Sıla-ı rahim; yani akraba ve dostlarla görüşüp onların sıkıntılarını gidermek İslâm’ın kesin emridir. Bilhasa anne, baba ve diğer akrabarla ilgilenmek, onları memnun edici işlerde bulunmak Allâh’ın rızasını kazandırır. İki dünyanın huzûruna sebep olur.
Ebeveynimiz gayr-i müslim hattâ müşrik bile olsalar onlarla görüşmek, onları memnun etmek ve onların gönlünü almak câizdir.
Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ radiyallahu anhumâ şöyle anlatıyor: Resûl-i Ekrem Sallallâhu aleyhi ve sellem zamanında müşrike olan vâlidem bir defasında kuru üzüm ve yağ hediyeleriyle bana geldi. Ben annem müşrike olduğu için, hediyelerini kabülden ve kendisini de eve almaktan çekindim. Resûlullah’a sordum: Yâ Resûlallah! Vâlidem, oğlu Hâris ile berâber bana geldi. Beni ziyâret etmek ve ilgi görmek istiyor. Anama sıla ve iltifat edebilir miyim? dedim. Resûlullah (sav): Evet, annene sıla ve iltifat eyle, yani ananı eve al ve onun gönlünü hoş eyle! buyurdu.
“Âhiret kardeşlerimden Mustafa Çavuş isminde bir zât vardı. Dîninde dünyasında muvaffakıyetli görüyordum; sırrını bilmezdim. Sonra anladım ki, o muvaffakıyetin sebebi o zat ise, ihtiyâr peder ve vâlidelerinin haklarını anlamış ve o hukûka tam riâyet etmiş ve onların yüzünden rahat ve rahmeti bulmuş; inşâallah âhiretini de tâmir etmiş. Bahtiyar olmak isteyen ona benzemeli.” (Mektûbât,s.252)
Îman, istikâmet, ihlas, takvâ, sebât, sadâkât, sıla-i rahim, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.