"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Oruçta yanlış beslenmenin sonuçları

Feyzullah ERGÜN
10 Mayıs 2020, Pazar
Ramazan ayında tutulan oruçların, özellikle iftar ve sahur yemeklerinin kalitesi, düzensiz ve hızlı yeme alışkanlığına organizmanın uyum sağlayamaması, besinlerin uygun zaman aralığında sindirilememesi sonucu, Ramazan ayı sona erdiğinde beklenmeyen kilolar alınabilir.

“Oruç tuttuğum halde, kilo aldım” düşüncesi de gerçeği yansıtmadığından, alınan bu kilolarla oruç arasında bağlantı kurulmaya çalışılması, sindirim fizyolojisi açısından geçerli bir sebep teşkil etmemektedir. Halbuki, gün boyu aç kalan bir insanı, iftarın başlamasıyla çok hızlı ve karışık yemek çeşitlerini ara vermeden tüketilmesiyle, organizmada İNSÜLİN salgılanması artarak, kanda yükselmesine sebep olmaktadır. Gereğinden fazla salgılanan insülin, dokular arasında ANABOLİZAN ETKİ (Proteinlerin kolay sentezlenmesini sağlayarak iştah açan, doping etkili kilo almaya sebep olan organik maddenin etkisi) yaptığından, oruç tutanlar ayın sonunda hatalı uygulamaları sonucunda, kilo alımlarını oruca bağlamaları kolaycılık yoluyla, gerçek sebepten uzaklaştırmaktadır. Zaten anabolizan etki sonucu iştah açıldığından, beyindeki doyma mekanizması olumsuz etkilenmektedir. Yapılması gereken ise yemek yerken, böyle durumdaki davranışımız, yeterli gıda aldığımız hissedildiğinde, durmamızın gerektiği olmalıdır.

“Hızlı yemek yeme, obezite ve metabolizmanın düzensizliğine yatkınlığı arttırır. Aşırı kilo da diyabet, kalp-damar hastalıkları ve inme gibi önemli sorunlara dâvetiye çıkarır. Hızlı yemek sonucunda besin maddelerinin, mideye tam sindirilmemiş bir halde ve daha büyük lokmalar halinde ulaştığı, besinlerin sindirim için hazır olmadığında da, midenin daha fazla efor harcadığı ve sindirim bozukluğuna sebep olacağı unutulmamalıdır. İnsülin kanda normal sınırlar içinde olmasına rağmen; hedefi olan doku ve hücrelerde işini yapamıyorsa, kişide İNSÜLİN DİRENCİ var demektir. Aşırı salınan insülin görevi gereği acıkmaya, daha çok yemeye ve atıştırmaya sebep olarak, kilo artışına yol açar.” 1

Vücutta meydana gelen hastalıkların büyük çoğunluğu “Sindirimin bir veya daha fazla evresinde, besinlerin tam olarak özümsenememesinden ileri gelir. Oruç sırasında, sindirim sürecindeki işlemler azalmış ve böylece bedenin toksik maddeleri atması sağlanarak uzun süreli diyet alımlarına bağlı hasarın tamiri gerçekleşmiş olur.” 2

Besinleri yavaş yavaş ve sindirerek yeme alışkanlığının kazanılması, birçok hastalığın önlenmesine sebep olacaktır. Çünkü sağlıklı yaşamanın başta gelen kuralı, NE TÜKETİLDİĞİ KADAR NASIL VE NE ŞEKİLDE TÜKETİLECEĞİDİR. Ramazan orucu sonunda alınan kilonun sebebi, iftar ve sahurda yenen yemekler gösteriliyorsa da, sindirim fizyolojisinde yüksek şeker oranları yanında, LİFLİ GIDA tüketiminin büyük ölçüde azalmasıdır. “Lif önemlidir. Çünkü şekerin bağırsaklarımızdan kana karışmasını yavaşlatır, tokluk hissi verir ve kolesterolü düşürür. Yediğimiz liflerin büyük bölümü meyve, sebze, fındık, ceviz, tohumlu gıdalar ve baklagillerden gelir. Kutu, paket veya konserveden rafine, işlenmiş yiyecekleri yiyenlerin vücuduna, sağlıklı ve tabiî gıdaları tüketenlerden daha az lif girer. Beslenmemizde lifin yerinin az olmasının, sağlığımız üzerinde muazzam etkileri vardır. Kalp hastalığı, diyabet, obezite, kanser ve diğer birçok kronik hastalık riskini arttırır. Lif oranı yüksek gıdaları yemenin kan şekerini düşürmesi, diyabet ilâçları kadar etkilidir ve yan etkisi yoktur.” 3

Beslenmelerinde, çay şekeri, reçel, marmelat, pekmez, bal, tatlılar, kurabiye, kek, pasta, bisküvi, çikolata, gofret, beyaz ekmek, pirinç, erişte, makarna, muz, incir, kavun, karpuz, hazır meyve suları ve asitli meşrubatlar gibi gıda maddelerini tüketen kişiler, TOK OLMALARINA RAĞMEN, HIZLA ACIKMAKTADIR. Oruç ibadetinin ifa edilmesinde “İyi bir sağlık için, yalnızca ne yediğimiz değil, nasıl yediğimiz de bir o kadar önemli. Vücudun kendine yakıt sağlamak için ihtiyaç duyduğu şeyleri yemelisiniz. Hepsinden önemlisi, olabildiğince işlenmemiş besin tüketmelisiniz. 

Son bir sözüm daha var: SEBZE YİYİN! Bunun hiç de karmaşık olmayacağını bilmelisiniz.” 4

Sağlıklı ve dengeli beslenme kurallarına uymadan, besleyici değeri olmayan ve yetersiz beslenme sonucunda organizmanın dengesini bozan beslenme şekli, alınan ve harcanamayan yüksek kalorilerin depolanmasıyla, istenmeyen kilo artışları ve yağlanmalar, sürpriz olarak görülmemelidir. Uygun gıdalarla düzenlenemeyen yetersiz bir beslenme şekli, hız ve zamanlamasındaki denge kurulamadığından, vücut makinemiz yavaşlar ve bazı duraklamalar yaşayabileceğinden, insülin-şeker dengesi de bozularak kilo alınmaktadır. Unutulmaması gerekir ki; kilo almadan sağlıklı yaşamanın önemli sırrı ELİMİZDEKİ KAŞIĞIN İŞLEME HIZI VE İÇİNDEKİ LOKMANIN MUHTEVASINDA SAKLIDIR. İşte bu şekilde oruç tutulduğunda, sağlığın kaynağına ulaşılacaktır.

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1) https://www.medikalakademi.com.tr/kilo-almanizin-sebebi-insuelin-direnci-olabilir/

2) Muinûddin ÇİŞTÎ, Sûfî Tıbbı, s. 119 İnsan Yayınları 2015.

3) Dr. Robert O. YOUNG, Diyabette Ph Mu’cizesi, s. 77, Aura Kitapları 2016.

4) Dr. Mark HYMAN, Kan Şekeri Diyeti, s. 114, Pegasus Yayınları 2013...

Okunma Sayısı: 2310
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı