yaptıkları ve “Soros masası”nda konuşulanları anlatması bunun bir diğer teyidi. (27.10.21)

SOROS’UN KURUMLARIYLA ÇALIŞILMIŞ

Gerçek şu ki Ağustos 2005’te aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Baş’ın (Çubukçu), Meclis kürsüsünde, Güneydoğu’daki “Kadın Lider Geliştirme Programı”na Kadın Girişimciler Derneği’nce (KAGIDER) oluşturulan 300 bin dolarlık “kadın fonu”nun yüzde 50’sinin Açık Toplum Enstitüsü’nce karşılandığı, Soros’dan fonlanan örgütlerin listeye eklendiği” sözleri, AKP iktidarında Soros’un kurumlarıyla çalışıldığının, para aktarımı olduğunun resmen ifadesi oldu. 

Bu arada dönemin Başbakanı’nın onayı ile “âkil insanlar”ın Güneydoğu heyeti başkanlığına getirilen Açık Toplum Enstitüsü’nün Türkiye temsilcisi, Soros bağlantılı TESEV’in Başkanı “Soros’un Türkiye -eski- ayağı” Can Paker’in iktidar partisine tam destek verdiği herkesin mâlumu. 

Sormak lâzım; hâlen 6.8 milyar doları olan para sihirbazı 91 yaşındaki Soros’un Türkiye’de AKP iktidarında aktivitelerini birçok sahada sürdürüp çeşitli “projeler” paravanında otuzdan fazla derneğe-vakıfa onlarca milyon dolar fonlamasına kim izin verdi?

Gerçekten, eğer bir suç varsa, küresel güçlerin emperyal işgalciler hesâbına “devrimler ve iç savaşlar” finansörü Soros’un desteğini isteyen ve işbirliğiyle birlikte çalışan, “büyük Ortadoğu Projesi (BOP)”un “eş başkanı olduğunu” defalarca ilân eden, defalarca Soros’la görüşen, iktidarında “Soros fonları”nın kullanılmasına izin verilen Cumhurbaşkanı da “suç ortağı” olmaz mı?

Görünen o ki ekonomist gazeteci Osman Ulugay’ın analiziyle, “2003 yılında Davos’ta Soros ile aynı masaya oturup ondan destek istediği bilinen Erdoğan’ın şimdi on ülkenin büyükelçilerini kovmak istemesi ve konuyu Soros’a bağlaması da dikkatleri saptırarak ekonomideki fiyaskoyu örtmek için bulunmuş bir kurnazlık denemesi.” (Dünya, 27 .10.21)