Aslında doğduğumdan beri Risale-i Nurların içerisindeydim, ama bihaberdim. Elhamdülillah ben kendimi bildim bileli gazetemiz de eve geliyordu, ama onu da çok az okuyabiliyordum. Okuldan mezun olunca kendimi İzmir’de buluvermiştim. Aslında mezun olunca şöyle bir düşüncem vardı: Kendimi hizmete adayıp hakkı ve hakikati pervasızca ifade etmek istiyordum. Bana bu düşünceyi, İzmir’in Nurlu insanları vermişti farkında olmadan. Esas eğitim hayatımda tam da burada başlamıştı.
Medresede kalmak herkese nasip olmaz derdi ablalarımız. Bizlere gerçekten de tam bir oksijen çadırları sağlayıp ahirzamanın cazibedar fitnelerinden muhafaza etmek için nezih ortamlar sağlamışlardı. Risale-i Nur’un sayesinde doğru bakış açısını Sünnet-i Seniyye ile huzuru daimîyi fiilen ve lisanen göstermişlerdi. Acısıyla tatlısıyla tam dört sene geçmişti. Rabbime binlerce kere şükrediyorum. Çünkü İzmir’de Risale-i Nurların içerisinde o şahs-ı manevîyi yaşadım.
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri şöyle buyurmaktadır: “Risale-i Nur şakirtlerinin meşgul oldukları vazife, bütün muazzam mesailden daha büyüktür. Onun için dünyevî merakaver meselelere bakıp vazife-i bakiyenize fütur vermeyiniz.”
Üstadımız, aslında dâvâmızın ne kadar ehemmiyetli olduğunu bu veciz ifade ile tebşir eylemiş. Risale-i Nurlar biz fark etmeden bizleri hayat sınavına hazırlıyordu. Bazen bir pedagog, bazen psikolog gibi birçok bilgileri yükleyip insanı eğitiyor. İzmir bu yönden bizleri yetiştirmeye devam ediyordu. Tabiî, İzmir’i İzmir yapan orada bulunan ihlâslı insanlar olmuştu. Allah hepsinden ebeden razı olsun.
İzmir benim ve diğer kardeşlerimin ufkunu açmıştı. Tabiî bunun ana kaynağı ve hepimizin şevk kaynağı olan Risale-i Nurlar oldu. Çünkü biz burada onun sevgisinin pek çok şeyden daha üstün olduğunu öğrendik. Bunun yanı sıra Yeni Asya’nın ehemmiyetini öğrendik.
Aslında İzmir’e herkes farklı gözle bakıyor, ama buradan da Demokrat fedailerinin çıkması şaşırtıcı bir durum. Kimse, İzmir’den bu kadar sitayişle bahsetmeme “abartıyorsun canım” demesinler. Ben bu şehirde yaşadıklarımı ifade edip sizlere yansıtmaya çalışıyorum.
Birkaç teşekkürde bulunmak istiyorum: Öncelikle beni buraya her türlü maddî ve manevî külfeti kabul ederek yollayan anne ve babama teşekkür ediyorum. İzmir’de bizimle ilgilenen Nurbanu Ablamıza ve Hasan Ağabeyimize teşekkür ediyorum. İzmir’in şefkatli ablalarına ve Demokrat ağabeylerine gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah gerçek anlamda iman hizmetinde bir fert kazandırmış oldular, Rabbim hepsinden ebeden razı olsun.
İzmir’den ayrılırken bu şehirde bir değil bin kapımın olduğunu bilerek gönül rahatlığı ile farklı hizmet şehirlerine ve İzmir’in şubelerini açmaya gidiyoruz. Rabbim sen bizleri ve dâvâmızı sırat-ı müstakim üzere eyle. Amin.
Allaha emanet olun duâ ile…