BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin “2021 Dünya Uyuşturucu Raporunda, esrardan kokaine, amfetaminden eroine ve diğer yüksek riskli afyon türlerine kadar her çeşit uyuşturucuda Avrupa genelindeki en yüksek miktarların Türkiye’de ele geçirildiği” açıklaması vaziyeti ifşa ediyor. Bütün Avrupa’da ele geçirilen 200 ton esrarın 50 tonunun Türkiye üzerinden gitmesi uyuşturucuda Türkiye’nin “narko ülke” girdabına düşürüldüğünü deşifre ediyor.

Son yıllarda Türkiye’den her yıl yaklaşık 17-20 tonla tüm Avrupa toplamından daha fazla uyuşturucu sevki, “sosyete uyuşturucusu” olarak bilinen kokainin yanısıra bonzai türü uyuşturucu türevleriyle eroine kolayca ulaşılabilmesi tehlikenin tahribat hacmini genişletiyor.

Bu vahamet, dünyanın en büyük eroin kaçakçılığı rotası olan Balkan rotasının ilk sırasında Türkiye’de yakalanan ekstazi ve eroinin tüm Avrupa’yı geçtiği vakıasıyla açığa çıkıyor…

TÜRKİYE “NARKO ÜLKE” GİRDABINA DÜŞÜRÜLMÜŞ

Bu arada “tek kişilik hükûmet”te ayyuka çıkan “mafya-devlet-siyaset” üçgeninde tonlarca uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığına ilişkin ortaya konulan onca delile, video kayıtlarına, bir yığın fotoğraf ve belgeye rağmen bu hususta tek bir soruşturmanın açılmaması; Meclis’te muhalefetin felâket için verdiği araştırma önergelerinin AKP-MHP oylarıyla reddi çarpıklığı ifşa ediyor.  

Bütün bunlara rağmen, Kolombiya yetkililerinin tesbitiyle Türkiye’ye gönderilecek 4 ton 900 kilo kokainin siyasi iktidara yakın isimler aracılığıyla transferinin “bir operasyon”la engellenmesine dair hâlâ herhangi bir incelemenin yapılmaması dikkat çekici.

Daha da vahimi, TÜİK’in verilerine göre son on yılda uyuşturucu suçlarında on-on beş katı aşan kat kat artışla tam bir suç patlaması yaşanması, yüzde 400 artışla tutuklu ve hükümlü sayısının katlanması; cezaevine girenlerin sayısının 3.8 kat artması felâketin bir başka boyutunu gösteriyor.

Ve uyuşturucunun “Türkiye ayağı”ndaki narkotik suçlara ve şâibelere ilişkin istifhamları daha da arttırıyor.  

S.O.S. SİNYALLERİ

Aslında her fırsatta “suç şebekelerinin, uyuşturucu çetelerinin çökertildiği” bildirilirken, çete ve mafya örgütlenmeleriyle suç oranlarının gittikçe kabarması, “genç yaş uyuşturucu ölümleri”nde Türkiye’nin AB ülkeleri arasında birinci sıraya çıkması “s.o.s.” sinyalleri veren bir diğer fecaat. 

Bu arada devlet kurumlarının raporlarıyla Avrupa ülkeleri arasında en başta Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığı, ticareti, satışı ve kullanımı ile kötü madde bağımlığının vahim bir biçimde artması, Sağlık Bakanlığı verileriyle tedavi görenlerin sayısının yedi kat katlanması fecaati tescilliyor.

Kısacası, Türkiye uyuşturucu kıskacında. Uyuşturucunun yanısıra her türlü kumar-sanal kumar, alkol-içki ve kötü madde bağımlılığının, şans ve talih oyunlarının çeşitlendirilerek devlet eliyle yaptırılarak özendirilmesiyle yapılan mânevî ve ahlâkî sosyal tahribat “imdat!” işâretlerini çakıyor.

Bunun içindir ki gençleri-çocukları ahlâkî tahribata uğratan uyuşturucu, içki, kumar - sanal kumar ve kötü madde bağımlılığıyla tüketimi illetine karşı Türkiye’nin uyuşturucu kaçakçılığı ve pazarında “transit/basamak ülke” durumundan çıkarılması, etkili maddi-mânevî tedbirlerin alınması gerekiyor.