Biri yanar (hidrojen), diğeri yakar (oksijen) olan iki gazın bileşiğinden oluşan su ateşi söndürür, yangını durdurur, bütün canlılara hayat kaynağı olur.
Yeryüzü ve gökyüzüne eşit paylaştırılan su, yeryüzüne gayet hikmet ve rahmetle indirilir, bir Âdil-i Hâkim tarafından yağmur şeklinde dağıtılır. Yeryüzünün % 71’i sularla kaplı olduğu gibi bütün canlıların vücutları da aynı oranda sudan oluştuğu ilmen sabittir. Bu oran yeryüzünde yaşanabilir iklim şartlarının oluşması için ideal olduğu gibi, canlıların hayatının devamı için de şarttır. Âdl, Hakim, Rahman ve Rahim olan Hâlık-ı Kâinat tarafından yaratılmış ve tanzim edilmiştir.
Bediüzzaman, Risale-i Nur’da, “Tâ denizlerin vâridat ve masarıfına.. tâ zemin altındaki çeşmelerin gelir ve sarfiyatlarına bak” derken bu manayı nazara veriyor.
Denizlere her saniye, sadece Amazon Nehri’nden 180.000 metreküp), toplam nehir sularının 1/5’i kadar, yaklaşık her saniyede sadece nehirlerden 900.000 (metreküp) su boşalmaktadır. Buna binlerce ton yağmur ve sel sularını dahil ederseniz aklınızın alamayacağı rakamlara ulaşırsınız.
Denizlerin sarfiyatı ise, buharlaşma ile havadaki bulutlara giden miktar ve denizaltı çatlaklarından yeraltına giden sulardan oluşur. Deniz seviyesinde yükseklik sıfır kabul edildiğine göre denizlerin gelir ve giderleri birbirine eşittir. Milyonlarca ton akarsu, yağmur sularının döküldüğü ve aynı miktar suyun denizlerden bulutlara taşındığı okyanusların gelir ve giderlerini sizce kim hesaplıyor? Bu hesabı hikmet ve adaletle, dengeli bir şekilde kim yapar, hiç düşündük mü?
“Bak! Bir Hâkim-i Rahim nasıl sekenelerine enhar ve çayları, deniz ve ırmakları, dağ ve tepeleri, ayrı ayrı mahlûklarına ve ibadına lâyık birer mesken ve vesait-i nakliye yapmış.” 1
Suyun sahibi, hâkimi kim ise, bulutları gökyüzünde gezdiren, havada, rüzgârla taşıyıp yeryüzüne Rahmet’iyle yağmur şeklinde indiren, seller, nehirler şeklinde sür’atle, deniz ve okyanuslara koşturan, yeraltında çeşmeler, göller dolduran, buhar olup tekrar buluta döndüren de yine O’dur. Rahmetiyle şenlendirdiği yeryüzü ve içindekiler de O’nundur.
Kör gözlere bile gösterdiğin bu hakikatlerle, imanla aklımızı başımıza almak, kitab-ı kebir hükmündeki kâinatı okumak, tahkiki imanla, hayatımızı hayatlandırmak, Farzları işlemekle zinetlendirmek, günahlardan kaçımakla muhafaza ettirmek nasib eyle. Amin!
Dipnot:
1) Sözler, Otuz Üçüncü Söz.