TESBİT

Baştan beri bir tek Çin aşısına bağlı kalınıp aşı çeşitliliğine gidilmemesiyle aşı teminindeki fiyaskoda ve apar topar zincir marketlere getirilen “temel ihtiyaçlar dışındaki maddelerin satılması yasağı”nda açığa çıktığı gibi salgınla mücadelede Türkiye’de tam bir garabet sergileniyor. 

Çalışanların yüzde 60’nın çalışmaya devam ettiği, 3 milyon 980 bin kişiye “çalışma belgesi”nin düzenlendiği, büyük fabrikalarda yüzlerce - binlerce çalışanın iç içe çalıştığı, işçilerin toplu taşıma araçlarıyla taşındığı, özellikle büyük şehirlerde caddelerin tıklım tıklım dolup trafiğin tıkandığı, marketlerin ve hatta son bir “düzeltme” ile semt pazarların da açıldığı tuhaf yarım yamalak “tam kapanma” da bir dizi çelişkiyle muallel.

Belli ki günübirlik emrivakilerle, hiçbir ekonomik ve sosyal desteğin altyapısı olmadan ve hazırlığı yapılmadan “tam kapanma”ya gidilmiş. 

Bu perdede, geçen Haziran’dakine benzer yine “turizm için” bir algı operasyonuna hesâbına 11 bine inmişken 60 bini aşan günlük vaka sayısının yeniden 5 bine, 10 bine inmesinden bahsediliyor. 

Dahası, Dışişleri Bakanı, Almanya’da Alman mevkidaşına “Güvenli turizm programımıza ilave tedbirler getirdik; tüm turizm çalışanları, otellerde restoranlarda çalışanlar, şoförler, havaalanlarında çalışanlar, tur rehberleri de dahil turistlerin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız” teminatında bulunuyor. (gazeteler, 6.5.21)

Kısacası, esnafın dükkanının kapatıldığı, vatandaşların evlerine kapatıldığı, sahilde gezenlere ceza kesildiği vetirede, aşı yaptırıp yaptırmadıkları test edilmeyen, hiçbir denetime tabi olmadan ortalıkta serbestçe gezip dolaşan turistlere “yeni güvenceler”le “rezervasyon!” çağrısı vahameti ele veriyor.  

Anlaşılan, Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doların meçhul akıbetinde görüldüğü gibi, kat kat faiz, yüksek enflasyon, artan işsizlik vartasında içi boşaltılan Hazine’ye döviz temini peşine düşülmüş. 

Bu bakımdan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu”nun “Ülkemizi düşürdükleri duruma bakın! Biz sömürge ülkesi değiliz! Keşke para hırsı gözünüzü bürümeseydi de, önce öğrencinin göreceği her öğretmenimizi aşılayabilseydiniz!” eleştirisi oldukça dikkat çekici.

VAZİYET

“Patates - soğan…” gündemi

Gündemin, uyduruk suni gündemin karambolunda gürültüye getirilen bir diğer tartışma da siyasî iktidarın yanlış ve öngörüsüz tarım politikaları” sonucu üreticinin elinde kalan ve depolarda birikip çiftçileri mağdur eden milyonlarca ton patates ve soğanın satın alınıp halka dağıtılması üzerinde oldu. 

İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin patates almaya karar vermesi üzerine “iktidara ilişik yandaş medya”da Tarım ve Orman Bakanı’nın “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile böyle bir görevi olmayan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) patates ve kuru soğan tedariki ve dağıtımı ile görevlendirilmiştir. 2020 yılı mahsulü çuvallanmış patetes kilo başına 85 kuruştan satın alınacak, Ramazan’da ihtiyaç sahiplerinin sofralarında olacak” açıklaması bolca propaganda edildi. (gazeteler, 912.21)

Ne var ki halka törenle patates ve soğanın dağıtıldığı kamyonlara kalabalıkların yığılmasıyla salgın kurallarını hiçe sayan izdihamın meydana gelmesi, “ekonominin şahlandığı”nın söylendiği AKP iktidarında “kısır tarım politikasının yanısıra halkın ne denli yoksullaştırıldığının ifşası oldu. 

Zira “yoksulluk sınırı”nın 9 bin 13, “açlık sınırı”nın 2 bin 767, “asgarî ücret”in 2 bin 324 lira olduğu, toplumun yarısından fazlasının asgarî ücretle geçindiği, çarşı pazarda gerçek enflasyonun yüzde 30’ları, gıdada en az yüzde 50’leri aştığı, işsizler ordusunun 13-15 milyona vardığı, ülkede bu vahim vaziyet, iktidar mahfillerince her fırsatta ileri sürülen ve en son Aile ve Sosyal Hizmetler (eski) Bakanı’nın ileri sürdüğü “Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan kalktı” iddiasını peşinen nakzetti.  

 Ve “yoksulluk yok edildi, yoksulluğu bitirdik” lâflarının aksine 20 milyon insanın “yoksulluk sınırı”nın hatta “açlık sınırı”nın altına kaldığının “resmîbelgesi” olurken, en üst düzeyde diyen AKP iktidarında yoksulluğun ne denli kat kat artarak yaygınlaştığının açık itirafı oldu... 

GARABET

Hangisi doğru; 1 milyon 250 bin ton mu, 95 bin ton mu?

Patates ve soğan dağıtımı” bir başka çarpıklığı deşifre etti. Önce Cumhurbaşkanı’nın da talimatıyla 1 milyon 250 bin ton patates, 250 bin ton soğan ve 750 bin ton çeltikğin TMO tarafından alınarak, Ramazan’da 81 ilde ihtiyaç sahiplerine dağıtılacağı duyuruldu.

Peşinden “8 Nisan’da Cumhurbaşkanı’nın tâlimatı üzerine hızla harekete geçerek ilk ürünleri 10 Nisan’da sevk etmeye başladıkları”nı bildiren TMO Genel Müdürü, “bugüne kadar üreticiden 95 bin ton patates, 25 bin ton da soğan olmak üzere 120 bin ton ürün aldıklarını ve üreticiye de 25 milyon liralık ödeme yaptıklarını” belirtti. (gazeteler, 30.4.21)

Bu durumda Cumhurbaşkanı’nın söylediği rakamla TMO’nun açıkladığı miktar arasında çok büyük fark ortaya çıkması üzerine bu kez “hangisi doğru” sorusu sorulmaya başlandı.  

Özetle, Bakan’ın açıklamasıyla patateste on üç kat, soğanda on kat fazla dağıtımın yapıldığı propagandası, “tek kişilik yönetim”de algı operasyonunun ne denli gerçek olmayan abartılarla yürütüldüğünü, yapılmayanın “yapılmış” gibi gösterildiğini bir defa daha deşifre ediyor. 

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Meclis grubunda bir vatandaşın “patates - soğan güle güle Erdoğan!” tekerlemesini tekrarı bundandı…

HAFTANIN SÖZÜ

“Elbette bu tekerlek kalmaz bu tümsekte Temel Bey! Anadolu’nun Moğol İstilâsından bu yana görmediği bir kravatlı soygunun parçası bu hiçleştirilen 128 milyar $ sormaya devam. İlk bulan arasın Sn Genel Başkanlarım @kilicdarogluk @meral_aksener @T_Karamollaoglu İrtibatta kalalım!”

Gültekin Uysal (Demokrat Parti Genel Başkanı)